Ekonomik yapının değişmesi nedeniyle yeni sektörlerin ortaya çıkması ve bu sektörler için gerekli olan nitelikli işgücü kaynağı ihtiyacının karşılanması üretim ve dolayısıyla ekonomik kalkınma için artık zorunlu bir tercihtir.
Diğer yandan, beşeri sermayesi iyi olan yani nitelikli işgücü açısından zengin olan ülkelerin sahip oldukları sektörler ve sundukları imkânlar dolayısıyla farklı ülkelerden çok sayıda nitelikli işgücünü çektikleri de görülmektedir.
Nitelikli işgücünün bulunduğu ülke ekonomik koşulları iyi değilse nitelikli işgücü farklı arayışlara girmektedir.
Ekonomik açıdan iyi imkânlar sunan, cazip fırsatları olan ve sürdürülebilir imkânlar sağlayan ülkelere çok sayıda nitelikli işgücünün göç ettiğini de görüyoruz.
Bugün birçok yoksul ve düşük gelire sahip olan ülkenin içindeki bulunduğu çıkmaz da tam bu değil mi?
Birçok ülke için kısa sürede sermaye stoku yapmak, ekonomik kalkınmayı gerçekleştirmek ve dolayısıyla zengin olmak kolay değildir.
Bu nedenle, birçok düşük ve orta gelire sahip olan ülkenin yüksek GSHY’ye ulaşması ve dolayısıyla yüksek kişi başı gelire sahip olmanın en önemlisi de yüksek gelirli ülkeler grubuna girmenin yollarından birisi de nitelikli işgücüne sahip olmak ve sahip olduğu bu beşeri sermayeyi yatırımlar ile güçlendirmektir.