T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Lahey oradaysa, arşın burada...

Bugün için niyetim, Prof. Mustafa Erdoğan'ın "Liberal Düşünce Topluluğu"nun internet sitesinde yer alan "Anayasa Mahkemesi'nin Fazilet Partisi'ni Kapatma Kararı Hakkında İlk Düşünceler" başlıklı çok aydınlatıcı ve çok cesur yazısını tanıtmaktı. Prof. Erdoğan'ın anayasa hukukuna ilişkin sorunlarımız söz konusu olduğunda ne derece nüfuz edici yazılar kaleme aldığını zaten hepimiz biliyoruz. Pekiyi o zaman bu "çok cesur" sıfatı da nereden çıktı? Aslında, bir bilim adamından söz ederken "cesur", "korkusuz" gibi sıfatlar kullanmanın pek uygun kaçmadığının ben de farkındayım. Bir bilim adamı, tabii ki, herşeyden önce konusuna hakimiyetiyle öne çıkacak ve asıl olarak bu özelliğinden dolayı övgü alacaktır. Ama burası Türkiye! Dolayısıyla, bilim adamlarının birer entellektüel olarak da öne çıkmalarını, aynı zamanda "cesur" olmalarını beklemek de en tabii hakkımız... Yoksa, herşey gibi Anayasa Mahkemesi kararları da üzerinde bir iki gün konuşulduktan sonra unutulup gidiyor. İşte Prof. Erdoğan, çok haklı olarak, Anayasa Mahkemesi kararlarını bize unutturmamaya çalışan bir hukukçu. Nitekim bu son yazısında da, eski yazılarına gönderme yaparak, bu son "hukuk skandalı"nın nedenlerini ve sonuçlarını tek tek açıklıyor ve bir kez daha bize "unutkan" olmamamızı tavsiye ediyor. Erdoğan'ın yazısını yarın gözden geçireceğiz.

Bu yazıyı yarın gözden geçireceğiz, çünkü bugün önümüzde bir gün bile geciktirilmeye tahammülü olmayan bir haber var. Bazı gazetelerin manşete taşıdığı, bazılarının ise (tahmin edin kimler?) uzağında durmayı tercih ettikleri bu haberden, Bayrampaşa Cezaevi'ndeki "Hayata Dönüş Operasyonu"nun aslını öğreniyoruz.

Dört Adli Tıp kurumu uzmanının hazırladığı rapordan anlaşılıyor ki, bu "operasyon"da, dönemin yetkililerinin açıklamalarının aksine bütün silah atışları dışarıdan yapılmış, ve cezaevinin içine "öldürücü doz"un çok üzerinde bomba yağdırılmıştır. Raporun ayrıntılarını birçok gazete veriyor; hepsini tek tek aktarmaya gerek yok. Ben sadece, Radikal'den Ertuğrul Mavioğlu'nun Ebru Dinçer'le yaptığı mülakattan birkaç satır aktaracağım. Ebru Dinçer de mi kim? Mutlaka tanıyacaksınız, çünkü unutmuş olmanız mümkün değil. Hani "Hayata Dönüş" günü ambülanstan her tarafı yanmış olarak inen genç kadın vardı ya, Ebru Dinçer işte o... Bir ay önce tahliye olmuş; gazetedeki fotoğrafından yanıkların izlerini bütün vücudunda (ve ruhunda) taşıdığı besbelli. O geceyi şöyle anlatıyor: "Artık nefes alamaz hale gelmiştik. Koğuştan kurtulmalıydık. Sürüne sürüne kapıya yaklaştık. İşte o anda kapı girişini yaktılar. Tavandan yayılan bir yangındı bu. Çığlıklar yükseldi. Vücudum alev almadı ama ani bir sıcaklık hissettim. (...) Yandığımı hissetmedim. Elimi başıma götürdüğümde derinin sıvı gibi eridiğini gördüm. Alev yok. Sıvı ya da gaz, yakıcı bir kimyasal madde olabilir bu. Tavandan üzerimize döküldü ve yüksek ısıyla birleştiğinde kafa derimi, yüzümü, kollarımı ve sırtımı kavurdu."

Öyle bir vahşet ki akıl alır gibi değil... Pekiyi, bugün dört Adli Tıp Kurumu uzmanının hazırladığı raporda anlatılanları, o günlerde yetkililer nasıl yorumluyordu? Başkalarını işe karıştırmadan olaylardan sorumlu iki bakanın, Adalet ve İçişleri Bakanı'nın açıklamalarından da iki cümle aktaralım:

"Zayiat beklenenden az oldu. Mahkûmların çoğu kendisini yakarak öldürdü. (...) Ağır silahları olabilir. Kendilerinin ürettiği lav makinesi silahları var." (Hikmet Sami Türk, Adalet Bakanı)

"Mahkûmların çoğu örgüt yöneticilerinin verdiği emir üzerine kendini yaktı. Teslim ol çağrısına da ateşle karşılık veriyorlar." (Sadettin Tantan, İçişleri Bakanı)

İşte böyle... Pekiyi şimdi ne olacak? Sizi bilmem ama ben şöyle düşünüyorum:

"Haaa öyle mi? O halde Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi Lahey'deyse, Ulusiçi İnsanlık Suçları Mahkemesi'nin de burada olması gerekmez mi?"

Gerekir, gerekir... Hem de çok gerekir...


3 Temmuz 2001
Salı
 
KÜRŞAD BUMİN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED