YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan
Spor'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

Neden böyleler?

Politikacıların oy kaybına uğrasalar da doğruyu söyleme, doğrudan yana tavır almaları gerektiği yönündeki temenniler zaman zaman dile getirilir. O anki siyasi konjonktüre göre tavır belirleyen konjonktür değiştiğinde de tavrını değiştiren politikacı kimliği toplumda bu kesime karşı büyük bir güvensizlik oluşturuyor. Kamuoyu yoklamalarında toplumun en az güvendiği kimselerin başında politikacıların gelmesi bu yüzden. Bunun son örneğini Mesut Yılmaz'da gördük. Bakan olmadan bir hafta öncesine kadar konuşmalarında demokrasi ve hukuk devleti havariliği yapan Yılmaz, hükümete dahil olduktan sonra bu tavrını bütünüyle değiştirmekte bir beis görmedi.

Bunun kişiliği ilgilendiren bir yönü şüphesiz var. Ancak mesele bütünüyle kişilik meselesi değil. Türk siyasetindeki yapısal bozukluklar da bu tür siyasetçi tipini özendiriyor.

Herşeyden önce politikada yükselebilmek belli güç odaklarına bir bedel ödemeyi gerektiriyor. Daha geçenlerde Köksal Toptan şu anda yargıyla başı dertte olan bir iş adamından aldığı külliyetli yardımın ortaya çıkması üzerine "bu tip ödemeler siyasette başa soyunan herkese yapılıyor" mealinde bir açıklama yapmıştı. Gerçekten de Türk siyasetinin önde gelenleri o mevkilere gelirken diyet borçlarıyla birlikte geliyorlar. Ve o borçlarını mutlaka ödüyorlar.

Ne var ki Türk siyasi yapısı önde gelen politikacılara diyet ödemeye değecek imkanlar sunuyor. Korumalar, eskortlu makam arabaları, özel uçaklar, emirlerine tahsis edilen yatlara bizim milli kimliksizliğimizin işareti haline gelen politikacıları alâyı vâlâ ile karşılayıp ellerini öpmeleri, onları ya anamız ya babamız ya da manevi liderimiz-imamımız yerine koymaları eklerseniz bu saltanat karşısında ödenecek diyetin hiç de büyük bir şey olmadığı ortaya çıkar. Bir de siyasi yapımızın yazılı olmayan bir ilkesi var: "Sen benim suistimallerimi görme, ben de senin!" Bu ilke sebebiyle hiçbir suistimal açığa çıkmıyor. Bunun siyasilere kazandırdığı imkanları bilen biliyor. Böyle bir yapı takdir edersiniz ki başlangıçta bu tür bir saltanata meyli olmayan kimselerin bile ahlakını bozmaya yeter. Omurgalı politikacı olacağım diye böyle bir saltanat tepilir mi? Siyasilerimiz de zaten tepmiyorlar.

O halde gerçekten her durumda doğruların yanında tavır alan politikacılar istiyorsak bu insanların yükselirken ve yükseklerde dururken ödeyecekleri diyetleri önleyecek bir sistem geliştirmemiz gerekir. Sadece bu yetmez. Politikayı bu işi yapanlar için çok cazip olmaktan çıkaracak bir denetim mekanizması kurmamız icap eder. Bu insanları tavırlarımızla yarı tanrılaştırmamamız da ayrıca şart. Böyle olunca politikacı olmakla olmamak arasındaki fark makul bir sınırda kalır ve politikacılar oralara gelebilmek ve de kalabilmek için kimlik ve kişiliklerinden büyük tavizler vermeyi göze almazlar.

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in hem YÖK hem de KHK örneklerinde kendi doğrularını sonuna kadar savunması da bununla ilgili. O makama gelmek için hiç kimseye diyet ödemedi. Bütün hayatı boyunca kendisi ve ailesi mütevazı yaşadıklarından ve kişilikleri buna elverişli olduğundan cumhurbaşkanlığının saltanatına kendilerini kaptırmadılar, eski mütevazı yaşamlarına devam ediyorlar: Kırmızı ışıkta duruyorlar, gereğinden fazla eskort istemiyorlar, gösterişli karşılamalar istemiyorlar, Çankaya'yı türbe olmaktan çıkardılar. Böyle sade yaşayan bir insan elbette kendi doğrularını sonuna kadar savunur. Çünkü kendisine ve ailesine çizdiği hayat tarzını Cumhurbaşkanlığı forsu olmadan da kolaylıkla sürdürebilir.

Politikacı olmak bugünkü cazibesini sürdürdükçe onlardan ilkeli tavır beklemek hayaldir; yapmamız gerek o cazibeyi kaldırmak.


29 AĞUSTOS 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

M. Akif Aydın

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar | Spor | Bilişim
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...