Babam bizim üstadımızdı

Geçtiğimiz hafta vefat eden Hamit Can'ın oğlu Sedat Can, 'Sezai Karakoç üstad. Babam da bizim üstadımızdı. Ben babama üstad derdim. Çok hoş, eğlenceli bir adamdı benim babam.

Şamil Kucur Yeni Şafak
Babam bizim üstadımızdı
Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği (ESKADER), geçtiğimiz hafta geçirdiği kalp krizi sonucu vefat eden gazetemiz yurt haberler servisi editörü, Hamit Can için, Beyazıt Devlet Kütüphanesi'nde bir anma programı düzenledi.

Hamit Can'ın fotoğrafları, kitapları ile hakkında yayınlanan makale ve haberlerin yeraldığı sergiden oluşan programa oğlu Sedat Can, Yayıncı Mekki Yassıkaya, Mehmet Akif Vakfı Başkanı Mehmet Cemal Çiftçi, şair, Olcay Yazıcı, yazar Recep Arslan, araştırmacı İlyas Şirin, sosyolog Cafer Vayni, şair İbrahim Kalkan, yazar Muhterem Yüceelmas ile Hamit Can'ın gazeteci, yazar arkadaşları ve dostları katıldı.

BİRARAYA GELMEYEN İNSANLARI BİLE BULUŞTURDU

Anma toplantısının açılışında konuşan ESKADER Başkanı Mehmet Nuri Yardım, Hamit Can ile ilgili anma toplantılarının bir başlangıç olması ve başka sivil toplum kuruluşları ve vakıfları da Can için anma programları düzenlemesi temennisinde bulundu. Anmalar genellikle hüzünlü olduğunu ifade eden Yardım, 'Kolay kolay bir araya gelmeyen birçok yazar sanatçı o gün bir araya geldi. Can kendisini bir aile ferdi kabul ettirecek kadar sevdirebilmiş bir insandı. Çok görkemli bir yaşantısı yoktu. Son derece mütevazı ve derviş gibi bir insandı. Yayınlanan eserleri tekrar tekrar yayınlanmalı, yayınlanmamış makale ve hikayeleri de kitaplaştırılmalı' dedi.

SURATINI HİÇ ASIK GÖRMEDİM

  • OLCAY YAZICI (Şair/Yazar): Şu an içimden ağlamak geliyor. Görünüşü farklıydı. Benimle konuştuğunda sesi öyle yavaş çıkardı ki, eğer içini bilmeseniz kültür çalışmalarını bilmeseniz sıradan bir insan sanırdınız. Beşer olmak ayrı, insan olmak daha ayrı. Ömür boyu onun yüzünün asık olduğunu görmedim. Sessiz sedasız bir adamdı.

    BİZE KOL KANAT GERDİ

  • İLYAS DİRİN(Edebiyat Araştırmacısı): İstanbul'a üniversite hayatı vesilesiyle geldim. İlk tanıdığım isimlerdendi. Bize gerçekten ağabeylik yaptı. Merakımızı görünce kol kanat gerdi. Bir sırrımı sizinle paylaşmak istiyorum. Yazılarını bir yerlerde yayınlattığı gençleri kendi cebinden yayınlandığı yerden geldi diyerek kendi cebinden verirmiş. Ben bunu çok sonra öğrendim. Amaç gençleri yazmaya ve okumaya teşvik etmekti.

    Bizi hayata hazırladı

  • SEDAT CAN (Oğlu): Sezai Karakoç babamın da bizim de üstadımızdır. Babam da bizim üstadımızdı. Ben babama üstad derdim. Bizi yani evlatlarını hayata hazırlıyordu. Çok hoş, eğlenceli bir adamdı benim babam. Hacca gittikten sonra izlenimlerini bir sitede yayınlıyordu. Bir gün epey uğraşarak altına güzel bir yorum yazdım. Babam eve geldiğinde yazısının altına çok harika bir yorum yazıldığından bahsetti. Yazan bendim dedim. İnanmadı, 'kesin Hacc'a giden biri yazmıştır' dedi. Kendisini inandıramadım.”

    Hayatı Akif'in hayatı gibiydi

  • MEKKİ YASSIKAYA (Yayıncı): Ben 1993den itibaren kendisini tanıyorum. Sık sık yanımıza gider gelirdi. Sezai (Karakoç) beye olan yakınlığıyla daha çok tanıdım. Bir gün tramvayda karşılaştık kendisiyle. Bana çok önemli bir haberi vermek istediğini söyledi. Çok heyecanlıydı. 'Sana bir haber vereceğim ama başka birilerine söyleme' dedi. Bu haber Diriliş'in yeniden çıkacağına dair bir haberdi. O heyecanını hala unutmuyorum. Onu konuşurken ineceğimiz durakları bile geçmiştik. Dervişane yaşayan bir adamdı. Çileli bir hayat yaşamıştı. Bir takım yazıları olduğunu heyecanla bahsetmişti. Mardin'le ilgili büyük bir dosya verdi. Bir yıl sonra bu kez Derbesiye Günleri gündeme geldi ve yayınlama çalışmalarına başladık. Ben onu en iyi anlatabilecek Mehmet Akif'e (Ersoy) dörtlüğü size okuyacağım: “Toprakta gezen gölgeme toprak çekilince/Günler şu heyulayı da er geç silecektir/Rahmetle anılmak ebediyet budur amma/Sessiz yaşadım kim beni nerden bilecektir” Rahmetlinin hayatı da aynen Mehmet Akif'in hayatı gibiydi.

    Bir medeniyet savaşçısıydı

  • MEHMET CEMAL ÇİFTÇİ (Mehmet Akif Vakfı Başkanı): O Diriliş'te genç bir yazarken bir medeniyet savaşçısı olduğunun ipuçlarını veriyordu. Yayınla meşguldü, yayıncılara gider, kitaplara bakardı. Her fikir emekçisi gibi paraya değer vermezdi. Meslek kuruluşları Hamit Can kardeşimize sahip çıksınlar. Genç fikir işçilerinin de önünün açılması için onlara sahip çıkmamız gerekir.

    ÖLÜMÜ BİR VUSLATTI

  • RECEP ARSLAN (Yazar): Her ölümü bir kavuşma olarak görüyorum ve asla üzülmüyorum. Can kardeşimin vefatı ölüm bir vuslatsa eğer üzülmeye değil, sevince değer diyorum. Asla dünyadan konuşulmazdı. Sanat edebiyat ve kültürden konuşurduk.