Ufuksuzlara ufuk: Küba’ya cami projesi

Kafamızı bozana, beklenmedik soru sorana tokadı basaruk; yargısız infaz ederuk; her tür iftirayı ataruk; paralel devlet (KCK vs.) kuraruk; Doğu’da BDP’yle Batı’da CHP’yle güneyde MHP’yle ittifaka gireruk, millete cephe açaruk; Resul-ü Ekrem’in nurdan ruhaniyetini külüstür bir kamyonete tıkaruk amma bize mutlak biat etmeyeni, eleştireni, sorgulayanı, bedduamıza amin demeyeni, hesap soranı dışlaruk, fişlerük; “istemezük.”

Haber Merkezi Diğer

PROF. DR. ENVER ALPER GÜVEL

Üçyüz yılı aşkın bir süredir bu milletin önünü ve ufkunu açmak için çabalayan “ricali” ayaklarından çeken iflah olmaz, köhnemiş ve sapkın bir zihniyet var:
“İstemezükçülük”
Matbaa gündeme geldiğinde, haremi mütevazı bir konaktan selamlığı bir köşkten hallice Dolmabahçe Sarayı yapıldığında, Boğaz’a asma köprü dendiğinde, Taksim’e Cami projesi gündeme geldiğinde, Başkanlık sistemi tartışıldığında, açılım ve özgürlük her dillendirildiğinde, AB üyeliğine yaklaştıran her adımda hep bir ağızdan “istemezük”.
Patrona Halil’den, Kabakçı Mustafa’dan, Hüseyin Avni’den, Cemal Gürsel’den Kenan Evren’e darbecilerin ağzında hep aynı söz: “İstemezük!!”
Serbest piyasa koşullarında üretim rekabeti yerine yabancı üreticilerin Türkiye distributörü kalarak iç piyasayı sömürgeleştirmeye, katma değersiz montajcılık ve merdivenaltı üretim ile sanayici cakası satmaya, tek bir üretim makinesi üretemeden üretici teşvikleri almaya, ekonomiyi kapatarak maliyet hesabı yapmadan en kalitesiz ve güvenliksiz otomobilleri yıllarca Mercedes fiyatına satmaya, krize girdiğinde tüm yükü toplumun üzerine yıkmaya, devlet bütçesinden ayni nakdi imkan kapmaya, iş takipçisi olsun deyu politikacı alıp satmaya odaklananların ağzında hep aynı söz: “İstemezük”
her şeye istemezük
Faizlerin düşmesine: “İstemezük”.. Enflasyonun inmesine: “İstemezük.” Yabancı sermayeye, açık ekonomiye, küreselleşmeye, piyasa ekonomisine, demokrasiye, hak ve özgürlüklere, hukukun üstünlüğüne, insan haklarına, toleransa, yargı reformuna: “istemezük.”
Bu ülkede tüm etnik, kültürel, dinsel ve dilsel farklılığı ve çeşitliliği ile “birey”in inşasına: “istemezük”
Ruhban okulunun açılmasına, İmam Hatip Lisesi’ne, yeni devlet ve vakıf üniversitelerine, başörtüsüyle eğitime ve çalışmaya, avukat ve hakim/savcı olmaya: “istemezük.”
Soğuk heykellerin, büstlerin, gölgelerin ve hayaletlerin ötesinde ne varsa; hayata, aydınlığa ve aydınlanmaya, ışığa ve güneşe, siyah ve beyaz, sarı, kırmızı, yeşil ve laciverte, turuncu ve beyaza, mor ve ötesine, gökkuşağındaki tüm renklere ve dahi kırmızı ve beyazın her mahfilde göndere çekilmesine, ışıltılı olan her ne var ise: “istemezük!”
Avrupa Birliği’ne “Evet” ama askeri vesayetin kalkmasına “istemezük”
Organize yapılarla mücadeleye “Evet” ama yargı reformunu, emniyetin yeniden yapılandırılmasını “istemezük.”
Üniversitelere özgürlük ve özerkliğe “Evet” ama “bizden (klüpçü, dernekçi, lobici, cemaatçi, şucu bucu vs.) olmayan rektör istemezük.”
Savaşa “Hayır” ama barışı ve barışa götürecek açılımları da “istemezük.”
Kadın-Erkek eşitliğine “Evet” ama kadınların başörtülü hakimlik , savcılık, doktorluk, akademisyenlik yapmasını; birey olmasını istemezük.
Hürriyet isterük ama hürriyetin tanımlanmasını “istemezük”
Ölümlere “Hayır” ama Güneydoğu’dan gelen şehit cenazelerinin azalmasını (ulusalcı duyguları soğutur diye) “istemezük.”
Doğu ve Güneydoğu ihmal edildi diye feryad ederük amma ihmal edilmemesini, yatırımlar yapılmasını, hak ve özgürlüklerin yaygınlaşmasını (Kürt halkını rehavete götürür diye) “istemezük.”
Aşiret seçkini Kürt çocukları Avrupa’da Amerika’da en iyi okullarda tahsil görsün isterük amma aşağı sınıf (!) (rençber, ırgat, esnaf v.s) Kürt çocuklarının örgüte katılmak dururken T.C. okuluna gidip eğitim görsün, aydınlansın, girişimci, akademisyen olsun; istemezük.
cami niçin yapılsın
Akil heyet, istemezük; Barışa Bak, istemezük; barış bu dönemde olsun, seçimlerde AKParti’ye avantaj olur deyu istemezük…
Kobani’ye askeri müdahale olmadığı için sokakları savaş alanına çevirmeye, kamu mülkiyetini tahrip etmeye, evinin önünde oturana çatarak linç etmeye, damdan atılan gencecik çocukları arabayla ezerek katletmeye, okulları, dersaneleri, sosyal hizmet binasını yakmaya “Evet” amma gerektiğinde Kobani’ye Türk askerinin girebilmesinin önünü açacak tezkerenin geçmesini CHP-BDP ittifakıyla “istemezük.”
Anayasa’ya “Hayır” ama Anayasa Reformu’nu da istemezük İçerde, dışarda kim ne dese, ne istese, ne yapsa; “istemezük.”
Kafamızı bozana, beklenmedik soru sorana tokadı basaruk; yargısız infaz ederuk; her tür iftirayı ataruk; paralel devlet (KCK vs.) kuraruk; Doğu’da BDP’yle Batı’da CHP’yle güneyde MHP’yle ittifaka gireruk, millete cephe açaruk; Resul-ü Ekrem’in nurdan ruhaniyetini külüstür bir kamyonete tıkaruk amma bize mutlak biat etmeyeni, eleştireni, sorgulayanı, bedduamıza amin demeyeni, hesap soranı dışlaruk, fişlerük; “istemezük.”
Peki ne isterük? Ne bilirük? Onu deyin bari..
Her tür entrikayı, dalavereyi, iftirayı, hakareti, bozgunculuğu, fitneyi bilirük lakin ufuk açabilecek, hedef koyabilecek, katkı sunabilecek orjinal bir proje bilemezük.. Daha da ötesi ne bilmediğimizi de bilemezük..
Ne istediğimizi de hem bilmezük hem söylemezük.
Küba’ya Cami yapılsın.. Ataların ruhu şadedilsin.. Neler yapıldığı hatırlansın.. Tarihe nişan düşülsün.. Milletin özgüveni artsın.. Neler yapılabileceği hayal edilebilsin..
Tarih şuuru, özgüveni ve hayalleri olan nesilleri hiç istemezük.. Yeter gari.. Bu istemezükçülere kapak olsun deyu Küba’ya cami yapılsın. Aleme nişan olsun..
Daha da ötesi yapılacak caminin ismi de “Kuba Camii” olsun … Hem “ufuksuzlara ufuk” hem de “Kuba Mescidi”nden Küba’ya selam hürmetine..