|

Ortadoğu satrancında yeni oyuncular: IŞİD ve Kürtler

Vahdettin Bingöl
00:00 - 13/09/2014 Cumartesi
Güncelleme: 22:12 - 12/09/2014 Cuma
Yeni Şafak
Ortadoğu satrancında yeni oyuncular: IŞİD ve Kürtl
Ortadoğu satrancında yeni oyuncular: IŞİD ve Kürtl

Suriye''de başlayan Arap Baharı başkaldırı hareketlerine kadar seslerini duyurma imkanını bulamayan Suriye Kürtleri, Arap Baharı hareketinin başlamasıyla dünyaya seslerini duyurmayı başararak, Suriye sorununun temel aktörlerinden biri haline gelmiştir. Suriye Kürtleri arasında gerçekleşen bu birliktelik bölgedeki diğer Kürt toplulukları üzerinde de olumlu etkiler bırakmıştır.

Arap Baharı sonrası Suriye''de yaşanan iç savaş ve ayaklanmalar Kürtler için iki önemli değişikliğe neden olmuştur: bölgedeki Kürt sorununun stratejik öneminin artması ve Ankara''nın Irak Şii yönetimiyle ilişkilerinin bozularak Irak Bölgesel Kürdistan Yönetimiyle ikili ilişkilerin üst seviyeye çıkması.

Ankara - Bağdat arasındaki ilişkiler, 2014 yılı başında siyasi buzların erimeye başlamasıyla yeniden olumlu mecraya girmiştir. Kuzey Irak Bölgesel Kürdistan Petrolunun bazı sorunlarla birlikte Türkiye üzerinden geniş coğrafyaya dağıtılmaya başlamısıyla Kürtler yoğun bir biçimde dünya gündemine girmişleridir.

Arap Baharı''nın başlamasıyla, Türkiye, İran ve Suriye yönetimleri bölgedeki Kürt siyasal hareketleri ile ilgili olarak aralarında doksanlı yıllarda yaşanan bazı siyasi diyalogların yeniden başlatılmasını beraberinde getirmiştir. Suriye''de yaşanan Arap Baharı başkaldırıları, bölgesel siyasi arena da Tahran ile Ankara''yı ayrı ve zıt kefelere koymuştur. Türkiye, Suriye''de demokrasi için savaşan rejim muhaliflerinin yanında yer alırken, İran masum insanları katletmeye devam eden Esad rejimi yanında saf tutmuş ve gerektiğinde Türkiye''ye karşı PKK güçlerini desteklemiştir.

TÜRKİYE''NİN 4 ÖNEMLİ HEDEFİ

Suriye''de Esed rejimine karşı başlayan başkaldırıların doğurduğu boşluktan yararlanan PKK''nın da Türkiye''ye karşı eylemlerinde artış gözlenmiş, BDP''nin tutumu sertleşmiş, Kürt annelerinin sesleri yükselmeye başlamış, toplu sokak Cuma namazları, yüzlerce Kürt tutuklunun ölüm orucuna başlamaları vb.. Kürt kaynaklı eylemler AK Parti hükümetini Kürt sorununu demokratik ve barışçıl amaçla çözüm sürecini tekrar masaya yatırmaya sevk etmiştir. Bölgenin ve Türkiyenin en önemli sorunlarından biri olan Kürt sorununun çözümü Yeni Türkiye yönetiminin en önemli ve öncelikli görevlerinin başında yeralmaktadır.

Türkiye''nin bu önemli adımla başlangıçta şu dört ana hedefi amaçladığı öne sürülebilir:

I-Suriye''deki Esad rejiminin düşmesinden sonra meydana gelecek muhtemel olumsuzlukların yansımalarından korunmak amacıyla Suriye kuzeyindeki Rojava Kürtlerinin girişimlerini güçlendirecek Kuzey Irak Bölgesel Federal Kürdistan yönetimine benzer özerk bir yönetimi kurma girişimlerini engellemek.

II- Suriye sorunuyla ilgili olarak takındığı tutumunu değiştirmeye zorlamak üzere bölgesel bazı güçlerin Türkiye''ye karşı Kürt kartını baskı aracı olarak kullanma girişimlerinin önüne geçmek.

III- İran yönetimiyle işbirliği yaparak, Esad rejimini desteklememe konusunda kendi politikasını oluşturmak, yönetimde Sünnilere karşı kasıtlı olarak ayırım yapmak nedeniyle o dönemde Ankara-Bağdat arasında giderek artan sorunlardan dolayı da Irak''taki Maliki hükümeti üzerine daha fazla baskı yapmak.

Böylece Ankara Kuzey Irak Kürt yönetimiyle güçlü bir ortaklık kurmaya yönelmiş, Malikiyle olan anlaşmazlıklarında Barzani''nin yanında yer almıştır. Türkiye''nin Barzani''nin yanında yer alması Malikiye karşı Kuzey Irak Yönetimini güçlendirmiştir. Bu destek Kuzey Irak Kürdistan Yönetimini Kürt sorununun çözümü için bölgesel olarak aktif rol oynama hususunda cesaretlendirmiştir.

IV-Türk halkının büyük desteğine sahip Ak Parti hükümetinin, bölgesel güç olabilmesinde ülke içindeki siyasi ve güvenlik alanlarında istikrarın sağlanmasına bağlı olduğunu, bunun da ancak Kürt sorununun çözüme kavuşmasıyla mümkün olabileceğine kesin bir şekilde inanmış olmak.

KUZEY IRAK YÖNETİMİNİN TUTUMU

Saddam döneminde Sünni Araplara karşı olumsuz tavır takınan Kürtler bu defa Irak Sünnileriyle barış çabaları içine girmişlerdir. Irakta''ki İran nüfuzuna karşı Maliki hükümetinden korunmak üzere Türkiye''nin yanında yer almışlardır. Böylece Kuzey Irak Kürdistan Federal Yönetimi 2003 yılından bu yana ilk olarak PKK''ya karşı Türkiye safında yer almıştır.

İran Kürtlerine gelince, İran İslam Devriminin akabinde 1979-1983 yılları arasında İran Kürtlerinin segiledikleri direniş ile Kürt muhalefet hareketleri şiddetli bir şekilde bastırılmış olmakla beraber, İrandaki siyasal Kürt olşumlarının demokratik temel insan haklarının talebiyle ilgili girişimleri kesintisiz biçimde her fırsatta devam etmiştir. Ortadoğu coğrafyasında gerek Kürtlerle ilgili ve gerekse diğer halklar için yaşanmakta olan siyasal ve sosyal gelişmeler sessiz bir şekilde mercek altında tutulmaktadır.

İŞİD''in Suriya''de Kürtlere adeta meydan okuyor olması Kürtlerin ülkede demokratik taleplerini engellemek için en sert çatışmalarını Rojava Kürt güçlerine (YPG,YPJ) karşı veriyor. Örgütün işlediği vahşi eylemler yüzünden Kürt güçlerini meşru hale getirerek ordulaşmaya doğru bir oluşuma götürdüğü aşikardır. Irak''ta yaşanmakta olan mezhep savaşında IŞİD''e karşı savaşanların başında Kürt güçleri bulunmaktadır ve Kürtler adeta Ortadoğu bataklığına bulaşmışlardır. Örgüt Irak ve Suriye''de devam ettiği savaşta İslam ülkelerinin haritalarının değişmesine, İslam''ın en hassas sorunu olan Sünni-Şii çarpışmasına, küresel emperyal güçlerin bölgeye tekrar dönmesine, İsrail''in karşısında durabilecek düzenli ordulara sahip Arap yönetimlerinin zayıf düşmesine, demokratik,sosyal, siyasal sorunlar yaşayan ve yaşadıkları sorunları çözmeye olanca gayret gösteren, sokağa dökülerek can veren Müslüman toplumu hedefine ulaşmaktan alıkoyarak, İslamla tamamen ters düşen terör ortamını geri bırakılmış İslam coğrafyasına taşımıştır.

IŞİD''IN KÜRTLERLE ÇATIŞMASI

IŞİD ile Kürtler arasındaki en şiddetli çarpışma IŞİD''in Musulu işgal etmesinden sonra yaşanmıştır. Yaklaşık bir yıl önce iki taraf arasında can alıcı çatışmalar Rojava da başlamış ve halen devam etmektedir.

IŞİD''ın Musulu işgali ile birlikte Kürt Peşmergeleri vakit kaybetmeden Kerkük''te hakimiyetlerini güçlendirmişlerdir. Akabinde de Kuzey Irak Kürt Yönetimi, Kerkük''ün geleceğiyle ilgili anayasanın 140. maddesini uyguladıklarını ilan etmişlerdir. Bu durum Maliki tarafından sert bir şekilde eleştirilmiş, Malikinin eleştirisi üzerinden birkaç hafta geçmeden IŞİD, bölgesel Kürt Yönetiminin başkenti olan Erbil''i işgal etmeye yönelmiş ve bu arada ilk cephede Peşmerge güçleri başta Zamar olmak üzere Sincar ve Mahmur bölgelerinde yenilerek geri çekilmek durumunda kalmışlardır.

Durumun vehametinin anlayan Kuzey Irak Kürt Yönetimi, Bağdat hükümetiyle ilgili anlaşmazlıkları bir taraf bırakarak IŞİD''e karşı savaşmayı başlatmak üzere harekete geçmiştir. IŞİD''e karşı savaşmayı teröre karşı savaşmak olduğunu dünyaya duyurarak, Batıdan yardım talebinde bulunmuştur. Bu isteğe başta ABD ve diğer Batı müttefiklerinden olumlu cevap gelmiş ve ABD IŞİD''i havadan vurmaya başlamış ve diğer batılı aktörler de Kürt güçlerine silah vermeyi kararlaştırmıştır.

10 yıl önce