T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Marjinal dış politika

Makedonya'da yangın, patlamalarla devam ediyor. Makedonya ve Kosova'dan bana ulaşan bilgilere göre, yeniden hareketlenen sıcak ortamın kısa panoraması şöyle:

"Son çatışmalar 28 Nisan günü 8 Makedon güvenlik görevlisinin Tetova (Kalkandelen) civarında Veyce köyünde pusuya düşürülerek öldürülmeleri ile başladı.

1 Mayıs'ta öldürülen polislerin Bitola (Manastır)'daki cenazeleri esnasında papazın 'öldürülen Makedonların kanı ancak Arnavut kanı ile temizlenebilir' demesi üzerine, Müslüman mağazalarına saldırıldı ve 50 dükkan yakıldı. Üsküp'te bir kahve taranarak bir müslüman öldürülüp ikisi de yaralandı. Arnavutluk Büyükelçiliği'ne roket saldırısı düzenlendi.

3 Mayıs'ta kuzey Kumanova köylerinden Vaksinca'da çatışma çıktı, 2 Makedon askeri öldürülüp biri esir alındı.

4 Mayıs'ta 11 Kosova köyüne karşı genel saldırı başladı, bu saldırılar halen devam etmektedir.

Makedon Hükümeti köylerin siviller tarafından boşaltılması için 7 kez ültimatom vermesine rağmen halkın önemli bir bölümü direniyor. Buna rağmen şu ana kadar tüm Makedonya'dan 8 bin Müslüman Kosova'ya göçtü. Kumanova müftüsü İsa İsmailî evinin bodrumunda mahsur durumdadır.

Askeri birlikler operasyon yaptıkları köylerde öncelikle camileri hedef almaktadırlar. Şu ana kadar 6 köy camisi yıkıldı. Bunlardan Sllupçan camisi Osmanlı eseridir. Manastır'da İsakiye camisi yakıldı. Saldırının merkezi Sllupçan, Orizare (Müftü İsa İsmailî'nın köyü) ve Lipkova, Arnavut aleminin en dindar bölgesidir.

Dış baskılar sonucu 4 Makedon 2 Arnavut partisinin katılımı ile bir milli mutabakat hükümeti kurulmak istenmektedir. Ancak PPD (Arnavut muhalif parti) katılımı için ateşkes ilânını ve UÇK'nın da barış görüşmelerine katılmasını şart koşmaktadır.

Kalkandelen bölgesinde çatışmalar devam ediyor. Osmanlı kalesi tekrar Arnavutların eline geçti, civar köylerdeki çatışmalar nedeni ile binlerce Müslüman Dragaş'a (Kosova) sığınmaktadır.

Bu bölge Türk askeri birliklerinin (NATO) denetiminde.

Kosova ve Makedonya Müslümanlarının acil yardım istekleri var Türkiye'ye sitem etmekteler."

Şu an evinin bodrumunda mahsur bulunan Doğu Makedonya Müftüsü İsa İsmailî Hoca'yı tanıyorum. Evinde misafir kalmış, bütün Doğu Makedonya'yı dağ köylerine kadar birlikte gezmiştik. İsa İsmailî Hoca evinin bodrumunda mahsur... Dağlarda binlerce insan, Makedonya ordusunun sivil-gerilla ayrımı yapmaksızın sürdürdüğü bombardımana maruz kalma endişesi içinde çaresiz bekleşiyor.

Makedon hükümetinin tavrı

Peki Türkiye ne yapıyor?

Türkiye'nin Makedonya'dan görünüşünü, bölgenin yetiştirdiği değerli bir münevver olan Behicüddin Şehabi bakın nasıl anlatıyor:

"Türkiye'ye manevi ve milli bağlılığı olan ve Türkiye'nin güvencine her zaman itimat eden bizler, Makedonya'yı bir aydan fazla abluka altına alan ve savaş haline sokan bu sıkıntılı günlerde Türkiye'nin daha aktif bir rol oynamasını arzu ediyorduk. Fakat bütün bu yoğun diplomatik trafik içinde Türkiye dış siyasetinin marjinal bir rol oynadığını gördük. Yalnız dış siyasetin değil, birkaç gazete hariç, Türkiye sivil toplum örgütlerini de maalesef Makedonya'da göremedik. Avrupa'dan insan hakları örgütleri, yardım teşkilâtları, gazeteciler, strateji uzmanları Makedonya'da, bilhassa Kalkandelen'de üs kurarken, Türkiyeli kardeşlerimizin sayısı yok denecek kadar azdı. Savaşların yoğun olarak yaşandığı ve büyük sıkıntılara maruz kalan 9 dağ köyüne ilk insani yardımı, buradaki yerel yardım teşkilatlarıyla işbirliği yaparak Batılılar ulaştırdı. Üsküp'te çatışma konusunda ilk panel, yine onların desteğiyle yapıldı. İçimizi burkan bu olaylara binaen, ortak din, kültür ve medeniyete sahip olduğumuz Türkiye insanının, Türkiye'de mevcut bütün ekonomik sıkıntılara rağmen, henüz nihayete ermemiş olan Makedonya krizinde, bundan sonra bizim yanımızda olmasının hâlâ geç olmadığını dile getiriyor, Makedonya'nın yeni konumunda her yönüyle önemli rol oynamasını temenni ediyoruz."

Dışişleri Bakanı İsmail Cem bölgeye gitti ve döndü. Bu geziler daha çok Balkanlar'da Türklerin meskûn bulunduğu bölgelere yapılıyor ve sanki "Türkiye'nin sadece Türklerle ilgilendiği" gibi bir imaj ortaya çıkarıyor. Böyle olmadığını sanıyoruz, ama böyle imaj verildiği gerçek. Ayrıca Makedonya geriliminde, Türkiye'nin, gün geçtikçe daha net biçimde "ayrımcı" politikalar içine sürüklenen Makedon hükümetinin operasyonlarını desteklediği gibi bir imajın ortaya çıktığı, en azından orada böyle algılandığı da bir gerçek.

Behicüddin Şihabi kritik nitelemeyi yapıyor "Balkanlar'da Türkiye'nin duruşu" için: "Marjinal rol!" İçinde yaşanan krizin, yalnız Balkanlar'da değil, tüm dış politikada Türkiye'yi marjinal noktalara ittiği gerçeği ile karşı karşıyayız. Bu görüntü Türkiye'yi ne Adriyatik'te ilgi odağı yapar, ne Çin Seddi'nde... Ne Afrika'da ne Asya'da... Krizin bedelini belki en çok dış politika alanında marjinalleşerek ödeyeceğiz...

Türkiye, Makedonya'daki akrabalarının çağrısını yeterince duyamıyor, çünkü kriz bombası duyarlılığını önemli ölçüde sarsmış durumda...


12 Mayıs 2001
Cumartesi
 
AHMET TAŞGETİREN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED