|
El atına binen tez iner
Dede Korkut bugün bile bizlere hayat dersi veriyor;

Hey oğul!

Azını gören, çoğunu bilen, sözünü diyen oğul...

Sen sen ol, el sözüyle yola çıkma...

El sözüyle yola çıkan, el yolunda yorulur.

El ağzıyla söz deme, duyan sana değil ele inanır.

El, elini tutanın eli zayıf düşer... Elin eli, tutarda, senin elin tutamaz.

Birlik, el ele vererek olur. Doğrudur.

Ama elin eline el verenin birliği de, dirliği de bozulur.

El atına binen tez iner...

Elin kulağıyla duyma.

Onlar duyacaklarını duyurmaz sana...

Kendi duymak istediklerini duyurur..

El olma.

Elin olma.

Elden olma.

El olan, elin olan, elini de, kolunu da,

Vatanını, bayrağını, dinini, namusunu

ve dahi devletini kaybeder..

*

Dede Korkut söylemiş:

Allah Allah demeyince işler düzelmez, kadir Tanrı vermeyince er zenginleşmez.

Ezelden yazılmasa kul başına kaza gelmez, ecel vakti ermeyince kimse ölmez.

Ölen adam dirilmez, çıkan can geri gelmez.

Bir yiğidin kara dağ yumrusunca malı olsa yığar, toplar, talep eyler, nasibinden fazlasını yiyemez.

Gürüldeyip sular taşsa deniz dolmaz.

Kibirlilik eyleyeni Tanrı sevmez, gönlünü yüce tutan erde devlet olmaz.

El oğlunu beslemekle oğul olmaz, büyüyünce bırakır gider, gördüm demez.

Kül tepecik olmaz, güveyi oğul olmaz.

Kara eşek başına gem vursan katır olmaz, hizmetçiye elbise giydirsen hanım olmaz.

Lapa lapa karlar yağsa yaza kalmaz, yapağılı yeşil çimen güze kalmaz.

Eski pamuk bez olmaz, eski düşman dost olmaz.

Kara koç ata kıymayınca yol alınmaz, kara çelik öz kılıcı çalmayınca hasım dönmez, er malına kıymayınca adı çıkmaz.

Kız anadan görmeyince öğüt almaz, oğul babadan görmeyince sofra çekmez.

Oğul babanın yerine yetişenidir, iki gözünün biridir.

Devletli oğul olsa ocağının korudur.

Oğul da neylesin baba ölüp mal kalmasa.

Baba malından ne fayda başta devlet olmasa.

Devletsiz şerrinden Allah saklasın Han’ım sizi!

*

Dede Korkut bir daha söylemiş:

Sert yürürken cins bir ata nâmert yiğit binemez, binince binmese daha iyi.

Çalıp keser öz kılıcı nâmertler çalınca çalmasa daha iyi.

Misafiri gelmeyen kara evler yıkılsa daha iyi.

Atın yemediği acı otlar bitince bitmese daha iyi.

İnsanın içmediği acı sular sızınca sızmasa daha iyi.

Baba adını yürütmeyen hoyrat oğul baba belinden inince inmese daha iyi, ana rahmine düşünce doğmasa daha iyi.

Baba adını yürütünce devletli oğul daha iyi.

Yalan söz bu dünyada olunca olmasa daha iyi.

Gerçeklerin üç otuz on yaşını doldursa daha iyi.

Üç otuz on yaşınız dolsun, Halk size kötülük getirmesin, devletiniz devamlı olsun Han’ım hey!

*

Dede Korkut bir daha söylemiş, görelim hanım ne söylemiş:

Gittikte yerin otlaklarını geyik bilir.

Yeşermiş yerlerin çimenlerini yaban eşeği bilir.

Ayrı ayrı yolların izini deve bilir.

Yedi dere kokularını tilki bilir.

Geceleyin kervan göçtüğünü çayır kuşu bilir.

Oğulun kimden olduğunu ana bilir.

Erin ağırını hafifini at bilir.

Ağır yüklerin zahmetini katır bilir.

Nerede sızılar var ise çeken bilir.

Gafil başın ağrısını beyni bilir.

Kolca kopuz yükseltip elden ele, beyden beye ozan bilir.

Karşınızda çalıp söyleyen ozan olsun.

Azıp gelen kazayı Tanrı savsın hanım hey!

Bin 400 yıl önce o dönemin Türk beylerine verdiği öğütler ne kadar yeni değil mi?
#Dede Korkut
#Türkler
#toplum
#insan
9 yıl önce
El atına binen tez iner
X’e kısıtlama an meselesi
Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek
Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti
Bir bu eksikti...
IBAN veren esnafın katli vacip mi?