İnsanların hayallerine bakarak, bir ülkenin ekonomisini, kültürel durumunu ve eğitim seviyesini az çok öğrenebilmek mümkündür.
Hayaller, hem insan hem yaşadığı toplum hakkında önemli ipuçları barındırır.
Yurdum insanının hayalleri neymiş bakalım.
Veriler, bu yıl bir sigorta şirketi tarafından yüzyüze yapılmış anketlerden çıktı.
Türkiye’de yaşayan insanların yüzde 43’ünün hayalindeki ev bahçeli/havuzlu villaymış.
Hayaller, cepten her zaman daha zengin.
İyi ki de zengin…
*
Bu veri de çok ilginç
Konak/köşk, apartman dairesi, yalı ve güvenlikli site içindeki ev hayali kuranların oranı yüzde 3 ile yüzde 5 arasında.
Şehirleşirken topraktan ve yeşillikten uzaklaşmışız.
İnsanlar yeşile, toprağa hasret kalmış.
Güvenlikli site de olsa kimse beton yığınlarının arasında yaşamak istemiyor.
Ama ne yaparsın ki şehirde yaşamak böyle bir şey.
Doğduğun yer değil, doyduğun yerde yaşamak zorundasın.
“Hadi gelin köyümüze geri dönelim” sözünü sürekli söyleyen tek adam Ferdi Tayfur.
Onun da köye döndüğü filan yok. Ekmek parası için söylüyor.
*
Araştırmada, katılımcılara en çok değer verdikleri, ailelerinin bir üyesi gibi gördükleri eşya da sorulmuş.
Katılımcıların yüzde 22’si televizyonu en çok değer verdikleri eşya olarak belirtmişler.
Akşamları sokaklardan geçerken apartmanların giriş ve bodrum katlarında odalarda ince ekran televizyonları çok sık gördüğüm için bu verilere hiç şaşırmadım.
Televizyon, vatandaşın en büyük lüksü.
Şimdi onun yanında akıllı telefonlar da eklendi.
Ankette kaç yılda bir mobilya değiştirdikleri de sorulmuş.
Mobilyaların değişim ortalaması 10 yıl.
Mobilya sektörü için uzun, vatandaş için normal bir süre.
*
Anketin son sorusu nazarla ilgili.
100 evden 40’ında halk arasında nazardan koruduğuna inanılan nazar boncuğu varmış.
Her üç erkekten biri nazar boncuğu bulundururken, bu oran kadınlarda yaklaşık yarı yarıya (yüzde 45).
Yaş gruplarına göre incelendiğinde ise nazar boncuğu sahipliğinin 55 yaş üstü yaş grubunda yüzde 56’ya kadar yükseldiği görülüyor.
Yaşlılar nazara daha çok inanıyor.
Araştırmaya katılanların yüzde 46’sı batıl inancının olmadığını ve uğurlu saydığı bir eşyasının bulunmadığını söylemiş.
Keşke batıl inançtan ne kastedildiği de sorulsaydı.
Merak ettim.
İlk kez veli ve öğrenci adam yerine kondu ama…
Milli Eğitim tarihinde ilk kez bakanlık öğrenci ve öğrenci velisini adam yerine koydu.
Öğretmenlerle beraber Şura’ya onları da çağırdı.
Veli ve öğrencilere sordu:
Nasıl bir eğitim istiyorsunuz.
Beğendiğiniz beğenmediğiniz uygulamalar nelerdir.
Neler öneriyorsunuz.
Veliler ve öğrenciler de eğitim sistemindeki aksaklıkları Şura’da tek tek anlattılar.
Sistemin eksik yanlarını sıraladılar.
Nasıl bir eğitim sisteminin olması gerektiğini dile getirdiler.
Ortaya birçok öneri geldi.
Ancak bunların hiçbiri görülmedi.
Medya ne bu önerileri gündeme getirdi, ne de Milli Eğitim Şurası'na veli ve öğrencilerin katılmasının önemini tartıştı.
*
Medya görmek istediğini gördü.
Kutuplaşmayı artıracak tek konuyu cımbızla çekti ve gündemi değiştirdi.
Bir hafta herkes Osmanlıca'yla yattı, Osmanlıca'yla kalktı.
Taraflar tekrar kılıçları çekti, yazılı ve görsel medya, facebook, twitter cephelerinden saldırıya geçti.
Takdir edilecek bir Eğitim Şurası'ndan da kavga çıkarmayı başardık.
Oysa Osmanlıca ile birlikte önerilen seçmeli dersleri, mesleki eğitime katkı sağlayacak konuları tartışabilirdik.
Yine olmadı.
Bir tek Osmanlıca dersi gündeme geldi.
Eğitimde alınan birçok önemli öneri, çamur atma siyasetinin kirli çarkları arasında kayboldu.
Eğitimin sorunları ve çözüm önerileri, yaşlıların eski Türkçe dediği Osmanlıca dersi tartışmalarına kurban gitti.
Biz yine de Yeni Şafak’taki ilk Genel Yayın Yönetmenimiz Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’yı tebrik edelim ve “İyi yoldasın, onlar tartışsın sen yoluna devam et” diyelim.
Ve önerisine uyup okumaya başlayalım.
Sağlıklı düşünme ve tartışmayı öğrenmenin en etkili yolu bu: Oku
Günün Sözü:
Nefret etmeyin. Nefret, taşınmayacak kadar ağır bir yüktür.
Martin Luther King
#milli eğitim
#osmanlıca
#hayal
#ekonomi
9 yıl önce
Zenginlik hayalle başlar
Göçebe toplum'dan İslâm'a gebe yeni bir dünyaya..
Türkiye ABD Üssü’ne, ‘git buradan’ dedi mi?
Haftanın ekonomik özeti ve beklentiler
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
