|

IŞİD sorunu nasıl hallolur?

Avrupa''da yapılan araştırmalar sanılanın aksine IŞİD''e katılımların fakir ve eğitimsiz gençler arasından değil, üniversiteli ve varlıklı kişiler arasından olduğunu gösteriyor. İngiltere''deki Buckingham Üniversitesi Güvenlik ve İstihbarat Çalışmaları Merkezi Direktörü Profesör Anthony Glees konuyu şu sözlerle aktarıyor: ''İngiliz gençler kötü niyetli radikaller tarafından bilinçli olarak yanlış dini anlatımlarla bilgilendiriliyor, yönlendiriliyor.''

Seral Köprülü
00:00 - 10/10/2014 Cuma
Güncelleme: 22:40 - 9/10/2014 Perşembe
Yeni Şafak
Gündem
Gündem

Barack Obama, IŞİD''le ilgili olarak BM Genel Kurulu''nda yaptığı konuşmasında, ''Müslüman gençlere sesleniyorum, cehaleti değil eğitimi temel alın. Tahribatı değil geleceğe. Sizi bu yoldan çıkaranlar büyük ilkeye ihanet ediyor'' sözlerine yer verdi.

Anlaşılan o ki Amerikan yönetimi hem geçmiş tecrübelerinden ders çıkarmaya, hem de sevgi politikalarını savunan İslami düşünürlerin ikazlarını dikkate almaya başlamış. Görünen o ki tek başına ''şiddeti şiddetle yok etme'' stratejisinin hiçbir işe yaramadığı anlaşılmış... ABD''nin, 20. Yüzyıl''ın ortalarından beri terörizme karşı sadece askeri çözümlere başvurduğu ama bu stratejinin de hiçbir şekilde başarıya ulaşmadığı çok açık. Nitekim Vietnam, Kamboçya, Laos, Afganistan, Pakistan, Irak, Libya, Somali gibi onlarca ülkede yaşananlar bunu ortaya koymaya yeter de artar bile.

IŞİD''le ilgili yapılan diğer açıklamalarda da sadece bombalamayla bir sonuca ulaşılamayacağı dile getiriliyor. Pentagon sözcüsü John Kirby''nin ''IŞİD günler ya da haftalar içinde bitirilemeyecek ciddi bir tehdit oluşturuyor. Değişen koşullara hızlı ayak uyduran bir örgüt. Çok ciddi bir operasyon gerektiriyor. Bu yıllar sürebilir'' sözleri ABD''nin IŞID ile yapılan mücadelede yakın vadede iyimser bir bakışa sahip olmadıklarını gösteriyor.

Pentagon''un IŞİD planında bölgesel, politik, ekonomik ve askeri planlar yapılmış. Eksik olan tek şey ise IŞİD''e katılan/katılması muhtemel insanların bir eğitim seferberliğiyle bilgilendirilmesi. Yani en temel konu, ''EĞİTİM.''

ABD Başkanı Obama konuşmasının bir bölümünde de ''Artık dünyada Müslüman topluluklar, El Kaide ve IŞİD gibi örgütlerin ideolojisini reddetmeli. Küresel ekonomiyle para toplayıp daha sonra da çocukların beynini yıkayan yaklaşımlar imha edilmeli'' sözlerine yer verdi. Ancak bu ideolojinin nasıl reddedileceği konusunda Amerika''nın bir fikri yok. Bu da gösteriyor ki; ABD eğitim konusunda mutlaka yardım almalı.

IŞİD''İN FİKRİ YAPISI NASIL ELEŞTİRİLİR

İslam''ın barış dini olduğu, terörü ve şiddeti lanetlediği çok sayıda Kur''an ayetiyle açıklanmıştır. Ancak Kur''an''ın neredeyse terk edildiği, hurafe kaynaklara dayanan yanlış bilgilerin ''İslam'' diye uygulandığı bir yüzyılda yaşıyoruz. Eğer Müslümanlar bu konuda bilinçlendirilmezse IŞİD''in kullandığı şiddet yöntemlerinin ve felsefesinin reddedilmesi de mümkün olamaz. IŞİD sadece saf Kur''an öğretisiyle fikren yenilir.

Dolayısıyla, Sayın Obama''nın Müslüman gençlere ''eğitimi temel alın'' demesi yeterli bir açıklama değil. Avrupa''da yapılan araştırmalar sanılanın aksine IŞİD''e katılımların fakir ve eğitimsiz gençler arasından değil, üniversiteli ve varlıklı kişiler arasından olduğunu gösteriyor. İngiltere''deki Buckingham Üniversitesi Güvenlik ve İstihbarat Çalışmaları Merkezi Direktörü Profesör Anthony Glees konuyu şu sözlerle aktarıyor: ''İngiliz gençler kötü niyetli radikaller tarafından bilinçli olarak yanlış dini anlatımlarla bilgilendiriliyor, yönlendiriliyor. Bu gençlerin hiçbiri fakir değil, ihtiyaç içinde değil, ciddi hiçbir ayrımcılık deneyimleri yok, tek başına zulüm, şiddet onlara ters gelen şeyler. Bu insanlar eğitimli öğrenciler, üniversite mezunları. Kimi okulu bitirmek üzere ve cihadı kendilerinde ara dönem aktivitesi olarak görüyorlar. Bir kısmı da mezun. Bu insanlar fakirlik seviyelerinden, işsizlikten gelmiyor.'' Glees''in sözleri, radikalizmin çok sıkı bir eğitim sürecine sahip olduğunu ortaya koyuyor. İşte yapılması gereken bu yanlış eğitimi etkisiz kılacak doğru eğitim!

Bununla birlikte, Suudi yorumcu İbrahim al-Shaalan''ın attığı bir tweet, İslam ülkelerinin hemen hemen tamamındaki mevcut eğitimin temelden yanlış olduğunu gösteriyor. Söz konusu tweet şu şekilde: ''(IŞİD) bizim okul müfredatında öğrendiklerimizin canlı uygulayıcısı. Eğer müfredat doğruysa IŞİD haklı, eğer doğru değilse bunun sorumlusu kim?''

İlahiyatçı yazar İhsan Şenocak da, ''İslam gençliğinden Cumhurbaşkanı''na mektup'' başlıklı yazısında Suudi yorumcunun haklılığını şu sözleriyle teyit etmiş oluyor: ''7 yıl İmam-Hatip''te, 5 yıl İlahiyat''ta okuyan hatta akademik kariyer yapanlar sistem kurbanı olduklarından, iki yıl Vehhabi/IŞİD kamplarında hadis okuyanlar karşısında varlık gösterememektedir. Zira, biri, ''İlmihalde böyle yazıyor'' diye cevap verirken; Vahhabi ise aynı mevzuda, ''Kâle Rasulullah/Allah Rasulü buyurdu ki'' diyerek hadis okumaktadır.'' Aslında sorunun özü tam da bu. Kur''an dışı kaynaklar kabul gördüğü sürece, IŞİD''in bundan sonra da insanları ikna etmesi veya tartışmada galip gelmesi hiç de zor olmayacak.

Sayın Başbakanımız''a bağlanan Diyanet''in ise bu konuda ciddi bir adım attığını görmek sevindirici. Diyanet İşleri Başkanı Görmez, ''Milletimizin her ferdinin Kur''an''la dini mübini İslam ile tanışması, milletimizi sadece tarih sahnesinde sürekli kılar, milletimizi zenginleştirir. Bu bizi asla bir adım geriye değil, daima yüz adım ileriye götürür. Yeter ki bunu bilimsel metotlarla, doğru yöntemlerle, güzel mekanlarda çocuklarımıza öğretmesini bilelim'' açıklaması fevkalade önemli. IŞİD gibi İslam''ı yanlış yorumlayan yapıların saf Kur''an eğitimi almış insanlar karşısında bir varlık gösteremeyeceği aşikar.

TÜRK ASKERİNİN BAŞARILARI VE EĞİTİM

Pentagon sözcüsü John Kirby geçtiğimiz günlerde de ''Türkiye askeri unsurun dışında da katkı sağlayabilir. Türkiye''den çok şey öğrenebiliriz. Ve Türkiye''nin katkı sağlayacağını kesinlikle bekliyoruz.'' demişti. Devletimiz ve milletimiz, şiddete şiddetle değil, şiddette akılcılıkla yaklaşma düşüncesindedir. Yanlış yolda olanın şiddetle değil, fikirle düzeltilebileceğine inanmış bir görüşe sahiptir. Bu yüzden askeri operasyon görevlerinde değil, eğitim ve bölge halklarını koruyup kollama görevlerinde yer almamız en uygun olanıdır. Türk askerinin Orta Asya, MENA bölgesi ve Balkanlar''da aldığı tüm görevlerde bölge halklarının sevgisini kazanmayı bilmesi önemli bir göstergedir.

9 yıl önce