Selman''la İsmail''in boyları beni geçti.

Bir şeyin siz doğmadan önce olması nasıl algılanır? Bunun üzerinde duranlar olmuştur. Ama kimse yazmaz böyle şeyler.

Ben kendi hislerimi anlatmaya çalışayım.

Siz doğmadan önce olan işler, çok eskidir.

Ben doğduktan sonra oldu 60 ihtilali. Ama farkında değildim. 1 yaşındaydım.

Etkilerini biliyorum.

Dedemin Cemal Gürsel''i sevmeyişini. Annemin babamın, Menderes''i hüzünle anışını.

Ama, Menderes''in iktidar oluşunu hiç bilemem.

Bu yüzden, tarih öncesi gibi eski bir şeydir bende, Demokrat Parti iktidarı.

Gündelik hayatımızdaki olaylarda da geçerlidir bu ''tarih öncesi'' gerçeği.

Babam, merhum Hafız Hasan Efendi''de okumak için Düzce''ye 50''li yıllarda gelmiş. 52''de mi, 53''te mi, o sıralar.

Benim için çok eski yani.

Ya 12 Eylül darbesi?

32 yıl oldu.

Ama yeni. Aklımda çünkü, yaşadım, her şey çok taze.

Böyle algılıyoruz işte zamanı.

Yeni Şafak''ın çıkışı da çok yeni.

Bana öyle geliyor.

Mahmut Kış Abi''nin sesi kulağımdadır: ''Yusuf, sen bunun fizibilitesini yap bakalım.''

Dün gibi.

Biz yoktuk o zamanlar. Varolmak istiyorduk.

Yok muyduk? Elbet vardık.

Ama bir siyasi çizgi olarak, medyada veya başka bir yerde, ihmal edilebilecek kadar vardık.

18 yıl sonra, görüyoruz işte ''fizibilite''sini.

Harika oldu!

Birkaç kez yazmışımdır veya söylemişimdir bunu.

Yeni Şafak''ın çaldığı maya tuttu.

Şimdi var Yeni Şafak.

Üstelik, sadece Yeni Şafak''ta değil, her yerde var.

Yeni Şafak''ın ''karakter''i, neredeyse bütün basına, bütün medyaya sirayet etti.

Hiçbir yerde yoktuk neredeyse.

Şimdi heryerdeyiz.

Trabzonspor''un meşhur bir sloganı var ya. Bize her yer Trabzon.

Bakıyorum, her yer Yeni Şafak.

Bu cümle, ''her tarafta varız, her baktığınız yerde bizi görüyorsunuz'' anlamına gelmiyor.

''Herkes bir şey söylüyordu, Yeni Şafak da bir şeyler söylüyordu. Zaman, Yeni Şafak''ın söylediklerini doğruladı'' anlamına geliyor.

''Bizim söylediklerimizi söyleyenler, bizim yazdıklarımızı yazanlar çoğaldı'' anlamına geliyor.

Bundan hiç şikayetçi değilim.

Yeni Şafak''ın ''yandaş'' olduğunu şaka yollu da olsa söyleyen, ima eden arkadaşlar oluyor zaman zaman.

''Biz'' diyorum, ''23 Ocak 1995''te ne söylüyor, neyi savunuyor idiysek, bugün de onu söylüyor, onu savunuyoruz.''

Budur Yeni Şafak.

Ve bu anlamıyla sadece Yeni Şafak''ta vardır.

Selman''la İsmail. Oğullarım.

İkisi de doğmamıştı Yeni Şafak çıkarken. Selman 96 doğumlu, İsmail 97.

Yeni Şafak''la büyüdüler.

28 Şubat''ı, herhalde benim 60 ihtilalini idrak ettiğim kadar idrak ederler.

Başörtüsü, katsayı dahil birçok sorunu yaşayarak gören ablalarına göre çok daha iyi bir Türkiye''ye açtılar gözlerini.

Onlar için ''tarih öncesi''dir 28 Şubat eziyetleri, bizim için hatıra.

Onlar iki genç adam şimdi.

Yeni Şafak da genç bir gazete.

Ben, zamanın nasıl geçtiğini, Selman''a ve İsmail''e bakarak anladığım gibi, Yeni Şafak''a bakarak da anlıyorum.

18 yıl önce, ''Türkiye''nin önü aydınlık'' demiştik, ilk nüshamızda.

Her zamanki gibi, doğru söylemişiz.

Ve iyi ki çıkmış Yeni Şafak.

Emeği geçen herkesten Allah razı olsun.