Mekke ve Medine; aşıklar ve tüccarlar şehri

Ticaret yönünden daha zengin olan Medine ile Mekke bugün tartışmasız dünyanın en büyük pazarlarından ve dini merkezlerinden biri.

Ekonomi ticaret, otelcilik ve hizmet sektöründe yoğunlaşıyor.

Ekonomiyi döndüren tek motor, insanların yeme içme ve barınma ihtiyaçları. Bir de hediyelik eşya satışı.

Ve maalesef Çin malları istila etmiş durumda.

Seyyarından sabit dükkanlara kadar hangi ürüne baksan üstünde made in chine ibaresini görüyorsun.

Bu da bizim Türk tüccarlara kapak olsun.

Yarıyıl tatili dolayısıyla Türklerin çok yoğun olduğu dikkatlerden kaçmıyor.

Esnaf, Türkleri yüzlerinden tanıyor ve seviyor.

Dükkanın önünden geçerken esnafın bize hitap ederek, “Türk var iş var, Türk yok iş yok” sözü bu gerçeğin ifadesi.

Ekonomik, sosyal ve coğrafi yapı açısından iki şehirde İslamın doğuşundan bu yana hiç değişmemiş.

Mekke ve Medine eskiden bölgenin ticaret ve dini merkeziydi.

Bugün ise dünyanın en etkin ticaret ve dini merkezi.

Mekke’nin etrafı eskiden taşlardan oluşan irili ufaklı binlerce dağlarla çevriliydi.

Şimdi adına otel ve rezidans denen 5 yıldızlı irili ufaklı binlerce beton yığınlarıyla çevrili.

İbadet açısından Mekke o dönemde de meşakkat ve zorluk şehriydi, bugün de öyle.

Yine ibadet açısından Medine o dönemde de Müslümanlar için dinlenme yeriydi, bugün de öyle.

Mekke yoruyor, Medine dinlendiriyor.

Ama ikisi de tatlı; Yorulmak da, dinlenmek de.

Kadın erkek, çoluk çocuk, 24 saat her yaştan insanın gece gündüz demeden sokaklarda görüldüğü şehir; Mekke.

Sanki ezan okunduğunda şehrin tamamı namazda.

Herkesin yönü Kabeye doğru.

Kabeye çıkan bütün yollar “yeryüzü mescid” sözünü doğruluyor.

Kaldırımların bir tarafında kadınlar, diğer tarafında erkekler.

Seccadelerini sermişler ezanı bekliyorlar.

Önce yanyana iki kişi derken 3,4, 5, 6.

Sonra ezanlar başlıyor ve namaz başladığında sokağın ortasında kadınla erkek seccadeleri yanyana.

Siyahıyla, beyazıyla, sarısıyla, çekik gözlüsüyle kadın erkek çoluk çocuk herkes yanyana.

Gaye ve hedef tek.

Ve o gayeye ulaşmak için yapılan şeylerde aynı.

Ve günde 5 kere bu sahne tekrarlanıyor.

Bu şehirde milyonlarca insan 24 saat dışarıda.

Bu tablonun insanı etkilememesi imkansız.

Bu yıl okulların yarıyıl tatilini Üsküdar Anadolu İmam Hatip Lisesi Müdürü, müdür yardımcıları, öğretmenler, öğrenciler ve velilerle birlikte kutsal topraklarda geçirdik.

Mekke ve Medine’de 10 gün süren maraton tatlı bir yorgunlukla sona erdi.

Mekke’de umre ve tavaflarımızı yaptık.

Medine’de sevgili peygamberimizi, ziyaret ettik.

Mekke’de Sevr dağı ile, Hira Nur dağının yamacına gittik.

Çıkamadık ama peygamberimizin o dönemde nasıl zorluk yaşadığını bir an da olsa yerinde hissettik.

Arafat’a çıktık.

Mekke’den 5 saatlik otobüs yolculuğuyla geldiğimiz Medine’de Mescid-i Nebevi’de kabri bulunan O sevgiliyi ziyaret ettik.

Ve “Biz geldik Ya Resulüllah” dedik.

Türkiye’den selam gönderen tüm dostların selamını ilettik.

O topraklara ilk kez gitmenin etkisiyle midir bilemiyorum ama çok lezzet aldık.

10 gün boyunca gerek Kabe’de, Kabe’nin etrafındaki mescidlerde, Mekke sokaklarında, Medine’de, Mescid-i Nebevi’de, Uhut dağında, Kuba ve Kıbleteyn Mescid’inde, İslam dünyasının fotoğrafını çektik.

Fotoğrafta sadece aşk vardı.

Biz aşkı gördük, gerisi hikaye.

Not:

Üsküdar Anadolu İmam Hatip Lisesi Müdürü Mustafa Akgül’e Müdür Yardımcıları Selman Küçük, Ömer Faruk Şimşek ve Şeyma Yaşar’a ve bizi tüm gezi boyunca okuduğu Kuran’la besleyen okulun Kuran-ı Kerim hocası Ramazan Demirkan’a, Ramazan hocanın umre sonrası “Onlar şimdi benim Meryemlerim oldu” dediği kız öğrencilere ve katılan diğer umre arkadaşların hepsine çok teşekkürler.

Günün sözü:

Ne mutlu o kimseye ki, kendi hatalarını görmekten başkalarının hatalarını göremez.

Hz. Muhammed (s.a.v.)

#mekke

#medine

#hazreti muhammed

#hac

#umre

#tavaf