|

İslam İşbirliği Teşkilatı ne işe yarar?

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) hakkıyla görevini yerine getirememekte ve Müslümanları dünyada temsil edememektedir. Çoğu kesim Nijerya’daki katliamın Fransa’daki 12 kişinin öldürülmesi kadar sahiplenilmediğini söylüyor ki haklılardır. Çünkü artık İslam dünyasındaki ölümlerin haber değerinin sansasyonelliği kalmamıştır!

Yeni Şafak
04:00 - 12/01/2015 Pazartesi
Güncelleme: 20:14 - 11/01/2015 Pazar
Diğer
ABDULKADİR AKSÖZ - İSTANBUL MEDENİYET ÜNİVERSİTESİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), 1969 yılında bir Hristiyan’ın Mescid-i Aksa’yı kundaklama girişimi sonrası ortak tavır alma adına aynı yılın eylül ayında kurulan uluslararası bir örgüt olarak bilinir. Kurulduğundan bugüne değin amacı, Müslüman ülkeler arasında sadece dini değil; ekonomik, siyasal, sosyo-kültürel gibi pek çok alanda işbirliği ve dayanışmayı arttırmaktır. Bugün 58 Müslüman ülkenin aktif üyeliğinin bulunduğu İİT, Birleşmiş Milletler’den sonra en fazla üyeye sahip örgüt konumundadır. Dünyadaki 1,5 milyarlık Müslüman aleminin görünürdeki en büyük uluslararası temsilcisi İslam İşbirliği Teşkilatı ne işe yaramaktadır? Müslümanların sorunlarına karşı ne tür tepkiler vermektedir? İslam dinini ne yönde temsil etmektedir? Dünyada "ses getiren" faaliyetleri nelerdir? Bu soruları yazımızda irdelemeye çalışalım. 


Uluslararası gündem Fransa’daki mizah dergisine yapılan terör saldırısı ile hareketlilik kazandı. Tüm dünya medyası bu eylem karşısında saatlerce program yaptı (yapmaya da devam ediyor), olayın saldırganlarına yönelik operasyonları canlı yayınla izleyicilere aktardı. 12 kişinin hayatını kaybettiği eylem sonrası Avrupa’daki İslamofobik çevreler ve göçmen karşıtı ırkçı kesimler birtakım tahrik edici protestolara girişti. Fransa’da camilere hedef alan saldırılar cereyan etti. Malumunuz olduğu üzere Avrupa’dan sonuçları kötü olabilecek bu girişimlere karşı sağduyulu açıklamalar gelmedi değil. Birçok Avrupalı siyasetçi ve düşünürden terör saldırısının İslam ile ilişkilendirilmemesi gerektiğine yönelik mesajlar verildi. Peki Müslümanları doğrudan ilgilendiren ve olası İslamofobik eylemlere karşı tehdit altında olunan bir eylem sonrası İİT ne yapıyor? Sorunun cevabı oldukça basit! 

İSLAMOFOBİ İLE MÜCADELE

Hiçbirimizin uğramadığı internet sitesinde, İİT Genel Sekreteri’nin Charlie Hebdo saldırısını kınayan ve İslamofobi karşısında uyarı niteliğindeki açıklama metni ile tepki veriliyor! İşte hepsi bu kadar... Uluslararası hiçbir haber kanalı ve ajansında kimsenin yer vermediği veya ver vermeye dahi tenezzül etmediği bir kınama metni. Herhangi bir canlı yayında konuyla ilgili bir basın toplantısı, basın açıklaması yok. Zaten genel sekreteri tanıyan, bilen, gören de yok!(İİT'nin şuanki genel sekreteri Suudi Arabistanlı El Medeni’dir.) Mevcut durumda Müslümanların veya Müslüman devletlerin İslamofobi ile mücadelesinin nasıl başarılı olmasını bekleyebiliriz?

Her Müslüman devlet temsilcileri, liderleri olayı kınayan açıklamalarda bulundu. Fakat hepsi de minimal etki düzeyinde kaldı. Fransa’daki eyleme 11 Eylül benzetmelerinin yapıldığı ve İslam dünyasını yakından alakadar eden bir konjonktür söz konusuyken birlik içerisinde tek ses halinde "kolektif" bir tepki gelemedi. İİT, İslamofobi ve Müslümanların haklarının korunması noktasında birçok açıdan eleştirilmesi gereken bir örgüttür. Soruna sebep olan nedenlerin ve tırmandırılan gerilimin çözümünü sağlayacak temsili kolektif bir meşru iradeden İslam dünyası yoksun bulunmaktadır. İİT, bir nevi kaldırılan halifelik kurumunun yerine kurulmuş bir örgüttü. Doğru düzgün kim tanıyor? Kim otorite olarak görüyor? Sorunun bu boyutlara ulaşmasına izin vermemek adına ses getiren bir icraatta, faaliyette bulunuldu mu? Bugün Fransa’da Hıristiyanlığa ve Yahudiliğe yapılan hakaret ve nefret söylemi suç iken İslam dinine yapılan hakaretlere yönelik bir kanuni düzenleme niçin yok? Problem Fransa’da mı? Bu sorunun halledilmesi için İİT ne kadar çaba gösterdi? Müslüman olan üye ülkeler İslamofobik tavır ve eylemlere karşı Batılı ülkelere ilgili düzenlemelerin çıkarılması noktasında kolektif bir baskı yapabildi mi? Sorunun temellerinin çözümü için ortak irade ortaya koyabildi mi? 

SİYASİ GÜÇ UĞRUNA BİRLİK OLAMAMAK

Maalesef bu sorular içler acısı durumu ortaya koymaktadır. Bugün Nijerya’da Boko Haram Örgütü yüzbinlerce insanı gözünü kırpmadan vahşice katlederken; Suriye’de, Irak’ta, Filistin’de akan kan devam ederken; Doğu Türkistan’da, Myanmar’da Müslümanlara yönelik zulüm ve baskı artarken İslam dünyasının yönetici koltuğunda oturan ‹›zat-ı muhteremler››, İİT görevlileri, acaba ellerinden geleni yapmakta mıdırlar?! İslam Alimleri Zirvesi'nde aynı, tek bir imamın arkasında saf tutup namaz kılmayı reddederek farklı imamların arkasında namaz kılan Sünni ve Şii alimler ne yapmaya çalışmaktadır?! Sırf siyasi güç uğruna Sünni Suud ile Şii İran devletinin mücadelesi Müslümanlara ne yarar sağlamaktadır?!

İslam dünyası içinde bulunduğu açmazları çözmedikçe İslamofobi ve benzer şekilde kanayan yaralar düzelmeyecektir. Batı dünyasının tamamının Fransa’daki saldırı sonrası yekvücut halinde destek açıklamaları, her türlü yardımda bulunacaklarına yönelik beyanatlarını kaç İslam ülkesi bugün Müslümanları ilgilendiren bir sorunda aynı ortak tepkiyi ve yardımlaşmayı göstermektedir? İİT hakkıyla görevini yerine getirememekte ve Müslümanları dünyada temsil edememektedir. Çoğu kesim Nijerya’daki katliamın Fransa’daki 12 kişinin öldürülmesi kadar sahiplenilmediğini söylüyor ki haklılardır. Çünkü artık İslam dünyasındaki ölümlerin haber değerinin sansasyonelliği kalmamıştır! Artık insanlar Müslüman beldelerindeki ölüm haberlerini doğal karşılamaktadır. Adalet? Bunu sağlayacak olan yine Müslümanların iradesidir. 

İİT NE YAPMALI?

Ancak ittihad yerine bölünmüşlük, dayanışma yerine ayrılık görüntüsü sergilenmektedir. 58 Müslüman devletin üye olduğu sözde işbirliği olan İİT örgütü sorumlu bir bilinçle hareket etmemektedir. Hakeza basınımız da olaylara gereken değer ve önemi vermemektedir. Ulusal ve uluslararası basın, Charlie Hebdo saldırganlarına yapılan operasyonları 8 saati aşan bir süre canlı yayınla izleyiciye aktarırken Nijerya’daki katliam haberi unutulup gitmektedir. İİT bu farkındalığı oluşturacak, İslamofobi dahil Müslümanların tüm sorunları karşısında aktif rol oynayacak bir numaralı örgüttür. 

Ve bunun için önce medyayı, uluslararası algıyı tersine çevirmesi; sonra da üyelerinin birlikte kolektif hareket etmesini sağlaması gerekmektedir. Dileyelim ve umalım ki İslam dünyasının, Müslüman camianın uluslararası arenadaki en büyük temsilcisi; İİT artık eskisi gibi olmasın, birleştirici, proaktif ve tanınırlığı en üst düzeyde olan bir örgüt haline dönüşsün.
#İİT
#Mescid-i Aksa
#İslam İşbirliği Teşkilatı
#Fransa
9 yıl önce