Grip ile nezle farklı
Gribi influenza mikrobunun yaptığını ifade eden Prof. Dr. Saba, "Gribi toplumda nezle ile karıştırıyoruz. Nezle bizim ayakta geçirdiğimiz, burnumuzun aktığı, hafif halsizlik ile atlattığımız bir hastalıktır. Grip ise halk arasında 'paçavra' hastalığı olarak da bilinen, yüksek ateş, eklem ağrısı ile yatağa düşüren ve çok ağır seyreden bir hastalıktır. Grip olan bir insan çalışamaz. Türkiye'de şu an grip değil ama nezle başladı. Gribin nezleden farkı çok hızlı yayılması ve öldürücü olmasıdır. Bizi aşı gribe karşı koruyor" dedi.
Risk grubunda 10 kat daha öldürücü
Dünya Sağlık Örgütü'nün 6 aylıktan büyük herkesin grip aşısı yaptırmasını önerdiğini ifade eden Prof.Dr. Saba, "Bu aşıyı yaptırmak istemeyenler olabilir ama bir de risk grupları var. Özellikle gribin ağır seyrettiği hasta grubu var. 65 yaşın üstündekiler, 5 yaşın altındakiler, kanser hastaları, KOAH, diyabet gibi kronik hastalığı olanların mutlaka ve mutlaka aşılanması gerekir. Normal popülasyona göre bu grup 4 kat daha fazla gribe yakalanıyor. Hastalığın ağır seyretme oranı normal kişiye göre 10 kat daha fazla oluyor" diye konuştu.
Her yıl yapılmalı
Grip aşısının her yıl yapılması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Saba, "Etken değiştiği için her yıl grip aşısının yapılması gerekiyor. Bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerin yakınlarının da aşılanması gerekir. Çevremiz hasta olmazsa o kişiler de hasta olmaz. Ev sakinleri, sağlık çalışanlarının mutlaka grip aşılarını yaptırması gerekir" dedi.
Dünyada çeşitli grip aşıları olmasına rağmen Türkiye'de iki çeşit aşı olduğunu kaydeden Prof. Dr. Saba, şunları söyledi:
"Dünya Sağlık Örgütü, 'Hangi aşı olduğu önemli değil, yeter ki bir grip aşısı yapılsın' diyor. Ülkemizde risk grubu 65 yaş üstü ve kronik hastalığı olanlarda grip aşısı yaptırma oranı yüzde 5'lerde. Yüzde 95'lik kesim gerektiği halde aşılanmıyor. Aşılanmama sebepleri olarak kişi kendini güvende hissedebilir, aşıdan korkabilir. Maalesef erişkin aşısından bir kaçış var."