|
Barış 'eşek' demektir
Osmanlı İmparatorluğu’nun manevi kurucusu Osman Gazi’nin kayınbabası Şeyh Edebali, sabır için, “Kara bir dikeni yutmak, diken içini parçalayıp geçerken de hiç ses çıkarmamaktır” diyor.

Hiçbir kavgada taraflar barış masasına otururken sarmaş dolaş can ciğer kuzu sarması olmaz.

Barış masasına düşmanla oturulur, anlaşılırsa dostça kalkılır.

***

Bölgede uzun süredir duyulmayan silah sesleri yüzünden bölge ekonomisi ile ilgili projeler hazırlanıyordu.

Terör nedeniyle çıkılamayan yaylalara, dağlara çıkılmaya başlanmıştı.

Özelde bölge, genelde de Türkiye için barış süreci gençlere önce iş sonra aş sonra eş sonra da eşek yani araba sahibi olmak demekti.

Bölge ve Türkiye için oradaki savaş ve kan nasıl yoksulluk demek, göç demek ve korku demekse, başlayan barış süreci de zenginlik demekti.

Bu süre zarfında bölgenin turizm, tarım ve hayvancılık konusundaki potansiyeli projelendirilmeye başlanmıştı.

Sonra birdenbire yine bir şeyler oldu.

Gezi ile başlayan Kobani bahanesiyle süren artan sokak terörü ve Suriye’deki iç savaş bizi içine çekti, ya da çektirildi

Bu ülkede sancılı bütün alanlar kaşınmaya başlandı.

‘Alevi-Sünni, Türk-Kürt, Kemalist-antikemalist çatışmaları gibi’

Ve sessizlik yerini gürültüye bıraktı.

Barış süreci için masaya oturmaya hazır olan taraflar, farklı talepler dillendirmeye başladılar.

Bir yerde gürültü varsa orada kaos ve kargaşa vardır.

Çok seslilik, eğer onu yöneten ehil biri yok ise ‘orkestra şefi gibi’ herkesi rahatsız eder.

Etti de.

***

Tabi bütün bunların üstüne ihmal, denetimsizlik ve kar hırsıyla Soma ve Ermenek’te maden ocaklarında yaşanan iş cinayetleri de eklendi.

Soma’da 301 insanımızı kaybettik. Ermenek’te 2 işçinin cansız bedeni çıkarıldı ama 16 işçimizden hala haber yok.

Neden gelişmiş ülkelerde bu boyutta maden kazası olmuyor da Şili gibi, Çin gibi Türkiye gibi ülkelerde oluyor?

O madenlerden kara taş yerine kara yas çıkıyorsa, yüzlerce yetim ve dula mal oluyorsa o maden.

Neden lanet olsun böyle kazanca denmiyor?

Neden “Bir çalışanın hayatı, bu madenlerin tamamından değerlidir” denmiyor.

Neden?

***

Siirt’in Eruh ilçesinde terör örgütü PKK tarafından 27 yıl önce 25 kişinin katledildiği köy baskınında annesinin buğday çuvalında saklayarak kurtardığı Haci Baykara’nın öyküsü bile bu sürecin ne kadar önemli olduğunu göstermeye yeter.

***

SÜ Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Baykara şöyle anlatıyor:

1987 yılında terör örgütünce gerçekleştirilen Kılıçkaya köyüne bağlı Milan mezrasındaki

katliam esnasında 8 yaşındaydım.

Buğday çuvalına saklanarak kurtuldum.

Mezradaki 25 ev yakıldı. Amcam yanarak öldü. Yaşadıklarımın hayatımda olumsuz etkileri oldu. O dönemde kesinlikle çocukların görmemesi gereken konulara şahit olduk.

Olaydan sonra köy güvenlik nedeniyle boşaltılınca herkes yaşam tarzını bilmediği bir yerlere dağıldı.

Köyün zengin insanları şehirde yoksulluk içinde yaşamaya başladı.

Maalesef köyde tapulu 26 arazimiz olmasına rağmen her şeyi bırakıp şehre yerleştik.

O dönemde köyde iki evi olan insanlar şehre göç ettiklerinde bir odalı evde 8 kişi yaşamak mecburiyetinde kaldı.

Katliamdan sonra köye gelen özel harekat polislerinin sahip çıkmasıyla eğitim hayatım başladı.

1998 yılına kadar özel harekat polislerinin desteğiyle okuyup, eğitimimi kesintiye uğratmadan sürdürdüm.

O polislerin üzerimizde emeği var.
Babamın felç geçirmesiyle maddi ve manevi sıkıntı yaşadık.

Kafkas Üniversitesi Kimya Bölümü’nü kazandım.

Okulu birincilikle bitirdim.

Yıllar sonra geldiğim Siirt Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak görev yapmaya başladım.

Yurt dışında kimya alanında bazı çalışmalara da katıldım.

Yurt içi ve yurt dışından doktora için danışmanlığını yaptığım birçok öğrencim var.

Devam eden bir çözüm süreci var. Bunun kesinlikle sonuna kadar gidilmesi gerektiğini düşünüyorum.

30 yıllık süreçte bir nesil cahillikle yok oldu.

Barışın kaybedeni asla olmaz ama bakın bu şekilde bir nesil kaybedilmiş oldu. Şu kardeşlik ve çözüm projesinde kesinlikle sonuna kadar gidilmesi, silahların sustuğu, hakikatten kardeşlik kavramının içinin doldurulduğu bir ortama getirilip sonlandırılması gerekiyor.

Bu ülkede herkesin kardeşçe yaşayabileceği bir ortamın sağlanabileceğini düşünüyorum.

***

Bir kez daha tekrar edersek bu topraklara yoksulluk, cehalet ve kardeş kavgası tohumları ekilmiş.

Gezi ve Kobani bahanesiyle sulanıyor ki bu üç tohum yeşersin.

İzin verecek miyiz?
Günün Sözü:
Dünyanın insandan başka bir anlamı yoktur.
Camus
#yaşar süngünün yazıları
#yeni şafak köşe yazarları
#kobani
9 yıl önce
Barış 'eşek' demektir
Haziran 2021’de seçim olur mu?
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!