TAZE EKMEK OLMAZSA SAVAŞMAYIZ
Seferlere nasıl hazırlanıldığı ele alınan bölümde, sefere çıkma kararının padişah tarafından verildiğini, ancak bazen padişahların askerden sefere çıkma konusunda fikir aldığını görüyoruz. Padişah 4. Mehmed isyan eden ve ordu içinde taraftarları bulunan Abaza Hasan Paşa'yı ortadan kaldırmak için çıkacağı seferde kapıkulu komutanlarının fikirlerini şöyle sormuş: "Kullarım Abaza Hasan dedikleri mel'un, bu sene-i mübarekede olan gazama mani olup küffara yardım eyledi ve isyanını izhar eyledi (açıkça belli etti) üzerine seferim vardır. Gitmenizi reca ederim, gider misiniz?" Orduya gerekli gıda maddelerinin, silah ve cephanenin nasıl temin edildiği, nasıl ulaştırıldığı, yani Osmanlı ordusunda lojistik geniş biçimde inceleniyor. Savaş şartlarında orduya sıcak yemek ve taze ekmek yetiştiren Osmanlı'nın bu başarısı hala hayretle karşılanıyor. Yeniçerilerin düşman topraklarına ayak basmadan önce her gün taze ekmek istedikleri, dünden kalan ekmeklere ne bakıp ne de dokundukları, günlük ekmekleri yumuşak olmaz yahut et, yağ, pirinç hisseleri düzenli verilmezse, isyan ettikleri düşünülürse, ordudaki mükemmel lojistik anlaşılabilir. Ordunun gereksinimlerinin karşılanabilmesi için orduyla birlikte savaşa, içinde cerrahların da bulunduğu doktorlar, savaşta ölen askerleri gömmek için mezar kazıcılar, ordunun geçeceği yolları temizleyen ve onaran görevliler, yiyecekleri taze tutmak ve askerlerin soğuk içecek içebilmesi için civardaki yüksek dağlardan kar getiren buzcular, aşçılar ve fırıncılar da geliyordu. Tüm bu organizasyon ordunun oldukça uzak olan sefer bölgelerine sorunsuz şekilde ulaşabilmesini ve gerektiği kadar konaklayabilmesini sağlıyordu.