|
Keşfedilmeyi beklemeyeceksin
Orta yaşlarda biraz meczup hamalın adı Hakan.

Çok güleryüzlü ve sıcak bir insandır kendisi.

Her geçene selam verir.

Sokaktaki bütün dükkanların taşınacak neyi varsa o taşır.

İş Merkezi’nin en üst katından aşağı merdivenlerden indiğimi görmüş, çıkışta karşılaşınca sordu:

-“Abi neden asansöre binmedin”

-”Hareket olsun diye” dedim.

Güldü, hava soğuk ve yağmurluydu.

-Bugün nasıl işler dedim.

-“Ah be abi bugün işlerde hareket yok. Ama Allah bereketini verir" dedi.

Ve bağırmaya başladı: Ben burdayıııım.

*

Burası İstanbul’un tam orta yeri, ticaretin merkezi Sultanhamam’ın ve Mısır Çarşısı'nın üstü, Süleymaniye’nin altı Mercan.

Buraya her sabah güneşin doğuşuyla birlikte kamyonlarla mal gelir.

Her gelen kamyonun çevresinde onlarca hamal toplanır.

Ve bu mallar bir saat içinde bölgedeki esnafın dükkanına hamallar tarafından taşınır.

Ve her gün böyle başlar.

*

İş olmazsa bizim Hakan hamal, yarım saatte bir sokakta durup dururken, “Ben burdayım” diye yüksek sesle bağırır.

Biraz bekler, yine iş çıkmazsa bu kez, “Ben her zaman burdayım” diye bağırırır.

Sokaktan ilk kez geçenler onun neden bağırdığını bilmezler.

Ama biz biliriz ki taşınacak mal bulamamıştır Hakan.

Rızkın nereden geldiğini bildiği için moralini hiç bozmaz.

Sadece hatırlatır aracılara, “Ben burdayım”.

Mercan’ın hamalı Hakan bile rızık için, aracılara hatırlatmak lazım geldiğini bilir.

*

Mercan’da irili ufaklı binlerce han, onbinlerce esnaf vardır.

Hiçbirisi o hanlarda oturup mal satmayı düşünmez.

Hepsinin de sokakta en az bir tane çığırtkanı vardır.

Bunların çoğu bir kaç tane yabanı dili ürün reklamı yapacak kadar veya malı satacak kadar bilir.

Onlar da Hamal Hakan gibi, sokaktan geçenleri müşteri olarak görür ve sesli ürün tanıtımı yaparak sokaktan müşteri çekerler.

*

Mercan modeli derim ben buna.

Mercan’ın hamalı da, esnafı da keşfedilmeyi beklemez.

Tevekkül eder ama işini sağlama aldıktan sonra.

Müşterinin peşinden gider, yakalar, anlatır, ikna ederse malı satar, ikna edemezse hiç beklemez, ah vah etmez, bir sonraki müşteriye yönelir.

Akşam olduğunda da şükürler olsun der, dükkanı kapatır ve eve doğru yola çıkar.

*

Model bu kadar basit.

Bu basit kuralı bilmeyen nice şirketler nice yetenekli insanlar tanıyorum.

Bu basit kuralı bilmeyen milyonlarca binlerce şirket, ürünlerini pazarlamak yerine müşteri tarafından keşfedilmesini beklediği için raflarda ve depolarda eskiterek zarar etmiştir.

Dünyada milyonlarca yetenekli insan, zekasına ve aklına güvenerek keşfedilmeyi bekleme hatasına düşmüş, düşük makam ve kazançlarla hayatını sürdürmek zorunda kalmıştır.

Bu basit kuralı bilmeyen nice şirketler nice yetenekli insanlar sessiz sedasız yok olup gitmişlerdir.

Ya da mevcut kazanç ve makamlarla yetinmek zorunda kalmışlardır.

*

Bununla ilgili güzel atasözleri de vardır;

Nerede hareket orada kazanç.

Paça ıslanmadan balık tutulmaz.

Almadan vermek, Allah’a mahsus (yaraşır).

Damlaya damlaya göl olur.

Çabalama ile çarık yırtılır.

İşleyen demir pas tutmaz.

Akan su yosun tutmaz.

Lafla peynir gemisi yürümez.

Lafla pilav pişerse, deniz (dağ) kadar yağı benden.

Zahirenin ambarı sabanın ucundadır.

Zahmetsiz rahmet olmaz.

Açık ağız aç kalmaz.

Emek olmadan yemek olmaz.

Toprağı işleyen ekmeği dişler.

*

O basit kuralı söylemeyi unuttuk.

İlmin kapısı okumakla, rızkın kapısı hareketle açılır.

Sözün özü: Keşfedilmeyi beklemeyeceksin.

“Önce çalış sonra dinlen” diyor. Puşkin
Günün sözü:
Çalışanlar, kötülük düşünmeye vakit bulamazlar. Çalışmayanlar ise, kendilerini kötülükten kurtaramazlar. Hz.Ali
#çalışmak
#emek
#keşfetmek
#yaşar süngünün yazıları
9 yıl önce
Keşfedilmeyi beklemeyeceksin
Kafkaslar"dan sonra Orta Asya
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?