Kim konuşturuyor bu adamı?

Yine Erkek Cemal vak'ası... Yer, bu defa Erzincan İl Kongresi. Erkek Cemal kürsüde, gözleri yuvarlarından fırlamış, avaz avaz bağırıyor: "Erbakan denen o çift dilli şeytan..."

Kim gönderdi Cemal'i oraya?

Parti teşkilatı mı?

Yoksa, bizzat Devlet Bey'in kendisi mi?

Hani, Devlet Bey, hiçbir şartta, hiçbir surette polemiğe girmeyeceklerini, işlerine bakacaklarını, kim ne düşünürse düşünsün, bildikleri yoldan devam edeceklerini söylüyordu.

Ne oldu birdenbire?

Kim göndermiş olursa olsun, bu kaba ve tahammül fukarası adamın parti içinde tolore edildiği bir gerçek.

İşlediği her suç yanına kar kalıyor. Bugüne kadar ne bir uyarı, ne bir disiplin cezası...

Erkek Cemal, bir başka parti toplantısında, "Bülent Arınç denilen o gerici, o yobaz..." diye verip veriştirmiş, "bölücü ve vatan hainlerine inat", 312. maddenin değiştirilmesine karşı çıkacaklarını söylemişti.

Tavrı, sesinin tınısı "In jedem Falle werden" diye ünleyen badem bıyıklı, çelik bakışlı Alman nasyonalistini hatırlatıyordu.

Literatüre "faşizmin babası" diye geçmişti hani.

Hayır, Cemal artık bıyıksız.

Sadi Somuncuoğlu'na attığı "töre dayağı"ndan sonra, biraz da "imaj" belasına, erkekliğin alamet-i farikası olan o gereksiz kıl yığınından kurtuldu.

Artık beyaz çorap giymiyor.

Her gün dişlerini fırçalıyor.

Ter kokusunu gidermek için parfüm ve deodorant kullanıyor.

Gelgelelim, kafa aynı kafa: Kaba, saldırgan, mütecaviz.

"Milletin vekili" sıfatını kullanıyor, ama, binlerce, hatta milyonlarca benzerini hayatın her alanında, gazinoda, şehir kulübünde, pavyonda, okey ve pişpirik masasında, Aksaray-Laleli hattındaki bilumum şaibeli mekanlarda görmek mümkün.

Yampiri giyilmiş ceket.

Yumurta topuk ayakkabı.

Pantolon kemerine sokuşturulmuş Kırıkkale tabanca.

Ahmet Çakar'dan yüz bulsa, oturumlara racona uygun kıyafetle girecek.

Sadi Somuncuoğlu'na sinirlenince eli beline gitmişti örneğin. Araya giren olmasa, belki de çekip takır takır vuracak adamı.

Somuncuoğlu'nun suçu, demokratik hakkını kullanıp, cumhurbaşkanlığına aday olmaktı. Erkek Cemal bunu "töre suçu" sayıp, kameraların önünde sille tokat girişti ağabeyine.

Devlet Bahçeli, "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararını bekleyelim" deyip, Apo'yla ilgili "kesinleşmiş" idam hükmünü hasıraltı ettiğinde Cemal efendi kuzu kuzu itaat etmişti. Genel başkanları Turan illerini Rus inhisarına terkeden kararın altına imza atarken Erkek Cemal yine itaat etmişti.

Bitmedi.

Doğu Türkistan'lı müslümanlara kan kusturan eli kanlı katil Zemin "Türk Devlet Nişanı"yla ödüllendirilirken Erkek Cemal yine itaat etmişti.

Bağlı bulunduğu hükümet Çeçenistan'daki zulme onay verirken, ne yapsın, Erkek Cemal yine itaat etmişti.

Onun erkekliği, 312 mağduru siyasetçilere, okuma hakkı gaspedilmiş öğrencilere, "rotasyon" yemiş gariban memurlara, demokratik hakkını kullanan partili ağabeylerine söküyor.

"Çift dilli şeytan Erbakan" 312. maddeden bir yıl hapis cezası almış, ama bu suçun cezası "idam"mış aslında, "Erbakan derhal asılmalı"ymış.

Siz bunu da yaparsınız.

Muhafazakar tepki oylarıyla iktidar şansı yakaladınız, ama asıl işleviniz ANASOL-D'nin akim bıraktığı "irticayla mücadele yasaları"nı yürürlüğe koymaktır.

İmam hatipler ve Kur'an kursları budandı.

Kamu alanında dinî görünürlüğe son verildi.

Devlet kapıları "milliyetçi-muhafazakar" kadrolara külliyen kapandı.

Vatandaşa kan kusturan "teokratik jakobenizm", gücünü devr-i iktidarlarınızda daha da pekiştirdi.

Zaten başat göreviniz "devlet-vatandaş" ilişkilerindeki olası ihtilafları gidermek değil, bilakis siyasi merkezin tasarruflarına sahip çıkmak, vatandaşa karşı "dokunulmaz devlet"i güçlendirmektir.

Siz bunun için varsınız.