Erk çatışması ya da habercilik sınavı; Tivoli

Hem Türk hem de İngiliz medyasının kamp kurduğu Tivoli Meydanı, sandalyelerin, demir çubukların havada uçuştuğu bir muharebeye sahne oldu önceki akşam. Maçtan önce İngiliz taraftarların başlattığı arbedenin 'Türk usûlü bir hengameye dönüşmesine' bizimkiler de ellerinden gelen yardımı esirgemediler tabii. Bütün tv kanalları zor çalışma şartları altında haber verme görevlerini yerine getirmeye çalışırken, her zamanki gibi haberciler de arbededen paylarına düşeni almakta gecikmediler. Nitekim CNN Türk'ten Cüneyt Özdemir, nasıl 'hırpalandıklarını' büyük bir heyecan içinde canlı yayında izleyenlere anlatma görevini yine kendisi yerine getiriyordu.

Olayların tam ortasında görüntüleri çeken CNN Türk'ün canlı yayın aracı ise, saldırılar sonucunda kullanılamayacak hale gelince, dayanışma örneği olarak NTV'nin yardım çağrısı yetişiyordu imdada. Tivoli Meydanı, taraftarların sandalyeli sopalı erk çatışmasının yanısıra, aslında habercilerin 'kim daha iyi' sınavını verdikleri bir er meydanı haline dönüştü.

Bütün kanalların bu arbede görüntülerini döndüre döndüre yayınlayarak izleyenlerin adrenalin seviyelerini doruğa çıkardığı final akşamı, farklılığıyla bir kez daha öne çıktı ATV.

Arkaplandaki sesler eşliğinde siyah bant içine 'ATV haber bu görüntüleri yayınlamayacak' ibaresi yerleştiren ATV, rating değil belki ancak, önceki akşam büyük alkış aldı.

Yine maçtan iki gün önce Arena, Fatih Terim'le yapılan röportajı getirdi ekranlara. Ancak bu çok önemli haberin ekrana yansıyış biçimi akıl almaz teknik hatalarla doluydu. Gizli kameralarla insanların hayatlarının içine sızmayı 'habercilik düsturu' haline getirmiş olan Arena, bu alışkanlığına set vuraramamış olacak ki, Fatih Terim'in röportaj çekimi, neredeyse gizli çekim edasıyla gerçekleştirilmişti. Röportajda Terim'i görebilme uğraşı, neredeyse söylenilenleri dinlemeye engel teşkil ediyordu. Uğur Dündar, karşısındaki insanın UEFA finaline dayanmış bir takımın teknik direktörü olduğunu unutmuş muydu acaba?