|
Siz başlattınız

1929 ekonomik krizinden sonra da Avrupa’da müthiş ırkçı yükselişler oldu.

O ekonomik krizde Yahudileri ve Avrupalı görmedikleri yabancıları suçladılar.

Şimdi yine Avrupa’da büyük bir ekonomik kriz var.

2008 küresel kriz sonrasında, Avrupa krizi aşamadı, durgunluk var, işsizlik var, karamsarlık var.

Bir de bunun bedelini yabancılara ödetmek isteyen ya da bunun sorumlusu olarak yabancıları göstermek isteyen bir zihniyet var.

*

Tekrar eskiye dönersek, bundan yaklaşık 50 yıl önce 1950-60 yıllarında 2 dünya savaşı sonrası çöken Avrupa, kalkınmak için ihtiyaç duyduğu insan gücünü bulmak için ülke ülke dolaşıyordu.

50 yıl önce beden gücü olarak Avrupa ve ABD ekonomisini sırtlayan gurbetçi işçilerin torunları bugün aynı ülkelerde binlerce insana iş ve aş sağlayan işveren olarak ekonominin içinde yer aldılar.

Yabancı işçilerle zenginleşen ABD ve Avrupa kurduğu adaletsiz ekonomik sistemin çökmesiyle bugün bir kez daha küresel ekonomik ve finans krizi yaşıyor.

*

Pek, Batı bu ekonomik krizi aşmak için ne yapıyor?

Toplumsal işbirliğini sağlamaya çalışmak yerine zenginliğini borçlu olduğu gurbetçilere karşı nefret dilini körükleyerek yangına benzin döküyor.

Başındaki ekonomik soruna çözüm yolu arayacağına Hristiyan dünyasında artan İslam’a yönelişi, islamofobi ile durdurmaya uğraşıyor.

Ne idüğü belirsiz derinlerde kurulan bir takım örgütlerle İslam düşmanlığını artırarak halkları birbirine düşman ediyor.

Batı dünyası ve ABD, bu sosyal ve ekonomik krizden çıkmak için barışa yelken açmak yerine dünyayı büyük bir kaosa sürüklemeyi tercih ediyor.

*

“Rüzgar ekenler fırtına mı biçiyor” başlıklı yazısında araştırmacı yazar Safa Mürsel, sorunu çok iyi tespit etmiş, ardından da çözüm yolunu göstermiş.

Yazısındaki bazı bölümleri aktarmak çok yerinde olur:

“Batı dünyası teröre karşı duruyor. Ama, sadece kendi coğrafyasındaki teröre karşı duruyor.

Dünyanın başka yerlerinde toplu katliamlar yaşansa bile Batı bunları, ya görmüyor veya görse de çok dert edinmiyor.

Ne yazık ki, fiili durum budur.

Batı dünyası, şimdi, adeta Paris matinesinde gösterime girmiş Ortadoğu yapımı, yeni bir terörün şokunu yaşıyor.

*

“Göçmenlerin sosyal refahımızdan yararlanmasını durdurun” diye yönetimlere çağrıda bulunan bu dil, hem adil değil, hem gerçekçi değil.

Zira, 1960’lı yıllarda iş gücü ihtiyacı sebebiyle başta Türkiye olmak üzere, büyük çoğunluğu İslam ülkelerinden gelen insanlar, Avrupa’yı işgale gelmediler.

Davet üzerine gidip, emeklerini ve en değerli gençlik yıllarını Avrupa’ya harcadılar.

Çalışma hayatındaki dürüstlükleri kadar, inanç ve kimliklerini korumadaki hassasiyetleri en büyük özellikleri oldu.

İkinci Dünya Savaşı sonrasında yeniden yapılanan Avrupa’nın sanayi ve refahının temelinde, bu insanların büyük katkısı ve alın teri var.

Şimdi dördüncü nesil, özellikle Almanya’da ve diğer Avrupa ülkelerinde kurdukları on binlerce işletme ile yüzbinlerce insanı istihdam ediyor.

Alman Başbakan, “İslam Almanya’ya aittir, göçmenler bu ülkenin şansıdır” sözünü boşuna söylemiyor.

*

Terörün sıradanlaştığı ve vahşi bir araç haline getirildiği günümüzde, terörü besleyen ret, inkar ve ayrımcılık diline artık doymuş olmalıyız.

İnsanlığın, maddi ve manevi kaynaklarıyla barış içinde, paylaşımcı bir şuurla birarada yaşamasını öngören, politik maslahatçılığı aşmış, ayağı sağlam basan, muktedir bir sağduyuya ihtiyaç var.

“Yeni Dünya Düzeni” başka yerde değil, bu çerçevede aranmalıdır.

Yoksa, nefret ve çatışmanın terör üreten dili öne çıkarsa, kimse güvende olmayacak.”

*

İslam dünyasında binlerce masumu öldürerek bu savaşı siz başlattınız, barış için ilk adımı atmak da size düşer.

Aksi halde bu savaşın kazananı olmaz.

Günün sözü: Müslüman, dünyanın gidişatından sorumludur. Muhammed İkbal
#Avrupa
#ABD
#ekonomik kriz
9 yıl önce
Siz başlattınız
Netanyahu’nun Beyaz Saray tuzağı..
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…