T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
"Erguvan ağaçlarının tomurcukları altında Bizans Akşamları"

Efsaneye göre Hz. İsa'nın havarilerinden biri münkirlerden kaçarken bir ağacın kovuğuna saklanmış, onu kovalayanlar bu ağacı kesmişler, ağaçtan akan kan erguvan rengini vermiş. O nedenle erguvan önem kazanmış ve bilhassa Bizans döneminde erguvana önem verilmiş, bu inanışla İstanbul'a erguvan dikilmesine özen gösterilmiş.

Yazımın başlığı İstanbul İsveç Araştırma Enstitüsü tarafından 23 Mayıs-3 Haziran tarihleri arasında yapılan etkinliğin adını oluşturuyor.

İsveç Araştırma Enstitüsü (0212.2524119), bu yıl Bizans medeniyet ve kültürel mirasını, "ikonlar ve ikonların dini ve kültürel önemi" mihraklı bir dizi konferans düzenleyerek aydınlatmaya(!) çalışıyor.

29 Mayıs'ın İstanbul'un fetih yıldönümü olduğu hatırlanacak olursa bu enstitünün "Bizans Akşamları" adını taşıyan etkinliklerinin daha da bir anlam kazandığını takdir edersiniz.

İsveç Araştırma Enstitüsü'nün Bizans Akşamları programını görünce aklıma, 1936-1952 yılları arasında İstanbul'da ikamet eden ve İstanbul'un ilk nazım planını çizen ve "Nihai hedefimiz sur içindeki İslamî unsurları yok etmektir" diyen Henry Prost'u ve "İstanbul'u geri alacağız"diyen Yakovas'ı hatırladım.

Bu programı görünce 1994 belediye seçimlerinde Refah Partisi'nin adayını kastederek, "İstanbul Bizans'tır Refah burada kazanamaz." diyen bir siyasi partimizin il başkanını hatırladım.

27 Mart 1994 seçimlerinde başkanlığı RP adayı Tayyip Erdoğan kazandığında Avrupa'daki gazetelerin "İstanbul düştü" mealindeki manşetlerini hatırladım.

Bizans Akşamları programını okuyunca Bizantoloji alanındaki ciltler dolusu çalışmaları hatırladım.

Bu programı okuyunca, İstanbul'a "En büyük Yunan şehri İstanbul" diyen Karl Kumbacher'in, Bizansı ihya amaçlı Byzantinische Zeitschrift dergilerini hatırladım.

Bizans Akşamları programını okuyunca, ilki 1924 yılında Bükreş'te aktedilen Milletlerarası Bizans Araştırmaları Kongresi'ni, 27'ncisi Oxford'da 1993'te yapılan Bizans İlkbahar Sempozyumu'nu hatırladım.

Bizans Akşamları programını okuyunca, İsveç Musevisi olan ve İstanbul Galatasaray Lisesi'nde ders veren Ernest Mamboury'nin Byzantion dergisindeki 1855'den 1936 yılına kadar İstanbul'da Bizans'a ait bilgileri ön plana çıkaran kazıları ihtiva eden "İstanbul ve Civarında Yapılmış Hafriyatlar" isimli makalesini hatırladım.

Bizans Akşamları programını okuyunca 1976 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde Antik Dönem Mimarlığı okutan ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne "Surların Restorasyonu" için plan hazırlayan ve bu plan çerçevesinde Ayasofya'yı kiliseye çevirip surlar içinde bir dînî devlet kurulmasını amaçlayan ve bir Bizans âşığı olan M.Wiener'i ve surların 1986 yılında Büyükşehir Belediyesi tarafından restore edilmeye başlanmasını hatırladım.

Bizans Akşamları programını görünce halen İstanbulda faaliyet gösteren Alman Arkeoloji Enstitüsü, Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü, Alman Doğu Tetkikleri Enstitüsü ve Amerikan Araştırma Merkezi gibi yabancı merkezleri hatırladım.

Bizans Akşamları programını görünce yabancı araştırma merkezlerinin Van, Erzurum, Trabzon Kayseri ve Ankara gibi Anadolu şehirlerinde yaptıkları faaliyetlerin yoğunluğunu hatırladım.

Bizans Akşamları programını görünce Karadeniz'de Rum Pontus hayaliyle yanıp tutuşan ve bu uğurda ülkelerinde 40 tane Pontus Araştırma Merkezi kuran Yunanlar'ın gayretini hatırladım.

İstanbul'un fetih yıldönümünde Bizans Akşamları adı altında geceler düzenlenip Bizans'ı ihya için Avrupa merkezlerinde yüklü miktarda ekonomik hazırlık yapılırken, Osmanlı eserlerinin hazin halini ve elinde imkan olduğu halde bunlara ilgisini esirgeyen Kültür Bakanlığı, Vakıflar büyükşehir ve ilçe belediyelerinin duyarsızlıklarını hatırladım. Fetih yıldönümlerini böyle mi kutlayacaktık diye hayıflandım, hüzünlendim ve "Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul" şarkısıyla teselli bulmaya çalıştım.

Fetih kutlamalarıyla avunan yetkililerimiz ellerini çabuk tutup sur içindeki kaybolan ve kaybolmaya yüz tutmuş Osmanlı eserlerini ihya etmezlerse bir müddet sonra kendimizi Bizans'ta hissetmeye başlayacağımızdan kuşku duyuyorsanız internetteki www.byzantium1200.org ve benzeri Bizans sitelerine girin de adamlar ne hazırlıklar yapıyor bir görün!


27 Mayıs 2001
Pazar
 
Resul Tosun
RESUL TOSUN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED