Sonuçta Anadolu’nun en ücra köşelerinde hızla üniversite açarak kendi ayağımıza kurşun sıkıyor, geleceğimizi, genç kuşaklarımızı üniversitelerin bulunduğu ortamlarda pespaye, yoz, postmodern, sefih kültür cangılının ortasında kendi ellerimizle öldürüyoruz!
Çağımız kültür çağı. Medyanın da, eğitimin de, siyasetin de merkezinde kültür var. Kültürde yoksanız, yok olmaktan kurtulamazsınız.
Türkiye’nin geleceğe emin adımlarla yürüyebilmesinin tek şartı, eğitimde, medyada ve kültürde, medeniyet ufkuyla donanmış, kültürel dinamiklerimizi özümsemiş, dünyanın düşünce, kültür ve sanat ufuklarında komplekssiz, özgüveni yüksek ve çığır açıcı yolculuklar yapabilecek parlak genç kuşaklar yetiştirebilmemizden geçiyor.
Geleceğe umutla bakmamızı sağlayabilecek tek çıkar yol, eğitimde, kültürde ve medyada köklü paralel devrimler yapmaktır.
Ortaya çıkan manzara gelecek adına ürkütüyor beni...
Altın çizerek hatırlatıyorum yeniden: Türkiye’nin geleceğe emin adımlarla yürüyebilmesi için, eğitim, medya ve kültür alanlarında daha fazla gecikmeden çığır açıcı atılımlara ve açılımlara imkân tanıyabilecek köklü paralel devrimler yapmak zorundayız.
twitter.com/yenisatakwriter