|
Sıkıntının kaynağı

Ekonomik ve ahlaki yoksulluğun kötü tarafını en son Özgecan’ın vahşice öldürülmesiyle gördük ve yaşadık.

Ülke olarak gözyaşı döktük.

İnsan olarak nerede olduğumuzu, nereye kadar gerilediğimizi artık görmemiz ve bozulan ayarlarımızı düzeltmemiz gerekiyor.

Doğruyu öğrenmezsek, iyi insanla kötü insanı karıştırırız.

Gömleğin ilk düğmesini doğru iliklemezsek, bütün düğmeleri yanlış ilikleriz.

Doğruyu öğrenmezsek, kim insan, kim değil, ya da kim Müslüman, kim değil sorularını yanlış cevaplarız.

*

O yüzden bugün de Türkiye İktisadi Girişim ve İş Ahlakı Derneği tarafından yayınlanan “Asr-ı Saadet’te Ticaret ve Tüccar Sahabeler” adlı kitabından yapacağımız örnek alıntılarla bu önemli konuya devam edelim.

Hz Ömer’in hilafet günlerine ait bir hatıra, ticarete ve ibadete nasıl bakmamız gerektiğini gayet güzel anlatıyor:

O günlerde Yemen’den bir grup Medine’ye gelir. Hiçbir işle ilgilenmezler Mescidin bir köşesinde sürekli ibadet ederek vakit geçirirlerken Hz Ömer’in dikkatini çeker ve bunlar kim diye sorar.

-”Bunlar Allah’a tevekkül eden kimselerdir” cevabını alınca kızar:

“Hayır, bunlar tevekkül eden değil, müteekkilundur (Yiyicilerdir). Tevekkül eden tohumu toprağa eken sonra tevekkül eden kimsedir” der.

Yani kimselere yaslanmadan, yük olmadan yaşayacaksın.

Rızkını insanlardan değil, sadece Allah’tan bekleyeceksin.

İşte ölçü...

*

Kendisi de büyük bir tüccar olan İmam-ı Azam Ebu Hanefi’nin en gözde talebelerinden İmam Muhammed’in son yazdığı kitap olan El Kesb’in (kazanç) şöyle bir hikayesi anlatılır:

İmam Muhammed artık kitap yazmayacağını talebelerine söyleyince, talebeleri son olarak zühd hakkında bir kitap yazmasını isterler.

Zühd’ün anlamı şu: "Dünyanın fânî lezzetlerinden faydalanma konusunda zarurî miktarla yetinmek. Refah içinde ve şaşaalı yaşamaya iltifat etmemek”.

Yani talebeleri ondan hakiki dindar bir Müslüman nasıl olmalı sorusuna cevap olacak bir eser yazmasını isterler.

İmam-ı Muhammed’in cevabı müthiştir: “Alışveriş hukuku ile alakalı yazdığım El Kesb aynı zamanda bir zühd kitabıdır.

Çünkü zahid adam, dağda tek başına yaşayan değil, çarşıda, pazarda ticaret yaparken haramlardan, mekruhlardan ve şüpheli şeylerden sakınandır.”

İnsanoğlu insan gibi yaşamak için çalışmaya mecburdur.

Çünkü yiyecek, içecek, giyecek ve kalacak yer gibi 4 temel ihtiyacı vardır.

Yine Hanefi mezhebinin kurucusu İmam Ebu Hanife zamanında yaşayan önemli isimlerden bir olan Süfyan es Sevri malı, Müslümanların silahı olarak görür. Mescid’de boş oturanları görünce kızar; “Kalkın, çalışın, Allah’ın lütfunu arayın. Müslümanlara yük olmayın” diye ikaz edermiş.

*

Ali b. Cafer şöyle anlatıyor: “ Babam, Ahmet b. Hanbel’i ziyarete giderken beni de yanında götürdü. ‘Bu oğlumdur’ deyince, ‘İmam önce bana dua etti ve babama:

‘Onu çarşıya çıkar, piyasayı öğrenmeye zorla ve akranlarından uzak tut’ diye tavsiyede bulundu.

*

Yine tarihin yetiştirdiği en büyük sufi ve zahitlerden biri olan İbrahim b. Edhem kimselere yük olmamak için rızkını amelelik yaparak kazanırdı.

Biriler ona "Nasılsın?" diye sorduklarında cevap şu olurdu:

“Nafakamı benden başkası temin etmediği sürece iyiyim”.

*

İnananlarını sürekli çalışmaya teşvik eden, alan el değil veren el olmalarını isteyen İslam dininde ideal Müslüman şöyle tarif ediliyor:

Ticaretle uğraşan ama Allah’ı anmaktan, namaz kılmaktan, biriktirme hırsına kapılıp zekat vermekten ve yoksullara yardımda bulunmaktan geri durmayandır.

Yani tabir caiz ise el kârda, gönül yarda olandır.

Eğer kârın, kazancın sevgisi ve hırsı gönlü kaplarsa işte orada ciddi bir sıkıntı vardır.

Sıkıntıyı bulduk!

Günün sözü: Allah’tan korkmayan dostlarından sakın; çünkü O’ndan korkmayan asla güvenilir birisi değildir. Hz Ömer
#Özgecan
#Müslüman
#Hz Ömer
9 лет назад
Sıkıntının kaynağı
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’