|

Akıldışı kitle davranışları

Egemen emperyal dünya, kendi dışında kalan dünyayı özellikle de İslam dünyasını bir nesneler dünyası olarak görüyor. Nesneler dünyasına var olma hakkı, hayat hakkı tanımıyor. Modern zamanlarda insanlığa saygı temelinden gerçekleştirilmesi gereken ilişkilerin yerini, insanlığı sömürgeleştirme ilişkisi almıştır. Emperyal sömürgeci dünya, insanlığın dünyasından uzaklaşıyor.

Yeni Şafak
04:00 - 29/12/2014 Pazartesi
Güncelleme: 21:59 - 28/12/2014 Pazar
Diğer
İLLUSTRASYON: CEMİLE AĞAÇ YILDIRIM
İLLUSTRASYON: CEMİLE AĞAÇ YILDIRIM
ATASOY MÜFTÜOĞLU

İslam dünyası toplumları, ayrıntılarla oyalandıkları, tarihsel sorunlar karşısında duyarsızlaştıkları, insanı edilgin kılan mistik bir dile/söyleme, mistik uyuşturuculara bağımlı hale geldikleri için, Avrupalıların bütün imkanlarıyla, bütün bir dünyaya açıldıkları bir çağda, kendi geçmişlerine kapandıkları için şeyleştirildiler ve tarihsel belirleyiciliklerini kaybettiler. Modern tarih/bilgi/siyaset tarafından şeyleştirildiğimiz için, bugünkü duruşumuz, düşüncemiz, tavrımız, konumumuz tevhide dayalı bir kimliği hiçbir şekilde yansıtmıyor. İlahi egemenliğin, varlığın bütününü kapsayan bilincini temsil etmiyoruz.


Tevhidi kimlik ve bütünlük bilinci kaybedildikten sonra kazanabileceğimiz hiçbir şey yoktur. Büyük kayıplar içerisinde, küçük parçalar halinde yaşayan İslami unsurların, büyük ölçekli değişim/inşa hareketleri gerçekleştirmeleri beklenemez. Toplumların hayatları, ideolojik soyutlamalarla, mitolojik soyutlamalarla, romantik soyutlamalarla yönetilemez, sürdürülemez. Toplumlarımız, düşünce ve kültür dünyamız, yüzeysel ve sayısal gelişmelerin/iyileşmelerin geçici hayaller olduğunu görebilmelidir. 

Kainat imamı ya da mehdi

Nihilist tekbenciliklerle hiçbir sorun çözümlenemez, hiçbir yere gidilemez. Nihilist tekbencilerin, kendilerini “kainat imamı”, “mehdi” “halife” olarak tayin edebildikleri, konumlandırdıkları başıboş bir dünyada hiçbir şey iyi olmayacak. Her tür iyileştirme, zihinsel iyileşme/özgürleşme/bağımsızlaşma ile başlar. Her tür iyileşme niteliklerin bir bütünlük içerisinde bir araya gelmesiyle başlar. Nihilist tekbenciliklerin insanlığa sunabilecekleri iyi bir şey olamaz.

Müslümanlar olarak seküler bilgi yaklaşımlarının, seküler eğitim modelinin, zaman ve mekan sınırlarını aşarak küreselleşmesi ve İslami dünya görüşünün, hayat tarzının meşruiyetini etkisiz hale getirerek, tartışılabilir hale getirmesi karşısında ortak bir eleştirel tavır oluşturabilmiş değiliz. Seküler bilginin evrenselleştirilmesi, seküler bilgi yapılarının itibarını/prestijini arttırırken, din’i bilgiyi itibarsızlaştırdı. Günümüzde Müslümanlar bile çocuklarını en seküler okullarda okutabilmek için canhıraş bir çaba harcıyor.

Günümüzde Müslümanlar, evrensel içeriği olan bir dil/duyarlık/bilinç/düşünce/kültür/medeniyet üretme yeteneklerini yitirdikleri için, seküler bilgi ve eğitim yapılarına yöneliyor. Bugünün dünyası, Avrupa merkezci bir iktidarı ve egemenliği meşrulaştıran soyutlamalara dayalı bir söylem yoluyla yönetiliyor. Avrupa merkezci kalıpların, modellerin, bütün toplumlara uygulanabileceği iddia edilebiliyor. Sömürgeci dayatmalar yoluyla bu kalıplar/modeller ihraç ediliyor. Bu kalıplar ve modeller adına, seküler dünya, İslam toplumlarına “müdahale hakkı”na sahip olduğunu düşünüyor.

Statükocu Müslüman liderler

Hangi alanda olursa olsun, daha güçlü olan, kendi değerlerini, yöntemlerini mutlaklaştırarak, daha az güçlü olanı yok sayabiliyor, sömürgeleştirebiliyor. Ezilenlerin hiçbir güvencesinin olmadığı barbar bir dünyada, zalim bir dünyada yaşıyoruz. Zulme, adaletsizliğe, faşizme isyan etmeyen bir dünyanın, özgürlüklere vurgu yapması kadar saçma bir şey olamaz. Günümüzde hiçbir kavram “insan hakları” kavramı kadar anlamsız değlidir. Düşünsel olarak, kültürel olarak, siyasal olarak hayatta kalmak istiyorsak, bugünün dünyasının gerçeklikleriyle hesaplaşabilecek niteliklere sahip olmamız gerekir. Maruz kaldığımız her tür şeyleştirmenin, marjinalleştirmenin siyasal bir boyutu olduğunu hatırlamak önemlidir. Gerçek böyle olduğu halde, Müslümanların toplumsal ve siyasal sorumluluklara, işlevlere, eylemlere, kaygılara yabancı bir geleneği “din” haline getirmelerinin anlaşılabilir bir yanı yoktur. Bu nedenledir ki, Müslüman sayılar, duygusal bir güç oldukları halde, etkili bir siyasal güç değildir. Sınırları ve işlevleri sömürgeciler/oryantalistler tarafından belirlenen bir din algısıyla bütünleşmek, İslami bağımsızlığın, onurun, kişiliğin ayaklar altına alınması demektir. 

Sömürgeci/oryantalist proje, İslam toplumlarının, işbirlikçi, teslimiyetçi, statükocu Müslüman liderler/cemaatler aracılığıyla yönetilmesini esas alan bir strateji benimsemiştir. Toplumları dışarıdan yönetmektense, içerden işbirlikçiler aracılığıyla yönetmek çok daha kolaydır. İslamcılık, sömürgeci/oryantalist/seküler dilin/söylemin iktidarından bağımsız olarak yürütülen İslami mücadelenin/inşa’nın adıdır. Bu tür bir mücadelenin nasıl mümkün olabileceği, nasıl zafer kazanabileceği İran’da İslam Devrimi’yle kanıtlanmıştır. İslam Devrimi’nin bugün bürokratikleşmesi ayrı bir tartışmanın konusudur.

Kirli gerçekler

Egemen emperyal dünya, kendi dışında kalan dünyayı özellikle de İslam dünyasını bir nesneler dünyası olarak görüyor. Nesneler dünyasına var olma hakkı, hayat hakkı tanımıyor. Modern zamanlarda insanlığa saygı temelinden gerçekleştirilmesi gereken ilişkilerin yerini, insanlığı sömürgeleştirme ilişkisi almıştır. Emperyal sömürgeci dünya, insanlığın dünyasından uzaklaşıyor. Bütün bunlar olup biterken, bizler Müslümanlar olarak, bütün bunlar nasıl oluyor diye sormuyor, kirli gerçekleri sorgulamıyoruz. Akıldışı kitle davranışları içerisindeyiz. Bu davranışlar arasında gerçekleri gözlemlemek ve çözümlemek diye bir şey olmaması hayret vericidir.

 Bu davranışlar arasında eleştirel değerlendirmeler yoktur, bu davranışlar daha çok seyircilik konumu ile ilgili davranışlardır. Akıldışı kitle davranışlarının anlamaya ve öğrenmeye yönelik hiçbir çabası olmamıştır. Hayatımızın değerler tarafından yönetilmesini isteyen bir hassasiyete sahip olsaydık, belki o zaman kimi şeyleri anlamaya ve öğrenmeye çalışacaktık. Ancak hayatımızı yöneten şeyler çıkarlar olduğu için, derin düşünme ihtiyacı duymuyoruz.
#kitle davranışları
#kitle
#İslam dünyası
9 yıl önce