|

10 Ağustosta millet yalnızca cumhurbaşkanını seçmeyecek...

Cumhurbaşkanlığı adaylığı sürecinde Başbakan''la Cumhurbaşkanı arasında çatışmayı körükleyenler nasıl umduklarını elde edemeyişin şokuyla çatı adaya mecbur kaldıysalar, cumhurbaşkanlığı sonrası genel başkanlık ve başbakanlık tartışmasına umut bağlayanlar da aynı hezimete hazır olsunlar.

Cafer Uzunkaya
00:00 - 23/07/2014 Çarşamba
Güncelleme: 23:17 - 22/07/2014 Salı
Yeni Şafak
10 Ağustosta millet yalnızca cumhurbaşkanını seçme
10 Ağustosta millet yalnızca cumhurbaşkanını seçme

2007 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde daha önceki hiçbir cumhurbaşkanlığı seçimlerinde görülmemiş yeni şartlar, dayatmalar, hukuku ayaklar altına alan zorlama kararlarla milletin meclisine ve iradesine ipotek koyarak cumhurbaşkanını seçtirmeyenler, milletin 2007 seçimlerinde AK Parti''nin oylarını % 34''den, % 46''ya çıkarmasına ve artık cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesine dair %68''lik referandum kararına şahit oldular.

10 Ağustos 2014 tarihinde gerçekleşecek olan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin adaylık sürecinde muhalefetin, bir kısım medya ve iş çevrelerinin, milletin doğrudan cumhurbaşkanını seçecek olmasının verdiği panikle yaptıkları açıklamalar ve tevessül ettikleri metotlar; 2007 yılının zorlamalarından hiç de ders almadıklarını ortaya koymaktadır. Daha cumhurbaşkanlığı adaylığı sürecinin ilk günlerinde muhalefet ve malum çevreler; milletin teveccühüne vesile olacak adaylarını ortaya koyabilme becerisi yerine, milletin 12 yılda 8 seçimdir oylarını artırarak iktidar ettiği Başbakanına, ''Herkes cumhurbaşkanı olur ama Recep Tayyip Erdoğan olamaz'' demek suretiyle, millete ve tercihlerine meydan okumuşlardır. Oysa ki bu milleti birazcık olsun tanıyanlar çok iyi bilirler ki, bu millet aç kalmaya da, ölüme de katlanır, ama asla dayatmalara ve tehditlere prim vermez.

MECBURİ İTTİFAKLAR

Hile ve kumpaslarla 2007''de meclisin cumhurbaşkanını seçmesine engel olanlar başarılı olduklarını zannetseler de gelinen noktada açıkça anlaşılan odur ki, bu hesap tutmamış, tuzak ve hileler bozulmuştur. Millet ve AK Parti bu süreçlerden daha da güçlenerek çıkmıştır. Bugün de aynı hileli yöntemlerle başbakanın cumhurbaşkanlığına mani olma adına yapılan siyaset dışı girişimler, çatı adayı formülleri ve seçim ittifakları da tutmayıp, Recep Tayyip Erdoğan''a milletimizin daha büyük bir teveccühle destek vermesini sağlayacak, hatta korktukları başkanlık veya yarı başkanlık sistemlerine gidiş sürecini hızlandıracaktır. Öyle ya boş yere buyrulmamıştır ''Sizin hayır zannettiklerinizde şer, şer zannettiklerinizde hayırlar vardır'' diye. İşte yaşananlar, bize de bu yollara tevessül edenlere de bu hakikatleri çok daha iyi öğretmektedir.

Muhalefete ve bir kısım medyaya şimdiden hatırlatırız, 2007 Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki 367 dayatmanız, nasıl bugün sizleri çatı adayına ve millet nezdinde karşılığı olmayan ittifaklara mecbur kıldıysa, cumhurbaşkanının icrai yetkisi olmadığına dair zorlamalarınız da, 2015''de yapılacak milletvekili seçimlerinde AK Parti''nin cumhurbaşkanının icrai yetkilerini daha da genişletecek parlamenter çoğunluğu elde etmesini sağlayacaktır.

2007''deki hukuk dışı zorlamalar ve dayatmalar sebebiyle, AK Parti''nin oyları nasıl yükseldiyse, referandumda halk nasıl cumhurbaşkanını seçme iradesini eline aldıysa, yıllarca meclisteki tüm siyasi partilerin eşit sayıdaki üyelerince yürütülen anayasa değişikliğiyle ilgili mutabık kalınan maddelerin dahi değiştirilemeyip, milletin ve Meclis''in boş yere oyalatılmasını da bu aziz millet unutmadı. Hep birlikte göreceğiz; meclisin sağlayamadığı mutabakatı ve gösteremediği kararlılığı millet gösterecek ve Anayasa değişikliğini gerçekleştirecek iktidarın yolunu 2015 seçimlerinde açacaktır. Bu sebepledir ki; milletimiz 10 Ağustos''ta sadece cumhurbaşkanını seçmeyecek, aynı zamanda darbe mahsulü olan Anayasayı değiştirme kararını da ortaya koyacaktır. Çünkü siyasi partiler olarak, yıllarca anayasayı değiştirme iradesi beyan ettiniz, buna rağmen çalışıp mutabık kaldığınız maddeleri dahi değiştirmediniz. Artık milletin tahammülü kalmadı. Nasıl ''cumhurbaşkanını biz seçemiyoruz'' dediniz de bugün millet cumhurbaşkanını seçiyor; şimdi de ''anayasayı biz değiştiremiyoruz'' deyişiniz sebebiyle, millet anayasayı da değiştirecektir.

TIPIŞ TIPIŞ OY KULLANMA

Artık herkes bunu bilmeli ve kabullenmeli, yeni Türkiye''nin başbakanları yalnızca milletin emrinde ve hizmetinde olduğu gibi, Cumhurbaşkanları da millet iradesi dışında irade tanımayacaktır. Halkın seçeceği cumhurbaşkanının kullanacağı anayasal ve yasal güçten kaygı duymak, milletten kaygı duymaktır. ''Halkın seçtiği cumhurbaşkanın yetkileri fazladır'' demek, aslında milletin yetkin olmasına gösterilen tahammülsüzlüktür. Zaten milletimiz bunu çok iyi bilip idrak ettiği içindir ki, ne size ne çatınıza ne de ittifaklarınıza itibar etmektedir. Adayınızı çatılarda ve gizli mahfillerde arama yerine millet içinde arasaydınız, ittifakınızı milletle yapmış olsaydınız, bugünkü feryatlarınıza ve seçmene, ''tıpış tıpış'' gidip oy kullanma talimatları verme çaresizliğinize gerek kalmayacaktı. Artık milletten gizli kapaklı iş görme devri tarihin karanlık sayfalarına gömülmüştür.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan''ın cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından AK Parti''deki gücünü kaybedeceği ve köşkte yalnızlaşacağı, AK Parti''de genel başkanlık ve başbakanlık tartışmaları sebebiyle kopuşların olacağı beklentilerine umut bağlayan muhalefet ve ilgili çevrelere hatırlatmak isterim ki; siz iktidar olma umudunuzu AK Parti''nin başarısız olmasına, parti içi çatışma ve çekişmelerle yıpranmasına bağlarsanız, 12 yıl değil, çok daha 12 yıl beklerseniz de iktidar olamazsınız. 12 yıllık süreçte hep birlikte gördük ki, iktidarda olmak AK Parti''yi güçsüzleştirmedi, aksine her seçimden oylarını artırarak iktidarını ve hizmetlerini sürdürmesini sağladı.

Recep Tayyip Erdoğan gibi karizmatik bir liderden sonra AK Parti''nin başına gelecek hiç kimsenin onun yerini dolduramayacağı ve dolayısıyla AK Parti''nin işinin zor olduğu iddialarına gelince, AK Parti''ye Genel Başkan ve Başbakan olacak kişinin işi, zannedildiği gibi zor değil aksine oldukça rahat olacaktır. Kimse yeni genel başkan ve başbakandan Recep Tayyip Erdoğan olmasını istemiyor ve beklemiyor. Zaten millet de bu sebeple onun başbakanlığı bırakması durumunda, ''kendisinden uzak kalır mıyım'' kaygısını taşıyarak ''acaba başbakan kalsa daha mı iyi olurdu'' ikilemini yaşadı. Milletin sevdalısı Başbakan da cumhurbaşkanlığına çıkışın bir ayrılış değil yeni bir başlangıç olduğunu, bu sebeple söylüyor. AK Parti''ye seçilecek genel başkan ve başbakan, Sayın Recep Tayyip Erdoğan''ın emanetçisi ve gölgesinde gibi fitne odaklarınca söylenecek sözlere ve tahriklere kapılmadan, AK Parti''yi ve kendilerini bugünlere taşıyan büyük liderliğe sadakat içinde millete hizmete devam etmelidir.

SİYASET ÜRETEMEMEK

Başbakan''ın cumhurbaşkanlığıyla, AK Parti''de istifalarla bölünmenin olacağı beklentisi de, ''Her şey Türkiye ve millet için'' diyerek AK Parti''yi kuran irade ve inancı idrak edemeyiştendir. AK Parti''yi kuran inançlı güçlü irade, ''sen ve ben'' gibi, süfli bir takım ihtiraslarla milletin bekasını tehlikeye sokmayacak kadar firaset sahibidir. Bu insanlar geldikleri ve gitmekte oldukları asıl mekânın idrakinde olduklarından dolayıdır ki, millete hizmeti ibadet, ''insanların en hayırlılarının da onlara en fazla hizmet edenler oluşu'' şuuruyla, gece gündüz mücadele vermektedirler.

Cumhurbaşkanlığı adaylığı sürecinde Başbakan''la Cumhurbaşkanı arasında çatışmayı körükleyenler nasıl umduklarını elde edemeyişin şokuyla çatı adaya, mecbur kaldıysalar, cumhurbaşkanlığı sonrası genel başkanlık ve başbakanlık tartışmasına umut bağlayanlar da aynı hezimete hazır olsunlar. Bu partinin en önemli unsurlarından biri olan Sayın Abdullah Gül ne yeni bir parti kurar, ne de Recep Tayyip Erdoğan''a rağmen genel başkan ve başbakan olmaya kalkışır. Daha genç yaşlarında millete hizmet ortak paydasında ittifak edip bu zorlu yürüyüşü ''kardeşim'' diyerek, birlikte sürdürenlerden yaşlarının oldukça kemale erdiği bir dönemde kavgayı ve fitneyi beklemek beyhude bir hayalden ibarettir. Kim bilir belki de siyaset ve iktidar üretemeyen çevreleri böyle umutlandıracak bir alan bırakmak da siyasetin cilvesidir. Herkes bunu açıkça bilsin ki Ak Parti''de Sayın Recep Tayyip Erdoğan''a rağmen siyaset etme hesabı yapanların, millete rağmen siyaset yapıp iktidar umanların hazin akıbetine uğramaları mukadderdir.

10 yıl önce