|

İsrail''in Alamut''u nasıl yıkılır?

İsrail''in Alamut''u; ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, Çin ve diğer sessiz kalan şeytanların ve hatta özellikle BM''nin meydana getirdiği bir ruhtur, zihniyettir, sistemdir. İslam dünyasının parçalanmış ilişkilerinden istifade yıllar yılı güçlenmiştir. Dünyadaki savaşın kaybeden tarafı, kazanan tarafa karşı yitik ve güçsüz yaşadığından dolayı bu gidişata dur diyememiştir

Ersin Çahmutoğlu
00:00 - 3/08/2014 Pazar
Güncelleme: 18:49 - 2/08/2014 Cumartesi
Yeni Şafak
İsrail''in Alamut''u nasıl yıkılır?
İsrail''in Alamut''u nasıl yıkılır?

Alamut, gönderinde terör bayrağı olan, varlığı ile kimilerince tehdit telakki edilen bir kale idi… Alamut, kaleden de öte, ulaşılması zor, konumu üstün ve küre-i arzı tepeden izleyen adeta bir ''mobese'' idi… Alamut, bir inancın muhafazası için güçlü kalkandı… Ve Alamut, barındırdığı ''katil ve sapkınları'' dünya sistemine meydan okuyarak koruyordu… Ama Alamut, bugün yıkıldı, yok oldu; her fani gibi o da ölümü tattı…

Artık Alamut yok ama şahs-ı manevisi/ruhaniyeti atmosferde hissediliyor. Alamut Kalesi''nin efendisi ''Dağ''ın Şeyhi'' Hasan Sabbah''ın liderliğindeki terör çetesi, bölge ülkeler ve özellikle Türkler için tehdit unsuru idi. ''Kaos ve terör devleti'' misyonunu üstleniyordu. Var olduğu ve ayak bastığı topraklar, huzur nedir bilmedi. Tek amacı, inancını dünyaya yaymak olan Sabbah, araç olarak ''hançer'', politika olarak ''kan akıtma''yı kullanıyordu. Bugün, ne Sabbah var, ne çetesi, ne de kalesi… Ama zihniyeti ölmedi…

İSRAİL ÖRGÜTÜ

Devlet sıfatı ile adının anılması ''devlet'' kavramına hakaret olan İsrail, yine Ramazan ayında, yine Müslümanların mübarek bir gün ve gecesinde yüzünü bir kez daha gösterdi. Kandan beslenen bir örgüt olan İsrail, kurulduğu dönemden bu yana bölgede özellikle Araplara ''tehdit'' olarak görüldü. Bugün İsrail hakkında yapılan yorumlar, onun amacının ne olduğuna dair az da olsa açıklama getiriyor. Ancak elbette eksiklikler mevcut… Bunlardan biri de İsrail''in kuruluş süreci…

Bir devletin kuruluşunda en basit olarak bulunabilen unsur topraktır. Ardından gelen millet/toplum ve hukuki/siyasal sistem de devleti tamamlayan unsurlardır. İsrail, küresel sistemde varlık gösteren bir zihniyetin yansımasıdır. Toprak, onun için zor değil. Zaten halen bu ''sözde vaat edilmiş topraklar'' için savaş verilmektedir. Milleti de, çoğunlukla Avrupa''dan göç şeklinde oluşmuş ve topraklara yerleşmiştir. Hukuk sistemi ise, İsrail''e uğramayan bir unsurdur. Zira Siyonizm, başlı başına bir hukuk hatta uluslararası hukuk demektir onlar için. Dünyaya şekil verdiklerini iddia edenler, bu zihniyet ile dünyayı da yönetmek istemindeler.

İSRAİL''İN MİSYONU

İsrail''in kuruluşuna bakarak, süreç ile alakalı şöyle bir senaryo hazırlanabilir; İkinci Dünya Savaşı sonrasında ortaya çıkan süper güç ABD ve savaştan epey kayıplar vererek çıkan ama ''hayat damarı'' olan Ortadoğu''yu bırakamayan İngiltere, ortak çıkarlar da baz alınarak bir İsrail Devleti kurmak için görevlendirilirler. ABD, yeni bir güç olarak bölgeye hâkim olurken İngiltere bölgeden çekilmeye başlar. Ancak, tamamen bırakmak yerine bir anlaşma yaparak kısmen bölgeden ayrılır. Ayrıca, 1945 yılında Bakanlar Kurulu raporunda Ortadoğu için ''hayati çıkar'' tanımlaması yapan İngilizler, özellikle Arapların baskı altına alınması için bölgede tehdit oluşturabilecek bir devlet kurulmasını da çoktan kararlaştırmışlardır. Zaten Almanya''da mağdur olan Yahudiler tüm dünyada mağdur gösterilerek, ''hak edilmiş topraklara'' yerleştirilirler. Ve İsrail kurulur kurulmaz Arap-İsrail savaşı da baş gösterir. Artık İngiltere, asker göndermesine gerek kalmadan gizli bir el sayesinde bölgeyi kontrol etmektedir. ABD de gayet tabii öyle…

İsrail''in esas misyonu, ''tehdit devleti'' olmaktır. ABD''nin Büyük İsrail planı eğer doğru ise, İsrail''in varlığına karşı olan Katar Devleti ile henüz birkaç gün önce 11 milyar dolarlık silah anlaşması neden yaptı? O silahların İsrail''e karşı kullanılma ihtimali yok mu? Para için diyeceksiniz… ABD''nin paraya ihtiyacı var mı? Varsa da onu çeşitli yöntemlerle tedarik edemez miydi? Bu basit bir örnek… Demek istediğim, ABD, iddia edildiği gibi İsrail için ''her şeyi'' yapmaz! İngiltere de öyle… Söylemlere değil, eylemlere bakılmalı…

ALAMUT''U YIKMAK

Varlığı ile Türkiye''nin ve zulme uğramış Müslümanların kâbusu olan, bölgede terör estiren ve giderek yalnızlaşan, uluslararası hukuku hiçe sayan, dünyayı parmağında oynatan, barış için kurulan BM''nin gözleri önünde Gazze''deki, Filistin''deki sivilleri dahi bombalayan İsrail''i kim koruyor?

Yıllardır şımarık ve sınır tanımayan bir yönetim ile varlığını sürdürüp dünyadaki çeşitli Yahudilerden ve hatta İsrail''deki kimi Yahudilerden de tepki alan, başta BM olmak üzere çeşitli uluslararası örgüt/kuruluşlardan ve ülkelerden ''sessiz destek'' alan İsrail için, sıradan bir devlet tanımlaması asla yapılamaz. O, özel olarak kollanan ve kontrol edilen bir örgüt! Alamut''un himayesinde…

İsrail''in Alamut''u; ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, Çin ve diğer sessiz kalan şeytanların ve hatta özellikle BM''nin meydana getirdiği bir ruhtur, zihniyettir, sistemdir. İslam dünyasının parçalanmış ilişkilerinden istifade yıllar yılı güçlenmiştir. Dünyadaki savaşın kaybeden tarafı, kazanan tarafa karşı yitik ve güçsüz yaşadığından dolayı bu gidişata dur diyememiştir. İnanan insanlar, ellerinden bir şey gelmeyenler, dua ve tevekküle başvurarak bu zulmün bir gün sona ereceğine eminler, bizler de eminiz. Bu zulüm için, sair din mensupları bile Filistin''i savunurken, tarafsızlık tarafını seçen kimi Müslümanlar da gördük ne yazık ki… Onlar tarafsızlıklarıyla içimizdeki Siyonizm''in yansımalarıdır.

Dengelere, konjonktüre, sisteme değil, Allah''a inananlar elbet zafer elde edeceklerdir. Ayet ve hadisler ışığında, yollarında emin yürüyenler, silah, kılıç, kalkan ile değil, inançlarıyla Alamut''u yıkacaklar. Yıkılmaz, yok olmaz bir kale olarak inşa edilen Alamut Kalesi nasıl yıkıldıysa, İsrail''in Alamut''u da yıkılacaktır ve elbette ''Kalenin Efendisi'' de… Varsın, Batı bu zulme destek versin, korkudan sessiz kalsın… Yeni Türkiye, asırlar önceki ''ruh'' ile yeniden filizlenirken mazlumların sesi de olacaktır. Ortadoğu bunu bekliyor…

10 yıl önce