Yatırım bilgisi, finansal okuryazarlık ve uzun vadeli planlama ve beklenti şekillendirme konularında derin bir boşluğumuzun olduğunu söyleyebiliriz. Hayatımızın her alanında aldığımız kararların neticesini kısa vadede görme isteğimiz tasarruflarımızı değerlendirme yöntemlerimize de enflasyon beklentilerimize de açıkça yansıyor. Ancak bu isteğimizi gerçekleştirirken bazen hayatın gerçeklerini, aldığımız kararları ve şekillendirdiğimiz beklentileri etkileyen dışsal faktörleri görmezden geliyoruz. Giderek alışkanlık haline gelen bu davranış özellikle tasarruf yaptığımız araçlardan elde ettiğimiz kazanç ve uğradığımız kayıpların hacmini önemli ölçüde etkiliyor.
Enflasyonun hayatımızın bir parçası olduğundan bu yana harcama ve tasarruf kararlarımız yoğun bir baskı altında seyrediyor. Özellikle beklentilerin ağır spekülasyon ve manipülasyona açık olduğu böylesine bir ortamda yanlış harcama ve tasarruf kararları vermemiz kaçınılmaz oluyor.