|

Cumhuriyet halk partisi kendisini feshetmelidir

Sürekli ''Halka yabancılaşmış ihtilalci parti'' olarak mimlendiği için CHP''nin hiçbir seçimi kazanması mümkün değildir. Sık sık kurultaylar toplayarak ''CHP''yi dirilteceğiz'' demek, iskelete et giydirip onu yeniden canlı hale getirmeye benzer. İhtilalci, komünist, nazi, faşist, falanjist vb. partileri diriltip, seçimlere sokup iktidara gelmelerini sağlamak nasıl ki mümkün değilse, bu CHP için de mümkün değildir

Süleyman Kocabaş
00:00 - 3/09/2014 Çarşamba
Güncelleme: 22:08 - 2/09/2014 Salı
Yeni Şafak
Cumhuriyet halk partisi kendisini feshetmelidir
Cumhuriyet halk partisi kendisini feshetmelidir

Cumhuriyet Halk Partisi, 6 Eylül 2014''de, 10 Ağustos 2014''deki Cumhurbaşkanlığı seçimi yenilgisi sebebiyle olağanüstü kurultaya (kongre) gidiyor. Kongre öncesi, yoğun yenilgi sebepleri tartışmaları, genel başkan ve yönetim kurulu değişikliği gündemde.

Kurultay yapmak, her seçim yenilgisinden sonra CHP''nin âdetindendir. ''Partiye seçim kazandırmak için'' denilerek yapılan her kurultayda havanda su dövülmüş, başarısız olmuştur. Bu son kurultay da bunlardan farklı olmayacaktır. CHP için ''tek çözüm yolu'' olarak kendisini feshi görünüyor. İşin esasına bakılırsa, halkımızın kendisi zaten 14 Mayıs 1950 seçimlerinden beri tam 64 yıl (1950 – 2014) CHP''ye hiçbir seçimi kazandırmamakla kendi nezdinde onu feshetmiş, ''ebedi muhalefet''e mahkum etmiştir.

1945''de demokrasiye veya çok partili hayata geçiş ile birlikte gelen 21 Temmuz 1946 ilk genel seçimlerini CHP''nin kazanması, ''seçime hile karıştırılması'' sebebiyle olmuş, ''hâkim teminatı''ndan uzak, CHP''li memurların idaresinde ''açık oy, gizli tasnif'' şeklinde yapılan seçimlere ''dürüst seçimler'' gözü ile bakmak mümkün değildi. Seçimler dürüst yapılsa idi, CHP Demokrat Parti karşısında seçimleri daha 1946''da kaybederdi. Seçimlere hile karıştırıldığı için ''DP kazandığı halde CHP kazandı gösterildi'' denildi.

İşin esasına bakılırsa, DP''nin CHP''den fazla bir farkı yoktu. CHP = DP tablosu vardı. Çünkü, DP, Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı ''Ebedi Şef'' Atatürk''ün ''ebedi mutisi'' Milli Şef İsmet İnönü ile DP Genel Başkanı ''Atatürk seni sevmek milli bir ibadettir'' diyen Celal Bayar arasında ''cumhuriyet ve laikliğin, Atatürk ilke ve inkılaplarının korunması ve yaşatılmasına özen gösterilmesi'' ve ''sağ ve sol aşırı uç partileri'' denilen partilerin kurulup yaşatılmasına imkan verilmeyerek, CHP ve DP''den hangisi seçimleri kazanırsa hükümeti nöbetleşe iki partinin tekelinde kurmaya yönelik ana muvazaa ekseni etrafında kurulmuş, İnönü, Bayar''ın hazırladığı ''DP Programı''nı inceleyip onayladıktan sonra DP 6 Ocak 1946''da kurulmuş, bu sebepten daha o günlerde DP için ''muvazaa partisi'' denilmeye başlanmış, CHP = DP tablosu böyle ortaya çıkmıştı.

CHP TARİHİ

Halk, CHP ile DP''nin ''bir elmanın yarıları'' olduklarına bakmadan oyunu her seçimde sırf CHP''nin muhalifi olduğu için ondan kurtulmak uğrunda hep DP ve benzeri partilere kullanmış ve hatta halkın CHP''ye ''ebedi muhalefeti'' sebebiyle ''CHP''nin karşısına odun konsa kazanır'' sözü tâ o günlerden beri söylenmeye başlanmıştır.

CHP, 64 yıldan beri seçimleri neden hep kaybetti? Maalesef şimdiye kadar bunun gerçekçi tahlilleri yapılamamış, parti her seçimi kaybettikten sonra ''yenilgi depresyonu'' yaşamış, buhrana bir çözüm yolu bulmak için her yenilgi sonunu parti kurultayları toplanmış, bunların sonunda genel başkan, genel sekreter, yönetim kurulu değişikliğine gitmek, program ve tüzüğünde birkaç önemsiz tadilat yapmakla partinin ''seçim kazanacak hale getirildiği''nden bahsedilmesine rağmen seçim yenilgileri sürekli olmaya devam etmiştir.

''Atatürk ve İnönü Dönemleri'' adı altında Atatürk''ün, İnönü''nün daha doğrusu ''CHP''nin Tarihi''ni 500''er sayfalık dört cilt halinde yazmış bir tarihçi yazar olarak tarihten çıkardığım ders, test ve tecrübelerle görüşüm şudur: CHP, bu gidişle girdiği seçimleri kıyamete kadar kazanamaz. Bunun gerçekçi sebebi tek bir cümle ile özetlenecek olunursa şöyledir: ''CHP, İdeolojisi ve idealleri halkın ideoloji ve ideallerine zıt, halkın ekonomik refahını sağlayamamış ihtilalçi partidir.'' İki kelime ile ''İhtilalci Parti'' oluşu. Halk, yukarıdaki özelliklere sahip, iktidardaki ihtilalci partileri, bunların iktidarı çeşitli sebeplerle yıkıldıktan sonra (ister bir ihtilal isterse seçimlerle olsun) bir daha yeniden iktidara getirmemiş, ebediyen kalmak üzere ''tarihin partiler çöplüğü'' ne atmıştır.

CHP''nin de kuruluşundan günümüze ''İhtilalci bir parti'' olduğu için seçimleri kazanması mümkün değildir. Halkımız onu, ''kendisiyle bütünleşmiş, kendisinden birisi'' olarak değil, ''kendisine yabancılaşmış bir parti'' olarak gördüğü için ona oyunu vermemektedir.

İNÖNÜ DÖNEMİ

CHP''nin 9 Eylül 1923''de kurulduğu günler ve müteakip yıllarda, dünya siyasi konjonktüründe Avrupa''da ihtilallerle işbaşına gelmiş ihtilalci partiler ve iktidarları vardı. ''Tek adam, tek lider, tek ideoloji, şeflik, tek parti, diktatörlük esasları''na dayalı olarak Sovyet Rusya''da Komünist Parti (Şefi, Şeflik unvanı Yoldaş Lenin), Almanya''da Nazi Partisi (Führer şeflik unvanlı Hitler), İtalya''da Faşist Parti (Duce şeflik unvanlı Mussolini), İspanya''da Falanjist Parti (Cadillo şeflik unvanlı Franko) vb. partileri vardı ve CHP de ''Ebedi Şef'' adlı kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve sonra onun yerine ''Veliahtı'' olarak geçen ''Milli Şef'' unvanlı İsmet İnönü liderliğinde yukarıdaki partiler gibi ihtilalci ve faşist bir parti idi.

CHP''li yöneticiler hep, ''Biz devlet kurmuş ve cumhuriyeti ilan etmiş bir partiyiz'' diye övünürler. Kanaatimce bu doğru değildir. İstiklal Savaşı''nı millet kazanmış ve devletini millet kurmuştur. CHP, İstiklal Savaşı kazanıldıktan sonra kurulmuş, ''devlet kurucu'' değil, devleti ''Tek Partili Dönem veya Yönetim'' adı altında 1923''den 1945''e kadar tam 22 yıl devleti ''tekel''ini alan veya ''gasp'' eden bir parti olmuştur. Karşısına ''cumhuriyetin ve demokrasinin bir gereği'' denilerek çıkan muhalefet partileri Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ve Serbest Cumhuriyet Fırkası''nı kapatarak tek partili yönetimini kurmuştur. İlan ettikleri de gerçek anlamda ''cumhuriyet'' değildir. CHP''nin tek partili yönetiminde ''şeflik yönetimleri'' adı altında şeflerin ''diktatörlük yönetimleri'' hakim olmuş, cumhurun (halkın) iradesi, yönetime yarım – yamalak da olsa Milli Şef İnönü''nün 1945''de ''Demokrasi veya çok partili hayata geçişi'' ile birlikte kendisini göstermeye başlamış, bununla, esasında, II. Dünya Harbi sonuçlarının getirdiği konjonktürde Avrupa''da şeflik esasına dayalı birçok ihtilalci partinin bir daha iktidar olmamak üzere ömrünü tamamladığı gibi, bir nevi aynı özellikle sahip CHP''nin de ömrü bitmiş, seçimlerle ''uzatmalara oynamak'' istemişse de halk her defasında onu sandıkta boğarak iktidar yapmamıştır.

HALKA YABANCILAŞMA

Halkımız, her seçimde, CHP''nin ''ihtilalci bir parti'' oluşu, yaptığı devrimleri kendi iradesine rağmen yaptığı ve ekonomik refahını sağlayamadığı için ona oy vermemiştir. Halkın gözünde CHP, dine baskı yapan, dini hayatı zayıflatan, yeşil ekin vergisi, yol, hayvan vergisi vb ile halkı ezen, halka zulmeden bir partidir. Bu özellikleri sebebiyle CHP''ye soğuktur ve ''kıyamete kadar'' seçimleri kazanıp iktidara gelmesi mümkün değildir.

CHP''li ''dostlarımız''a bir tarihçi olarak tavsiyem şudur: ''Yetişmiş bürokratik ve teknik insan gücü'' olarak ülke yönetiminin onlara da ihtiyacı vardır. CHP, sürekli ''halka yabancılaşmış ihtilalci parti'' olarak mimlendiği için hiçbir seçimi kazanması mümkün değildir. Sık sık kurultaylar toplayarak ''CHP''yi dirilteceğiz'' demek, iskelete et giydirip onu yeniden canlı hale getirmeye benzer. İhtilalci, komünist, nazi, faşist, falanjist vb. partileri diriltip, seçimlere sokup iktidara gelmelerini sağlamak nasıl ki mümkün değilse, bu CHP için de mümkün değildir.

CHP ismi yaşatılmaya devam edildiği sürece, kurultaylar top- layarak ve yönetiminde değişiklikler yaparak çözüm bulunamaz. ''Halka yabancılaşmış'' ve ''devrini tamamlamış'' CHP kendisini feshetsin; ''halkla bütünleşmiş ve değişime ayak uydurmuş'' yeni bir parti kurulsun; bu partinin ''CHP''nin devamı olmadığı'', ''yepyeni bir parti olduğu'' söylensin. Yeni parti, halka yabancılaşmamış, değişime ayak uydurmuş partilerle seçim yarışına girsin. Kazanırsa iktidar olsun.


10 yıl önce