|
Bitsin artık şu yobazlıklar

Evvelki gün, ben, bir ''Ermeni soykırımı'' yazısına dalmış, gidiyordum. Toplantıda, editör arkadaşlarıma, yazı yazacağımı söyledim. Ama olmadı, zamanında bitiremedim.

Cemil, sordu yazıyı. Akşam 6 sıralarıydı. ''Yer ayırdım'' dedi.

“Sen başka şeyle doldur orayı, ben yetiştiremeyeceğim galiba” dedim.

Sonra bitirdim yazıyı. Ama geç bitirmişim. Baktım, Cemil de sayfayı bitirmiş. Yapacak bir şey yok. Yazı kaldı. (Artık kısmetse yarın.)

Dün, bir süre BMW''nin başörtüsü sorunuyla meşgul oldum. Biraz da bu yüzden yetiştiremedim yazıyı.

“BMW''ye de sorun bakalım ne diyorlar” dedim arkadaşlara. Sordular.

Cevap harikaydı.

Doğrusu o cevap olmasaydı, o haber bu kadar güzel olmazdı.

Şöyle diyordu marka direktörü Hakan Bayülgen:

“Sadece başörtüsü değil, siyasi parti olsaydı da tavrımız aynı olurdu. Bir parti logosu olsaydı yine aynı şeyi söylerdik. Marka, herhangi bir siyasi görüş, parti, logo, dini akım ya da diğer akımlarla özdeşleşemez.”

Bu ifadeler, hem haberi doğruluyordu, hem de başörtüsünün, bu marka tarafından siyasi simge gibi görüldüğünü itiraf ediyordu.

Ben de, arkadaşlarıma manşeti söyledim:

“Başörtülü binince BMW bozuluyor.”

Manşet çok tuttu.

Facebook''ta, twitter''da, espriler kıyamet gibiydi.

En sıcak espriyi de yönetim kurulu üyelerimizden Mesut Albayrak yaptı.

Mesut Bey, BMW''yle geliyordu gazeteye çoğu zaman.

Bu kez başka bir arabayla gelmiş.

Bunu konuşuyorduk.

“BMW serviste, başörtülü biniyoruz diye bozuldu herhalde” dedi.

(Temel fıkralarının çoğu böyledir. Espri diye söylersin. Anlayan, espriye güler. Kafası basmayan sana güler.)

Yazı işlerinde twitleri, açıklamaları falan da konuştuk. BMW''ye e-postalar da gidiyormuş, bizim ekonomi şefi Fikret Çengel söyledi.

“Bizim hanım başörtülü. Arabanız bozulur mozulur, gelin geri alın” diyorlarmış BMW''ye.

BMW, dün bir açıklama daha yaptı.

Bu açıklama, Bayülgen''inkine göre ''usturuplu''ydu. Anlattıkları, ana hatlarıyla, bizim haberde olan bilgileri doğruluyordu.

Bir anlaşma vardı. Bir sponsorluk ilişkisi vardı.

Bu ilişkiye, Merve Sena Kılıç''a göre, başörtüsü yüzünden son verilmişti. Firma yetkilileri -veya görevlileri- bunu şifahen de söylemişlerdi.

Açıklamada, Bayülgen''in sözlerinin kurumu bağlamadığı söyleniyordu.

BMW''nin geç de olsa ayrımcılığı dışlayan bir açıklama yapması olumlu.

Düşünüyorum.

Merve Sena, başörtülü, şirin bir kız.

Başörtüsüz kızlar arabana binince bir şey olmuyor, başörtülü binince siyasi simge oluyor.

Nedir bu?

BMW''nin dünkü açıklamasında beyan edildiği gibi, ayrımcılık.

Başörtülünün parasını istiyorsun, kendisini dışlıyorsun.

O zaman, başörtülü de seni dışlamaz mı? Ayıp değil mi böyle davranmak?

Biz, Borusan''ın sahibi Asım Kocabıyık Bey''le birkaç yıl önce görüşmüştük.

Saygıdeğer bir insan, Asım Bey.

Selam-sabah''tan sonra, ilk sözü, görüşlerimizin farklı oluşuna dairdi.

Ben de kendisine, “Görüşler aynı olsaydı, hayat çok sıkıcı olurdu” dedim.

En az bir saat konuştuk. Güzel, zevkli bir sohbetti.

Memleketini seven, iyi işler yapmak isteyen bir insan.

Ayrıca, örnek bir insan.

Sanatı, kültürü, malayani işlerden sayan bir çok ''muhafazakar'' zengin, Asım Bey''i örnek alsa, çok iyi olur mesela.

Şart değil, Borusan''ın kurduğu orkestranın aynısını kurmaları.

''Biraz kitap yayınlasınlar'' bile demiyorum.

Biraz kitap okusalar, benim için yeterli.

Kitap okuyan çok varlıklı insan tanıyorum. Ve dostlar.

Onları ''biraz kitap okusalar yeter'' cümlesinden tenzih ediyorum.

Onlar, çok daha fazlasını yapabilirler.

Şimdi bir ilave daha ama bu son.

Daha fazlasını yapan dostlar da tanıyorum.

İz Yayınları, İnsan Yayınları, öyle dostların gönül vermesiyle hayat buldu.

Benim sözlerim, kitaptan defterden uzak duranlara.

***

Lafa daldık, konumuzdan uzaklaştık gittik.

Konumuz, BMW''ydi.

Ben, yazımın başlığını yine Yeni Şafak''ın manşetine verdim.

Hani, Toyota, başka ülkelerde imal edilen bir modelini, fabrika hatası var diye toplatmıştı ya.

Başörtülüler binince bozulan BMW''leri de geri çağırmak uygun düşer diye düşündüm.

Bunlar, bir taraftan bakınca, üzücü şeyler.

Bir başka taraftan bakınca komik.

Bir başka taraftan bakınca, -Yusuf Kaplan''ın ara sıra kullandığı kelimeyle- ''absürd.''

Lütfen, bitsin artık şu yobazlıklar!

12 yıl önce
Bitsin artık şu yobazlıklar
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi