AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Kıbrıs da çözülür bir gün...

"Bir de bizim Ankara'nın, taşıma suyla ayakta tutmaya çalıştığı bir KKTC var.

Oysa 21. yüzyılın hızlandırdığı dinamikler sonucu, Kofi Annan planına - beş aşağı, beş yukarı - uygun olarak, tüm Kıbrıs adasının Avrupa Birliği üyesi olması isteniyor.

Washington da açık seçik bunu istiyor; Başbakan Tayyip Bey'in son verdiği demeçler de bu doğrultuda."

Bu satırlar, Çetin Altan'ın, 'Harika günler yaşıyoruz' başlığıyla yayımlanan önceki günkü yazısından.

Kıbrıs'taki seçim sonunda milletvekillerinin iktidar ve muhalefet blokları arasında eşit paylaşılması üzerine hükümet kurmak iyice zor hale geldi.

25-25 beraberlikten bir hükümet çıkarabilmek için ya matematik birikimini alt-üst etmek gerekir, ya da hikmetli bir sürprizin doğması.

Bir vekil Meclis Başkanı seçileceğinden, bir tarafın en az iki fazla milletvekiline sahip olması gerekiyor çoğunluğu sağlayabilmesi için.

* * *

Seçim sonuçları net olarak açıklandığında "Kıbrıs'ta seçimi kim kazandı? İktidar kanadı mı, muhalefet mi?" sorusuna "Ne iktidar, ne muhalefet. Seçimi Ankara kazandı" diyenler oldu.

Şu günlerde de çözüm için gözler Ankara'ya çevrilmiş durumda.

Ankara ne yapabilir?

"Nasılsa bizde çok... Size iki milletvekili gönderelim, hükümeti kurun. Maksat işiniz görülsün..." yaklaşımı geçerli olabilir mi?

Aslında Çetin Altan'ın yazısındaki bir ifadeye takıldım, ona değinelim.

"Beş aşağı, beş yukarı" sözü, benim bildiğim "üç aşağı, beş yukarı" şeklinde.

Çetin Altan herhalde alt ve üst aralıkların orta noktadan eşit mesafede olmasının daha mantıklı duracağını hesap etmiş.

Eşitlikçi yaklaşım. Bir nevi bilimsel.

* * *

Vaktiyle rahmetli Barış Manço da benzer bir değişiklik yapmıştı. Herkesin "yediden yetmişe" diye bildiği kalıbı, Barış Manço, "7'den 77'ye" şeklinde değiştirmiş ve bir süre için tutturmayı da başarmıştı.

Belki yaş ortalamasının zaman içinde arttığından, belki 70 yaşından yukarı olanların gücenmesine yol açmaktan çekindiğinden, belki de kitle üzerindeki etkisini ölçmek istediğinden.

Nitekim "Arkadaşım eşek" şarkısıyla da milletin diline yeni bir söz kazandırmış ve eşeklerin arkadaşımız olduğunu hatırlatmıştı.

Söz dönüp dolaşıyor gördüğünüz gibi Kıbrıs'tan başladık, eşeğe geldik.

Çok da aykırı bir tur sayılmaz.

Nihayet Kıbrıs'ın eşeği meşhur değil mi?

* * *

Kıbrıs'a giden bir Paşa'ya eşek ısmarlayan Veziri bilirsiniz.

Boş dönen Paşa, Veziri görünce "Hay Allah..." der, "Eşek getirecektim, unutmuşum. Sizi görünce hatırladım birden."

Öteki cevap verir: "Ziyanı yok... Sen geldin ya!.."

YAŞ FARKI

23 Yaşındaki Rus Elena'nın 53 yaşındaki Türk eşi "aramızdaki yaş farkı dert değil" demiş.

Doğrudur.

Yalnız, bu açıklamayı eşi değil, Elena yaparsa daha anlamlı olur.

GÜNÜN SÖZÜ

"İyi yontulmuş taşlar, harca lüzum kalmadan kendiliğinden birleşirler."

BOĞAZ

- Boğaz manzarasını sever misin? - Elbette... Ben kulak burun boğaz mütehassısıyım.


20 Aralık 2003
Cumartesi
 
MEHMET ŞEKER


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED