|
Gençler ölmez, ekonomi de düzelir

Güven ve istikrar, yatırımın can suyudur.

Silahlar bırakılıp barış ortamı sağlanırsa bölge coğrafyasında inanılmaz bir dinamizm yaşanacak.

Göç duracak, yatırım gelecek, yoksulluk azalacak.

Yoksulluk, kardeş kanı ve gözyaşı dökmek bu ülke insanının kaderi değil ki.

Van, Hakkari, Şırnak, Tunceli, Bingöl, Diyarbakır, Muş, Ağrı, Kars’ta bu bahar ile beraber çiçekler gibi refah, barış, huzur ve kardeşlik yükselecek.

*

Vanlı işadamları diyor ki; “Son iki yıldan bu yana “barış” sözcüğünü, “çatışma” sözcüğünden daha fazla kullandık. Sonuna kadar destekliyoruz.”

Güneydoğulu işadamları diyor ki; “PKK’yı da HDP’nin sesine kulak vermeye davet ediyoruz. Bu topraklarda artık silahların konuşmaması gerekiyor.”

Tuncelili işadamları diyor ki; “Tunceli 500 bin kişiyi istihdam edecek potansiyele sahip. PKK silah bırakmalı ve barış süreci tamamlanmalıdır.”

*

Bölgedeki esnaf diyor ki;

“Huzur ortamı olursa turist de gelir insanların işleri daha da artar.”

“Silahların bırakılmasıyla kentte ekonomi canlanır, turist sayısı artar.”

“Köylere dönüş de artar, huzur, barış gelir.”

“Çözüm sürecine güvenerek iş yeri açtım.”

“Eğitim, sağlık ve diğer hizmetlerde de ilerleme sağlanır.”

Bölgedeki çalışanlar diyor ki;

“Böyle bir anlaşma olursa bölgemiz ve barış için iyi olur. Gençler ölmez, ekonomi de düzelir.”

Köy Korucuları ve Şehit Aileleri diyor ki;

“Geçici köy korucuları olarak silahsızlanma bizleri fazlasıyla mutlu etmiştir.”

Bölgedeki kürt vatandaşları diyor ki;

“Barış olduğu zaman herkes huzur içerisinde yaşar, gözyaşı durur.”

“Bundan sonra Cudi dağında Türk ve Kürt kardeşlerimizle piknik yaparız.”

Bölgedeki öğrenciler diyor ki;

“Verilen mesajlar bölgenin huzuruna katkı sunarken sosyal olarak rahatlama olacak, bölgeye karşı olumsuz algılar da değişir.”

Ağrılı çiftçi diyor ki:

“Birbirimizi kırmanın kime ne faydası var.”

Hakkarili vatandaş diyor ki;

“Kimse memleketini bırakıp başka yerlere gitmez.”

“Çocuklarımızı askere ve üniversiteye gönderdiğimizde rahat bir şekilde yatarız.”

*

Anneler diyor ki;

“Özellikle çocukların geri dönüşler için çok umutlandık.”

“Allah rızası için herkes elini taşın altına koysun, barış için elinden geleni yapsın.”

“Çocuklarımız dağda olduğu için çok üzgünüz, gözümüze uyku girmiyor.”

“Dağdaki öğrencilerin ailesine ve okuluna kavuşmasını istiyoruz.”

“İki yeğenim askerdir, ama oğlum da dağdadır. Allah korusun ikisi birbiri ile karşılaşırsa ne olacak. Çağrıdan dolayı sevinçten ağladık.”

“Oğlum üniversitede örgüte katılmış. İnşallah barışı sağlayacaklar ve herkesin çocuğu evine geri dönecek. Haberi duyduğumda kanatlanıp uçacak gibi oldum.”

“Dağa götürülen iki kızım çatışmada hayatını kaybetti. Bizim çocuklarımız geri gelmeyecek ama inşallah bu çağrı ile başkalarının çocukları ailelerine kavuşur.”

“24 yıl önce giden kızım sağ mı, ölü mü, mezarı var mı? bilmiyoruz. Giden zaten gitti. Allah affetsin onları, kalanların evlerine dönmesini istiyoruz.”

*

Ankara’daki muhalefet diyor ki;

“Bölücü örgüt jestlerle dirilmiş tavizlerle canlanmış pazarlıklarla Türkiye’nin karşısına sanki eşit bir güç gibi dikilmiştir.”

*

Şimdi kimi dinliyeceğiz?

“Anaların gözyaşı dinecek.” diye ağlayanlar kimler?

Sıkılan yumruklarla tokalaşma yapılmayacağını bilmiyor muyuz.

Barış masasına dostlarla değil, düşmanla oturulduğunu neden unutuyoruz.

100 yıl savaşsak da gelinecek nokta burası.

Daha ötesi yok.

Benden nefret edenlerden nefret edecek vaktim yok. Çünkü ben, bana değer verenleri sevmekle meşgulüm. Gabriel Garcia Marquez
#barış
#HDP
#PKK
9 yıl önce
Gençler ölmez, ekonomi de düzelir
A partisi, B partisi, hani bunun C partisi
İtiraf
Sen bağışladın ama biz affetmedik çocuk…
‘Endişeli muhafazakârları’ kazanmak gerekir…
Başçavuşun eşeği ve kös