|
Dede Korkut’un Vatikan’da ne işi var?
Türkiye’de ve Malezya’da eğitim verdiği dönemde, 16’ncı yüzyıl siyaset felsefesini anlatırken, Machiavelli ile Kınalızade’yi karşılaştırdığını belirten Başbakan Davutoğlu’nun anısı çok çarpıcıydı:

Yurt dışında Malezya’da ders vermeye başladığımda baktım ki sınıf Birleşmiş Milletler gibi, 25 ayrı milletten öğrenci var ama benim kitap Yunan’dan başlıyor, Roma’dan devam ediyor, Hristiyanlık ve çizgide hiç Asyalı, Müslüman yok, Türk zaten yok da Asyalı da yok.

Bütün programı değiştirdim ve yeni bir çizgide siyasi düşünce tarihi anlattım. İçine de bizim klasikleri de koydum, Farabi’yi, Kınalızade’yi...

Seneler sonra, yetiştirdiğim öğrencilerden birisi, doktorayı tamamlayıp hoca olarak döndüğünde üniversiteye, mektup yazdı bana, dedi ki ‘Hocam yeni gelen nesil, maalesef çok iyi yetişmiş değil Kınalızade’yi dahi bilmiyorlar.’

Ben de cevap yazdım; ‘Üzülme, Türkiye’dekiler de bilmiyor’.

Tarihimizle alakamızın seviyesi bu!

*

Bu anıyı neden anlattığımıza gelirsek;

İş dünyasının en büyük sivil örgütü TOBB 2015 yılında yani Dede Korkut destanlarının yazılı halini bulup kitaplaştırmış.

Bunun hikayesi de ilginç;

Kitabın orijinali, Oğuz Türkçesi anlatımıyla Osmanlıca kaleme alınmış.

Günümüzde Dede Korkut Kitabı’nın iki orijinal yazması bulunuyor. Bunlardan biri, Almanya Dresden’de, öbürü Vatikan’da.

Ayıbın büyüğünü görüyor musunuz.

Türk milletinin en önemli eseri Vatikan ve Dresden kütüphanelerinde bulunuyor.

*

TOBB, Dede Korkut’un orijinal tasvirlerine ulaşabilmek için büyük uğraşlar vermiş.

Hem Vatikan nüshası, hem de Dresden nüshası tıpkı basımlarına, Türkçe metin ekleyerek, iki nüshanın da orijinal halinin tıpkı basımlarını gerçekleştirmiş.

1.492 sayfadan oluşan Dede Korkut kitabı, 13 aylık bir çalışmanın ürünü.

18 ayrı sanatçının 20 ayrı minyatür yaptığı ilk orijinal eser böylelikle ortaya çıkmış.

Kitap için TOBB’a teşekkür etmek lazım.

Bu olayı da geçmiş tarihimize ne kadar önem vermediğimizin fotoğrafı olarak hatırlayalım.

*

Dede Korkut’un hayat hikayesi konusunda çok rivayetler var.

Birçok tarihçi, Dede Korkut’un “Hazreti Peygamber (sav) döneminde yaşadığını, Müslüman olduğunu ve diğer boyları İslam’a davet ettiğini” belirtiyor.

Dede Korkut’un büyük geçiş döneminin öncü kişiliği olduğu söyleniyor.

*

Dede Korkut Kitabı’ndaki hikâyeler, Türklerin Müslüman olması sonrasında, tarih boyunca dilden dile, anlatıcıdan anlatıcıya aktarılan, bir sözlü gelenek ürünü.

Bunlar ancak 15. ve 16. yüzyılda yazıya geçirilmiş.

Dede Korkut kitabı; Türklerin doğaya, insana, anaya, babaya, yoldaşa, dosta, düşmana ve Allah’a bakışının özeti gibi.

Bu kitabı okuyan, Türk örf ve âdetinin, Türk tarihinin özünü öğrenir.

*

Dede Korkut kitabını birçok insan çocuk kitabı gibi düşünür.

Yanlıştır.

Dede Korkut, büyükler için, hatta yöneticiler için, millet ve ülkesi için mücadele etmeyi hayat tarzı olarak benimseyenler için, son derece faydalı ve değerli bir başvuru kitabıdır.

*

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği TOBB, Dede Korkut hikâyelerini kitaplaştırmasa Türk tarihinin en önemli eserinin iki orijinal nüshası olduğunu bunlardan birinin Almanya’da diğerinin Vatikan’da olduğunu bilmeyecektik.

Tarih boyunca dilden dile anlatılan bu destanlar 15 ve 16. yüzyılda toplanarak kaleme alınmış.

Yüzyıllarca Avrupalı Hristiyanlar bu kitaplardan faydalanırken biz çocuk kitabı muamelesi yapmışız.

Bir türlü büyüyemememiz de ondandır belki de!
Günün sözü:
İki şey aklın hafifliğine delalet eder. Söylenecek yerde susmak, susulacak yerde söylemek.
Dede Korkut
#Dede Korkut
#TOBB
#kitap
9 yıl önce
Dede Korkut’un Vatikan’da ne işi var?
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’