AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
BBC'de yayınlanan şok itiraf: Türkiye Muhammed Salih'e hala neden yasak?

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Özbekistan ziyareti, Türkiye ile Özbekistan arasındaki gerilimli ilişkilere ne tür katkıları olacak? En azından, Türkiye'den sınır dışı edilen Özbekistan muhalefeti lideri Muhammed Salih'in durumunda bir değişikliğe neden olacak mı?

Özbekistan Devlet Başkanı İslam Kerimov'un Ankara ile ilişkileri hep gerilimli ve istikrarsız bir seyir izledi. İki başkent arasında, daha çok Kerimov'dan kaynaklanan, güvensizlik temelinde yürütülmeye çalışılan ilişkiler, diğer Türk cumhuriyetlerinin aksine, hiçbir zaman iki toplum arasındaki kardeşliğin düzeyine ulaşamadı. Türkiye, Kerimov'un iktidar eksenli kaygılarının tümüne boyun eğmesine rağmen, Orta Asya'da Türkiye ile Özbekistan arasında sanki bir rekabet varmış görüntüsünden kurtulamadı ve Kerimov'un dostluğunu kazanamadı. İlişkiler, siyasi ve ekonomik yakınlaşma atmosferinden uzaklaşıp tamamen güvenlik temelinde yürütüldü. Ankara, "terörle mücadele" adı altında aslında tamamen Kerimov yönetimini güçlendirmeyi amaçlayan askeri yardımlar yaptı, Özbekistan'a özel timler yetiştirdi.

Kerimov'un özgürlükleri yok edici uygulamalarına sessiz kalan hatta destek veren ender ülkelerden biri olan Türkiye, muhalefete yönelik ağır baskı ve yok etme politikalarına karşı çıkmadı. Bu da, Orta Asya'daki Türkiye sempatisine çok ağır darbe indirdi. İlişkilerin, Kerimov'un güvenlik paranoyasına bağımlı kalması halinde, iki ülke arasında iyi bir gelecek kurulması mümkün olmayacaktır.

Özbekistan'la ilişkiler, Türk dış politikası için bir zaafa dönüşmüş durumda. Avrupa Birliği'ne tam üyelik yolunda ilerleyen, özgürlükler ve demokratikleşme konusunda radikal adımlar atan Türkiye, Özbekistan'daki gelişmelere karşı tam tersi bir tutum içinde oldu. Türkiye, Orta Asya'nın geleceğine ilişkin projelerde yer alamadığı gibi, Kerimov'un zaaflarına kilitlenen politikası nedeniyle, on yıldır bir adım yol alamadı.

AK Parti iktidarının ilişkilere nasıl bir yön vereceği çok önemli. Zira Türkiye Orta Asya'da her geçen gün mevzi kaybediyor ve bu Türkiye'yi gelecekte çok ağır bir bedelle yüz yüze bırakacak. Sadece bölgedeki statükonun güçlendirilmesine, sadece ABD dış politikasına bağlı bir Orta Asya politikası Türkiye için Orta Asya kapılarının tamamen kapanması demektir. AK Parti yönetiminin, önceki hükümetlerin çıkar ilişkilerine endeksli politikalarını terkedip bir Orta Asya vizyonu geliştirmesi, sadece siyasi ve ekonomik değil, bölgedeki sosyal huzursuzluklarla da ilgilenmesi gerekiyor. AK Parti, AB yolunda attığı özgürlüklere ilişkin adımları Orta Asya'ya da taşımalı. Bölgede bırakacağı en kalıcı etki bu olacaktır.

Askarov itiraf etti, komplo açığa çıktı

Bu çerçevede Türkiye'nin öncelikli bir yükümlülüğü var: Özbek muhalefet lideri Muhammed Salih'le ilgili bir yanlışlığı düzeltmek. Tamamen demokratik yollarla siyasal mücadele veren Salih, Kerimov'un baskıları üzerine Türkiye'den sınır dışı edildi. Avrupa ülkelerinin sahip çıktığı Salih'in sınırdışı edilme gerekçesi ise terör.

16 Şubat 1999'da Taşkent'te meydana gelen patlamalar ve ardından düzmece iddialar gerekçe gösterilerek sınırdışı edilen Salih, "vatanım" dediği Türkiye'nin kendine reva gördüğü uygulamayı hiçbir zaman kabullenemedi.

Taşkent'teki patlamanın ardından İstanbul'da kalan Zayniddin Askarov tutuklandı ve insan hakları kuruluşlarının bütün itirazlarına rağmen Taşkent'e iade edildi. Kerimov patlamaların arkasında Özbekistan ERK Demokratik Partisi Genel Başkanı Salih'in de olduğunu iddia etti. Askarov'un ifadesine dayanılarak Salih gıyabında 15,5 yıl ağır hapis cezasına çarptırıldı. Saldırıyı muhalefeti ezmek için kullanan Kerimov'un tek kaynağı Askarov'du. Ancak Askarov, daha sonra bütün iddialarını geri aldı. Aslında Salih'e yönelik bir kampanya için tekrar sahneye çıkarılan Askarov, beklenenin aksine gerçekleri anlatınca işin gerçek yüzü ortaya çıktı.

Askarov'un şok açıklamaları 28 Kasım'da Azatlık Radyosu'nda, 27 Kasım'da da BBC'de yayınlandı. Askarov, Muhammed Salih'le ilgili iddiaları içeren ifadeyi vermesi durumunda 6 kişinin idam edilmeyeceği güvencesi verildiğini, kendisinin de "Salih'in saldırıyla ilişkisi olduğunu. Bombalama emrini verdiği öne sürülen Özbekistan İslami Hareketi lideri Tahir Yoldaş'a 1,6 milyon dolar verdiğini" söylediğini açıkladı. Askarov, bombalama olayının sorumlusu ilan edilen Tahir Yoldaş'ın aslında saldırıyı engellemeye çalıştığını, hatta saldırıyı planlayanların öldürülmesini istediğini de söyledi. Bu ifadeyi verdiği halde Askarov'a verilen söz tutulmadı, 6 kişi için idam kararı verildi. Askarov, bu kişilerin çok şey bildikleri için idam edildiğini söylüyor. Tamamen Özbek istihbaratının komplosunun eseri olan sahte ifadeleri reddeden Askarov, radyo aracılığı ile Muhammed Salih'ten özür diledi. Salih'in avukatları, bu ifadeden sonra cezanın düşürülmesi için çalışmalara başladı.

Şimdi bir konu açıklığa kovuşturulmalı: Türkiye'nin Salih'i sınır dışı etme kararının gerekçesi Taşkent'teki bombalama, Kerimov yönetiminin iddiaları ve sahte ifadelere dayanılarak verilen ceza. Ancak olayların merkezinde yer alan Askarov'un açıklamaları Salih'e yönelik bütün suçlamaları ortadan kaldırıyor. Türkiye, bu suçlamalara dayanarak aldığı sınır dışı kararını kaldırmak zorunda. Tamamen demokrasinin kuralları çerçevesinde yaşanan siyasal yarış ne zamandan beri Türkiye'de suç oldu? Eğer suç değilse bu ayıp hemen ortadan kaldırılmalı.


20 Aralık 2003
Cumartesi
 
İBRAHİM KARAGÜL


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED