YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Edilecek yemin yoksa...

Devlet kendi memuruyla ilişkisini nasıl düzenler? Çok basit: Bu ikisini birbiriyle örtüştürerek. Bir hükmi şahsiyet olarak devlet varlığını belli etmek için insanlara, gerçek şahıslara muhtaç durumdadır. Devlet adamı dediğimiz kişi aynı zamanda devlet-adamdır. Devlet memuru ise memur kıyafetine girmiş devletten başka bir şey değildir. Devlet adamı mevkiini işgal ettiği halde devlet-adam olmayan zevatı bekleyen akıbet devlete, bilinçsizlik sebebiyle dahi olsa, ihanet olabilir ancak. Beri yandan bir devletin ciddiyeti de, laçkalığı da onun memuru vasıtasıyla gün ışığına çıkar. Düşük vasıflı memurlarla işleyen üstün vasıflı bir devletin varlığı muhal olduğu gibi, sorumluluğunu değeri yüksek memurların üstlendiği aşağı değerde bir devlet bulmak da imkânsızdır.

Binlerce yıldan beri memurlar devlete bir yeminle bağlıdırlar. Sadakat yemininin belli bir biçim arz etmesi şart değildir. Biliriz ki bir devlete yeminle bağlı olmayan kişiyi o devletin memuru kabul etmek akıl dışıdır. Herkim yeminini çiğnemişse artık o devletin memuru sayılmamak gerekir. Dünya sistemi içinde metropol ülkeler yeminini çiğneyecek tıynetteki kimseleri devlet memuriyetine bırakınız tayin etmeyi, yanaştırmazlar bile. Devlete edilen yemin dolayısıyla davranışlarda çeşitli sapmaların meydana geldiği ülkeler çevre ülkelerdir. Çevre ülke demek denetim altında tutulan ülke demektir. Buralarda denetlenmesi en kolay personelin devlet memuru adı altında iş gören kimselerden teşekkül ettiğini görürüz. Denetleme süreci içinde memur ve yemini arasında çıkan çatışma bir çok soruyu beraberinde getirir. Kişi kendini mi devlet memuru saymaktan vazgeçsin; yoksa başkaları mı ondan bu özelliği uzaklaştırsın? Denetlenen ülkelerde kişiler ve devlet arasında mesele çıkıyorsa hep bu yemin yüzünden çıkıyordur. Yemin ettiği halde yeminini tutmayanlar vardır. Yemin etmediği halde etmiş gibi görünen ve davrananlar vardır. Yeminden habersiz olanlar vardır. Yeminden rahatsız olanlar vardır. Yemini ikrar ettirmek isteyenler vardır. Yemini unutturmak isteyenler vardır.

Her şeyden önemlisi yeminin yerinde durup durmadığıdır. Bir ihtimal yemin hâlâ o yemindir; fakat yemin edenler artık o yemin edilen dilden hiçbir şey anlamaz hale gelmişlerdir. Diğer ihtimal şu olabilir ki edilen yemine bir çok ilâve yapılmış, ilk yeminin metninden bir çok unsur dışarı atılmıştır ve insanlar anladıkları şeye mi yemin ettiklerini yoksa yemin etmek istedikleri şeyi mi anladıklarını pek bilmezler. Edilecek yemin olmadığı halde insanların ha bire yemin ettiklerine şahit olursunuz. Devletin olmayan yemine bağlı her kademeden ve her alanda çok sayıda memuru türemiştir. Yeminin sarahatten mahrum kaldığı şartlarda devlet bir türlü memurunu ne yapacağını bilemediği halde, memur devletinden ne elde edeceğini, devletiyle ne yapacağını gayet iyi bilir. Devlet memurunu feda etmeyi kolayca göze alamaz; ama sıra ona gelince memur şahsi menfaati uğruna devletini feda etmekten hiç çekinmez.


29 AĞUSTOS 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

İsmet Özel

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...