|

Şubatlar şahidimizdir ki 28 Şubat'ı unutmadık

Önceden atladığımız, itinayla yapmadığımız, boş bıraktığımız boşluk doldurmalı soruların her bir boşluğunu; kendimizden bir parça koyarak, en anlamlı sözcüklerle bu mevsimde doldurduk. Adamlığımıza dair bazı boşlukları da bu mevsimde tamamladık. 28 Şubat'ı hiç unutmadık

Mehmet Kızılay
00:00 - 13/04/2012 الجمعة
Güncelleme: 22:44 - 12/04/2012 الخميس
Yeni Şafak
Şubatlar şahidimizdir ki 28 Şubat'ı unutmadık
Şubatlar şahidimizdir ki 28 Şubat'ı unutmadık

Mevsim kışa döndüğünde, sonbaharın sararmış yaprakları ölüme yürüdüğünde, gökyüzü dalga dalga karanlığa boyanırken; dağlar saçlarındaki yeşili gönül rahatlığıyla beyaza vermiş ve toprak asla üşümemiştir. Nihayet Şubat ayı gelip çattığında irkilmemiş, asla ve asla ümitsizliğe gark olmamıştır inanan insanların yürekleri. Mükâfattan haberdar olanın, gül kokusuna şahitlik edenin ümit yitimi yaşaması beklenmez de zaten.

Şubatlar şahidimizdir ki;

Bu mevsimi şehadet mevsimi bildik, öyle inandık ve öylece idrak etmekten de geri durmadık. Her şehidin mezar taşını bir işaret taşı bildik; buna inandık ve abdestle kuşanıp, Besmeleyle başladık zamanın her anına. Seherlere böyle uyandık. Dualarımızda böylece güç kazandık. Yıllarca okuduklarımızın anlamını bu mevsimde öğrendik.

ZELZELERİ İÇİMİZDE YAŞADIK

Şubatlar şahidimizdir ki;

Bize bizlik katan şehadet muştularını her dinleyişimizde, daha güçlü tınılarla büyüterek ruhumuzun derinliklerine yolladık ve her inişinde bir zelzele yaşadık en içimizde. Hiçbir muştuyu bölmedik orta yerinde, bedenlerimizi sıkı sıkıya saran hiçbir ezginin nağmelerine kulak tıkamadık, hiçbir marşa eşlik etmekten geri durmadık. Çünkü en anlamlı marşlar bu mevsimde yazıldı. İsmet Özel'in dediği gibi: “İnsanın/ gölgesiyle tanımlandığı bir dünyada/ marşlara düşer belki birkaç şey açıklamak/ belki ruhların gölgesi düşer de marşlara”

Şubatlar şahidimizdir ki;

Her çiçeği kendi mevsiminde sevdik. Güllere tutulduk, lalelerden aşklar büyüttük, karanfillerden saflık ve güzellik çaldık yüzlerimize. En nihayetinde kardelen çiçeğini daha bir başka sevdik, yürek verdik ve direniş koyduk adını. Kardelen çiçeklerinin gelişine dair ümitlerimiz hep dipdiri ve dimdik kaldı. Kardelen çiçekleri üşümek bilmeyen toprakların yüreğinde büyüyerek, dağların ağarmış saçları arasından sıyrılarak yeryüzüne selam durduğunda ilkin onları karşılamaktan geri durmadık.

Şubatlar şahidimizdir ki;

Zalimlerin zulüm nöbetleri gelip çattığında, tozlu raflar arasında duran zulümlerine taze zulümler eklediklerinde; kalbimize Kur'an'ın huzur veren iklimi dışında bir iklimle sükun vermeye çalışmadık. İnandığımız sürece güçlü olduğumuzu hiçbir zaman aklımızdan çıkarmadık. Ona teslim olduğumuzda en güvenli limana sığındığımızın daima fevkinde olduk.

İSYANDAN YANA OLMADIK

Şubatlar şahidimizdir ki;

Zulümler karşısında hiçbir zaman isyana durmadı yüzlerimiz. İsyana bulanmadı sözlerimiz. Zulme razı olmadı gönüllerimiz. Haksızlık karşısında susmadı, zulümle savaşmaktan, zalimle yüzleşmekten çekinmedi hak bildiğini söylemeye aşina dillerimiz.

Şubatlar şahidimizdir ki;

Dillerimiz hak olanı haykırdıkça, haykırışlarımız zalimlerin heyulâsı (korku veren hayal) oldu her daim. Zulmettikçe korkuları arttı, bir feveran gibi kulaklarını patlatırcasına inledi muştularımız. Zulümleri arttıkça zayıflıklarını anladı düşmanlarımız.

Şubatlar şahidimizdir ki;

Büyük aşkların yitirildiği Şubat korkaklarından olmadık hiçbir zaman. Savrulmadık, gizlenip saklanmadığımızdandır ki durduğumuz yeri de kaybetmedik. Aşkların kaybedildiği, ihanete uğradığı bu mevsimde; aşkların en namuslu olanını, en sadakatlisini ve en samimisini yaşadık. Aşkın gerçek anlamda bu mevsimde vücut bulduğuna şahitlik ettik. İnanmış kalpler sınanmış ve bu mevsimde dökülmeyen yaprakların dallarına nasıl bir aşkla tutunduklarını gördük.

YIKILMADIK DİK DURDUK

Şubatlar şahidimizdir ki;

Havanın ayazına aldırış etmeden kollarımızı koltuk altlarımıza sokmayıp dimdik yürüdük. Başımızı secde ve rükû dışında hiçbir vakit eğmedik. Şubatlar şahidimizdir ki, bu mevsimde hiç ağlamadık kendi dertlerimize. En çok bu mevsimde sıyrıldık korkularımızdan. Bu mevsimde güçlü hissettik kendimizi. Zulmün azgınlığı yüzlerine yansıyan, küstahlıktan kararıp kızıllaşan suratlara en umursamaz bakışlarımızı uzattığımıza şahittir Şubatlar.

DAYANMAYI DA ÖĞRENDİK

Şubatlar şahidimizdir ki;

Önceden atladığımız, itinayla yapmadığımız, boş bıraktığımız boşluk doldurmalı soruların her bir boşluğunu; kendimizden bir parça koyarak, en anlamlı sözcüklerle bu mevsimde doldurduk. Adamlığımıza dair bazı boşlukları da bu mevsimde tamamladık.

Şubatlar şahidimizdir ki;

Boyumuzu ölçü alarak ettiğimiz laflar ve bu paralelde yükselebilen çığlıklarımız öfkeye bürünmeyi umuda sarılmayı ölürcesine direnmeyi bu mevsimde öğrendi. Öfkeye bürünen, umuda sarılan, dua ve iman ile güçlenen çığlıklarımızın boyumuzu aşıp göğe kadar yükselişine ve hayınların üzerine kara bulut gibi çöküşüne bu mevsimde şahitlik ettik. Göğe yükselen bedenler bize bu gösteriyi sundular.

Halil Cibran'ın “Kör Şair” isimli şiirinde dediği gibi:

“Ve ayaklarım dolaşsa da birbirine

Şarkı rüzgarda kanatlanacak.”

ŞUBATIN 28'Nİ HİÇ UNUTMADIK

Şubatlar şahidimizdir ki;

Bütün şubatlar saklı kalacak bir yanımızda, hele 28'i asla unutulmayacak…

Şubatlar şahidimizdir ki;

Şubatlar şahidimizdir ki…

* Araştırmacı-Yazar
٪d سنوات قبل