|
Oğlum Mernuş otobüs gitti

Sryza’nın çıkışından en büyük hisse Türkiye’de hangi partiye çıkar?

HDP’ye mi?

HDP’deki dinamizm, bir miktar sol çağrışımı yapıyor. Etnik vurguyu gözardı edebilirsek bir benzerlik kurabiliriz.

Etnisite biraz imkandır, biraz da tahdit. (Tehdit değil, tahdit. Yani sınırlama.)

HDP, daha çok solculuk, daha çok ‘Türkiyelilik’ ve mutlaka daha çok barış vurgusuyla istikrarlı bir yükseliş sağlayabilir.

Bu yükseliş Haziran’da barajı geçmeye yeter mi?

Kehanet bana yakışmaz. Samimiyetine bağlı diyeyim, bırakayım.

Bizim millet samimiyete müspet cevap verir.

Sahtekarlarla da biraz eğlenir, gezdirir, gönderir.

MHP?

Hakkını teslim etmek lazım. MHP, Syriza’nın veya Çipras’ın tarafına bakmadı bile.

AK Parti?

Burada biraz duralım.

28 Şubat ne siyaset bırakmıştı memlekette, ne demokrasi.

Bakanlıklar değil, Genelkurmay koridorlarıydı işadamlarının iş bitirdiği mekanlar.

Çevik Bir’in sesi herkesten çok çıkıyordu.

(Bu arada, 28 Şubat davası uyudu değil mi? Aferin hepimize. Biz masal anlattık, davanın içi geçti. Her taraf naftalin.)

Ne Ecevit Ecevit’ti, ne Bahçeli Bahçeli’ydi.

(Mesut Yılmaz Mesut Yılmaz mıydı? Bence evet. Ama bu iyi bir şey değil.)

Herkes ‘asker’e gitmişti. Meclis, kanun çıkarmak için askerden talimat bekliyordu.

Düşünün, Öcalan idam cezasına çarptırılmıştı ve MHP’nin ortak olduğu hükümet idamı kaldırdı.

Yine içinde iki milliyetçi partinin olduğu hükümet, müdür tayin ederken IMF’nin fırçasına takıldı. Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz IMF’nin hatırı için istifa etti.

Sadece bu mu? Yüz kere yazdık. Yüzkızartıcı bir durumdu, Refah Partisi’ne yapılanlar.

Ecnebiliğin ta kendisiydi başörtülü kızlara yapılanlar.

Alçaklığın daniskasıydı Merve Kavakçı’ya yapılanlar.

2001’de rezalet beş paraya indi. Sahnede asabi bir Sezer’le yıkık Ecevit vardı.

Ve arkasından AK Parti geldi.

Bu, doğru bir süreçti.

Yani, Syriza’dan illa bir ‘hisse’ çıkarılacaksa, bu hisse AK Parti’ye daha çok uyar. Ama, çıkarmasak da bir şey lazım gelmez. AK Parti hareketinin veya lideri Erdoğan’ın böyle bir hisseye ihtiyacı yok.

Geriye kaldı CHP.

CHP, geç kalmış bir partidir.

‘Kapatma davaları’nda ‘kapatmacı’ydı CHP.

AK Parti iktidarı boyunca bütün ağırlığını Ergenekon’a verdi.

Başörtüsü özgürlüğü için yapılan bütün girişimlere karşı çıktı.

e-muhtıra’yı dahi alkışladı.

17 ve 25 Aralık kumpas organizasyonlarında paralelle paralel oldu.

Kılıçdaroğlu, müsamerede şiir okur gibi, seçimde tape okudu. Paralelle öyle içiçe girdi ki, Dışişleri’nin dinleme tapelerini daha çıkmadan tahmin etti!

Solculukta bile, bir defa öne geçemedi. Hep AK Parti’nin, hele hele Erdoğan’ın fersah fersah gerisinde kaldı.

‘Dersim’ dedi, geri kaçtı, ‘başörtüsü’ dedi, geri kaçtı.

CHP, kumpaslara, faşizmlere, Ergenekonlara, paralellere katılıp durmak, muhtıraları, kumpasları ‘goool!’ diye alkışlamak yerine, 12 yıldır, doğru dürüst bir siyaset anlatsaydı.

Mesela sosyal demokrasiyi anlatsaydı. Var ya, İsveç’te, Norveç’te. Bizdeki yapma solculuk gibi daraltıcı, kısıtlayıcı, kapatıcı, yasaklayıcı olmayan bir siyaset.

Ona benzer bir şeyler anlatsaydı. Belki azıcık siyaset biriktirirdi.

Sayesinde, 76 milyonun ittifak ettiği bir gerçeğimiz oldu: Türkiye’nin en önemli sorunu muhalefet boşluğudur.

‘Oğlum Mernuş, sen otobüsü kaçırmış bir milletin çocuğusun’ diyemeyiz artık. Geçti o devirler. (Üç Dil, Bedri Rahmi)

Ama, ‘otobüsü kaçırmış bir parti’den sözedebiliriz.

Ve ‘otobüsü kaçırmış bir Kılıçdaroğlu’ndan.

Sermayeyi tüketince, pili bitince, siyaseti akıl edemeyince, geriye ne kaldı?

Dünkü hezeyanlar.

‘Halkın direnme hakkı ortaya çıkacak.’

Ne demek bu? CHP’lilere belediye otobüsü mü taşlatacaksınız?

Ve savaş tamtamları. Helal olsun!

‘Gezi’de tatmin olmadı, belki babalar yeni bir Vandalizm harekatı sipariş ediyor.

Haşa huzurdan, babalar o kadar salak mıdır?

Düşünün bakalım, yeni bir ‘vandalizm’ macerası en çok hangi partinin işine yarar?

12 sene yanlış yerde beklediniz. Hala aynı yerdesiniz. Ne diyordu Sadi-i Şirazi?

“Ey yolcu, bu gidişle Kabe’ye varamayacaksın

Çünkü, tuttuğun yol Türkistan yoludur.”

#Sryza
#HDP
#Çipras
#MHP
9 yıl önce
Oğlum Mernuş otobüs gitti
Aksaray Üniversitesi için liyakat testi
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından
Taşkent’in öbür yüzü