|
Alp Er Tunga öldü mü Kürt sorunu bitti mi
Bir Kürt dünyaya bedeldir, bir Türk dünyaya bedeldir, bir İngiliz dünyaya bedeldir, bir Alman dünyaya bedeldir, bir Hintli dünyaya bedeldir…

Ben bu ‘dünyaya bedel’ olma meselesini pek bilmiyorum, belki okul müfredatları böyle bir imalata göre ayarlanmıştı ama‘fizıbıl’ görünmüyor.

Olimpiyat seyrediyorsunuz, boks maçı. Kübalı bir boksör, bizimkini yeniyor. Bir Türk dünyaya bedelse, bir Kübalı nereye bedel?

Anlaşılmıyor.

Bu bir şey değil, bir Türk dünyaya bedelse, niye Kübalı galip geldi?

Japonum, doğruyum, çalışkanım.

Böyle değildi, biliyorum. (Erdem Bayazıt’a rahmet olsun, ‘böyle değildi bu türkü bilirim’, Sebeb Ey.)

Türküm, doğruyum, çalışkanım.

Bu lafta sadece ırkçılık aramak yanlış. Akıllı bir okul çocuğunun farkedeceği başka tuhaflıklar da bulunabilir.

Sınıfta adı ‘tembel’e çıkan çocuk illa ki vardır. Örtmeniiim, hepimiz Türk müyüüüz?

Ne kadar sıkıntılı şeyler?

“Sen Türküm doğruyum dersen Kürt kardeşim de çıkar ben Kürdüm, daha doğruyum, daha çalışkanım der.”

Merhum Erbakan, 1994’te, Bingöl’de böyle bir cümle sarfettiği için 1 sene hapis cezasına çarptırıldı. Yani, savcı, lüzum görüp dava açtı bu cümle için, hakim, oturdu, düşünüp taşındı, bu cümlenin suç olduğunu anladı, vicdanına müracaat etti ve Hoca’yı cezaya müstehak buldu.

Yargıtay da oturdu, kaç hakim katılıyor toplantıya, belki beş, altı? Mütalaa, mütalaa mütalaa… Ve cezayı tasdik ettiler.

Bu kadar okumuş adam, Yusuf Kaplan’ın tabiriyle, böylesine ‘absürd’ bir kararda nasıl ittifak edebildi?

Görüyorsunuz, bu kararın bir ‘zincirleme saçmalık’ olduğunu, bugün, 2015 senesinde yazmak ne kadar kolay, ne kadar basit.

Önce ‘Kürt yok’tu. Kürtler’in i’rapta mahalli yoktu.

Kürt olmayınca, Kürtçe de yoktu.

(Bir ‘ilmi’ aktivite olarak, kerametleri kendilerinden menkul alimler, ‘kart kurt’ diyordu. Bunun ırkçılık olmadığını söyleyen çoktur. Adam, Kürdün Türkle kardeş olmak için Türk olması gerektiğini düşünüyor, kafası başka türlü çalışmıyor.)

Kürtçe olmayınca, Kürtçe öğreten okul da yoktu, Kürtçe öğretmeni asla yoktu. Kürtçe radyo, Kürtçe televizyon, Kürtçe türkü, Kürtçe şiir, Kürtçe destan, ne gezer!

Mem u Zin?

Ne dedin de dedin?

Olabilir mi, Kürtlere dair bir kültürel varlık?

Dabılyu Türkçe değilmiş, yazılır mıymış. Sanki öteki 29 harfi Oğuz Kaan keşfetti!

Hadi biraz milliyetçilik yapalım, Divan-ı Lugat et-Türk, hangi harflerle yazıldı biliyor musun? Tek bir satırını okuyabiliyor musun?

Alp Er Tunga öldi mi, demek kolay tabii.

Mahkemede Kürtçe savunma? Haşa! Bir Kürt kendisini niye savunacakmış ki?

Kürt yoksa, Kürtçe yoksa, ‘Kürt sorunu’ nasıl olabilsin?

Tabii ki, Kürt sorunu da yoktu. Başka bir sorundu.

Dişin ağrıyor, git çektir dişini, gözün ağrıyor git çektir gözünü…

Kürtler’i de çektir, çektirebiliyorsan.

Böyle buyuruyordu devlet. Böyle diyordu mahkeme duvarları.

Değişti şimdi, Allah’a şükür, eskiden ‘olmaz’ dedikleri ‘yassak hemşerim’ dedikleri şeyler artık var.

Efendim, bunlar taviz.

Hayır efendim, bunlar ne taviz ne de lütuf. Bunlar, Allah’ın her kulunun en tabii hakkıdır. Bu hakları tanımaya taviz de lütuf da denilemez.

Erdoğan, 2005’te, ‘Kürt sorunu’ tamlamasını telaffuz ettiği gün, bir Başbakan olarak Türkiye’de ilk defa, ‘Kürt var’ demiş oldu.

Gürültü oradan çıktı.

Şimdi de ‘Kürt sorunu yoktur’ diyor.

Aaaa! Nasıl dersin!

Hani vardı, şimdi niye yok? Balıkesir’e gidince lisanı değişti.

Erdoğan, mahalleye göre dil değiştirecek. Tam buldunuz!

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Tek vatan, tek devlet, tek millet’ diye söylemediği /söylemeyeceği bir parça vatan toprağı düşünebilir misiniz?

‘Kürt sorunu yoksa, çözüm süreci neyin süreci?’

Güzel mantık, kulağa hoş geliyor. Ama, lafları kulakla değil, akılla anlamak lazım.

Şu sorunun cevabını herkes kendisi versin:

Kürt sorununa kaynaklık eden ‘arıza’lar, saçmalıklar, mahrumiyetler, haksızlıklar halledilmese, çözümü tartışmak, ‘çözüm’ demek mümkün olur muydu?

2005’te, ‘Kürt sorunu yoktur’ demek, ‘Kürt yoktur’ demekti.

Erdoğan ‘Kürt sorunu var’ dedi, devletin ezberini bozdu. Asimilasyonu tarihe gönderdi.

2015’te ise ‘Kürt sorunu yoktur’ demek, ‘asimilasyon bitti, yok sayma bitti’ demek.

‘Artık Kürt var’ demek.

Kürtler var, Allah’a şükür var.

Benim anladığım budur. Yoksa, Türkler’in de, Kürtler’in de, Araplar’ın da, İngilizler’in de (gökkubbenin altında başka kim varsa) sorunu bitmez.

Nevruz yakın. Ve ben bu yazıyı, Nevruz’da iyi şeyler olur ümidiyle yazdım.
#Türkiye
#Nevruz
#Kürt sorunu
9 yıl önce
Alp Er Tunga öldü mü Kürt sorunu bitti mi
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset