AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
İstihbarat ve terör...

Şeffaflık ve denetim, bilginin serbest dolaşımıyla, kamuoyu tarafından ve kamuoyu önünde yapılacak tartışmalarla yakından ilgidir.

Görüntü ne yönde olursa olsun, özünde bu ülkede bilgi ne özgürce dolaşıyor ne de sağlıklı tartışmalar yapılabiliyor. En ciddi gelişmeler bile kısa sürede külleniyor, basın merceğinden düşüyor, sıradanlaşıyor.

İstanbul'da yaşanan terör olayları bu durumun tipik örneklerinden birisi.

Saldırıların yapılma anı, şekli birer drama gibi ele alındıktan sonra, meselesinin en önemli safhasında, neden, nasıl, kim sorularının hayati önem taşıdığı bir aşamada, sanki bombalar hiç patlamamış, bundan sonra hiç patlamayacakmış gibi davranılıyor.

Terör saldırısıyla ilgili onlarca insan tutuklandı...

Peki bu tutuklamalardan ortaya çıkan sonuç ne?

Şu: Tek kişiler, malum eğilimleri, aldıkları eğitimler, bombaları hazırladıkları mekanlar...

Belli bir olayı eylemi yapan açısından çözmek, onun arka planını çözmek anlamına geliyor mu? Elbette hayır. Terörle yapılan "taktik mücadele"nin "stratejik mücadele"nin yerine geçemeyeceği açıktır.

Sıradan insanların, sıradan örgütlenmelerle, ailevi bağlarla şiddet kullanmaya, yaşamlarını feda etmeye iten nedir? Bu örgütlenmeler nasıl izlenir, nasıl çözülür, bunun için istihbarat anlayışı nasıl ve hangi noktalarda elden geçirilir?

Asıl sorular bunlardır. Ne var ki, bu sorular hemen hiç sorulmuyor.

Meseleye soruların asıl muhatabı kamu otoritesi ve istihbarat teşkilatları açısından bakınca tablo daha da vahim hale geliyor.

Bu teşkilatlar, en azından bir kısmı, "geleneksel yöntemler"le boğuşuyor. Bu yöntemlerin getirdiği, "suçlunun içine kendi araçlarıyla sızmaktan çok suçlulardan adam devşirme üzere kurulu yapılarıyla, kullanılmaya ve kaçaklara açık, karmaşık, çatışmacı, üzüm yerken bağcı dövmeyi de hedefleyen" bir halde, bu sorulardan çok kendi politikalarına ve aralarındaki ilişkilere yönelmiş bir görüntü veriyorlar...

Fehmi Koru önceki gün bu konuda ciddi ipuçları veren "Korkunç ve Vahim" başlıklı önemli bir yazı kaleme aldı.

Özetle şöyle diyordu:

"Aslında, güvenlik güçleri, sonradan İstanbul terör eylemlerini gerçekleştirecek grubu tâkibi altına almıştı... Emniyet'e ABD'den bilgi ulaştırılmış (...) Emniyet gelen bilgiyi hak ettiği ciddiyetle değerlendirmişti... Buna rağmen eylemlerin sahneye konulabilmesi, sonradan bazı hatalar yapıldığını ortaya koyuyor. Tâkip altındaki zanlılar nasıl olmuş da beş gün arayla birbiri ardına iki eylemi gerçekleştirebilmişler?... Emniyet'in ilgilenmeye başladığı grup, 1,5 yıl önce birilerinin devreye girmesiyle Emniyet'in ilgi alanından çıkartılmış... Emniyet, grubun faaliyetlerinde olağanüstü bir hareketlilik yaşandığını altı ay kadar önce fark edip tâkip izni için Devlet Güvenlik Mahkemesi'ne (DGM) başvurmuş; ama talebi mahkeme tarafından uygun bulunmamış..."

Bu grup "emniyetin ilgi alanından çıkınca kimin, hangi kurumun ya da birimin ilgi alanına girmiş" sorusu kendiliğinden akla geliyor...

MİT müsteşarı Atasagun'un bir süre önce Ankara gazete temsilcilerine verdiği, ertesi sabah garip ve bilinmeyen bir nedenle "yazılmamak üzere" ilan edilen brifing belki de tam olarak bu tartışmaların merkezine oturuyordu.

Zira brifingin içerdiği unsurlar arasında istihbarat teşkilatları arasındaki koordinasyon meselesi ve MİT'in teröristlerin kimliklerinin belirlenmesi konusunda kendisini savunması oldukça dikkat çekiciydi.

Bu karmaşık ilişkiler, sözkonusu grupların takibini muhtemelen geleneksel yöntemlerin getirdiği zorlamalarla savsaklayan, başka bir hedefe kilitlemeye uğraşan birimler ortaya çıkmadıkça, istihbarat örgütlenmesi ve zihniyeti elden geçirilmedikçe, tehlikenin bertaraf edilmesi kolay değildir.

Zira bu işleyiş terör kadar tehlikeli olabilmektedir.

Umarız vahametin farkına varılır ve bu işin ucu bırakılmaz...


20 Aralık 2003
Cumartesi
 
ALİ BAYRAMOĞLU
ALİ BAYRAMOĞLU


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED