Suriye’de devrim sürecinin başlamasının üzerinden tam 4 yıl geçti. Aslında bu sürecin baştaki hedefi devrim değil sadece biraz özgürlüklerin genişletilmesi ve daha insanca bir yönetimden başkası değildi. O yüzden gösterilerin ilk sloganları diğer Arap Baharı ülkelerinde olduğu gibi “düzenin düşmesi” değil, “düzenin ıslahı” nı talep ediyordu.
Esad ve rejimi için aslında işin bu aşamasında, sadece biraz basiretli davransa, bu gösterilerin sonuçlarını kolaylıkla daha büyük bir soruna dönüştürmeden atlatabilirlerdi. Nihayetinde Arap Baharı'nda yaşanan devrim süreçlerine rağmen halkta Suriye’deki rejimi değiştirmeye dönük ısrarlı bir talep bile yoktu.
Ancak rejim bir anda Arap Baharı'nda yaşananların kendi ülkesinde de yaşanabileceğine dair bir korkuya kapıldı. Bu tehlikeyi gidermek için de aklına gelen en kolay yola saptı. Daha önce de gittiği ve belli bir sonuca ulaştığı yola bir daha saptı. Göstericilerin gözünü yıldırmak için ibreti alem olsun diye epeycesini katletti.
Davutoğlu’nun işaret ettiği bu alternatif akla çok mu zor gelebilecek bir alternatif? Hadi bölgede demokrasiden haz etmeyen bazı güçler için bu alternatif hemen kabul görmeyebilir. Ama ABD veya AB ülkeleri demokrasiyi neden Esad’a bir alternatif olarak düşünemiyorlar bir türlü?