|
Nevruz, sağlam çıktı
Eskiden pek makbul sayılmazmış Nevruz. Mecusi adetidir diye, katılınmaması, kutlanmaması tavsiye edilirmiş.

İlmi bir dayanağı var mı bilmiyorum, eski kitaplarda okudum. Herhalde tarihi gerekçeleri vardır. Belki, Mecusiliğin bir din olarak yaşandığı zamanlarda akaid kitaplarının ‘elfaz-ı küfür’ fasıllarına girmiş, oralarda kalmıştır.

Lüzumsuz laf benim ettiğim, çünkü, ‘fetva’nın tarihi hikayesine vakıf değilim. Ben anca kendi hikayemi bilebilirim.

Çocukluk ve gençlik zamanlarımda, Karadeniz’de, Anadolu’nun ortasında ve batısında kutlandığına şahit olmadım. Onun yerine Hıdrellez vardı ve her yerde vardı.

Bana mı rastlamadı, biz 1969’dan 70’e geçerken Diyarbakır’da 1 yıldan fazla yaşadık, orada da görmedim.

‘Nevruz’ kelimesi ‘dablyu’ ve ‘o’ ile yani ‘Newroz’ diye yazılmaya başlandığı zamanlarda, Diriliş’te, Sezai Karakoç’un bir ‘Nevruz’ sohbetine rastlamıştım. Bu, benim için kıymetli bir dersti. (Diriliş, dün olduğu gibi bugün de, ders almak isteyenler için en iyi, en sağlıklı okul. Zamanın kiri pası Allah’a şükür, oraya bulaşamadı.)

Çok güzel, sanatkarane Nevruz yorumları yapmıştı Sezai Bey. Hafızam, onlara tekrar etmeme yetecek kadar kuvvetli değil. Anladığım kadarını hülasa etmem daha doğru.

Bir bayram, Nevruz. Daha çok kırsal kesimde, kadınlar ve çocuklar, soğuk, karanlık kış günlerinin nihayete erip tabiatın yeniden yaratılıyor gibi yeniden can bulduğu günlerde, köyün dışında bir yerde toplanıyorlar. Büyük bir şenlikle ‘yeni gün’ü, baharı karşılıyorlar.

Böyleymiş. Şimdi böyle değil. ‘Kürt sorunu’ dediğimiz gerçeklik, Nevruz’un ‘toplumsal’ boyutunu güçlendirmekle kalmadı, ona siyasal bir içerik de kattı.

Tabii ki bunlar, ‘aman, eskiden çok iyiydi, şimdi değişti’ deyip yakınarak anlatacağımız şeyler değil. ‘Keramet’ her zaman eskide değildir. Yeninin daha iyi olduğu durumlar vardır.

Nevruz’un siyasallaşmasının faydası oldu. Baksanıza, MHP bile Nevruz kutluyor.

Bu sene nasıl girdik Nevruz’a?

Çözüm sürecinin en önemli dönemecine girme beklentisiyle girdik.

Öcalan, silahları bırakma kongresi için çağrı yapacaktı.

Böyle bir havada, Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘silah bırakma süreci’ için kurulacak ‘izleme heyeti’ni tasvip etmediğini hissettiren bir açıklama yaptı.

Açıklamanın hükümet açısından sürpriz olduğu anlaşılıyor. Başbakan Yardımcısı Arınç’ın, çözümdeki kararlılıklarını (ve bu arada sürecin bir ‘aygıtı’ olarak ‘izleme heyeti’ni) teyid eden sözlerinde bu ‘sürprize maruz kalma durumu’nun yansıması var.

Öte yandan, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ukrayna uçağında, eleştirilerine ‘Dolmabahçe fotoğrafı’nı da dahil ederek tutumunu sürdürdü.

Peki ne oldu şimdi? Anlamsız bir münakaşanın içine mi girdik?

Hayır. Erdoğan’ın açıklamasının siyasette bir şeye tekabül etmemesine ihtimal vermiyorum.

Çözüm süreci, siyasi maliyeti olan bir süreç ve hepimiz, Erdoğan’ın da Davutoğlu’nun da bu maliyeti göze aldıklarına dair ifadelerine tanığız.

Bizim siyasi tarihimizde, milletin nabzını Erdoğan kadar iyi tutan başka bir siyasetçi yoktur.

Belki, Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu seçim arefesinde, sürecin AK Parti’ye ‘maliyet’ini azaltmak istemiştir.

Orta Anadolu’da, bir MHP seçmeni’yle, bir AK Parti seçmeni arasında fazla fark yoktur. İkisi de dindar, ikisi de bir miktar milliyetçidir.

Ve öyle görünüyor ki, MHP, -Bahçeli’nin kurultaydaki ‘milli’ duaları da bunun alameti- bu kitle ve bu konular üzerinde biraz daha yoğun çalışacak.

Cumhurbaşkanı’nın ‘çekince’leri, bu hassasiyete hitap ediyor olabilir.

Farkındayım, iyimser bir yorum, ama mümkün.

Biz, vatandaşlar olarak, ihtilaf görüntüsü veren hadiselerin bize intikal etmemesini, içeride halledilmesini ve bize halledilmiş halinin yansımasını tercih ederdik.

Demek ki halledilemiyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başkanlık Sistemi’nde iletişimin daha sorunsuz olacağını söyledi. Bunu da not etmek lazım.

Evet, siyasi hava rüzgarlıydı. Tek istikametten de gelmiyordu rüzgarlar. Karakısrak’ın rüzgarları gibi, neredeyse ‘şeş cihet’ten.

(PKK’yı teröre teşvik eden abileri ve ablaları dahil edince, ‘şeş’ten de fazla oluyor.)

Buna rağmen, Nevruz’daki ‘barış’ atmosferi bozulmadı. Silahsızlığa yeterince vurgu yapıldı.

Bu, iki taraf açısından da bir ‘kararlılık’ göstergesi. Demek ki, süreç, bizim endişe ettiğimiz kadar ‘kırılgan’ değil.

Nevruzumuz sağlam.

İngilizce’de ‘one way ticket’ deniyor. Bilirsiniz, tek yönlü bilet. Türkçede ‘dönüşü olmayan yol’ diyebiliriz.

Barış da öyle olsun. Tek yön. Dönüşü olmasın.
#Nevruz
#bayram
#bahar
#kutlama
9 yıl önce
Nevruz, sağlam çıktı
Şark Ekspresi’nden İmralı’ya
Komşu açken...
Kara dinlilerle milletin savaşı
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek