AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Yeni ve -umarım- güzel bir dönem

Tayyip Erdoğan hükümetinin listesini sundu ve başbakanlık görevine fiilen başladı. Güvenoyu alana kadar yerine getirmesi gereken yükümlülükleri var yeni hükümetin; ancak formalitenin uzun olması bir gerçeği görmemize engel değil: Türkiye'nin 59. başbakanı artık Tayyip Erdoğan…

Bunun ne anlama geldiğini en iyi bilecek kişi Tayyip Erdoğan'ın kendisi… Değerini de… Türkiye gibi bir ülkeye başbakan olabilmek gerçek anlamda bir mazhariyet. O mazhariyet, insana, adını altın harflerle tarihe yazdırma fırsatı sağladığı gibi nesillerin sorumluluğunu da yüklüyor… Erdoğan'ın bunu aklından çıkarmayacağına ve her adımını 'tarih' bilinciyle atmak isteyeceğine kuşkum yok…

Şimdilerde ağza alınmıyor, ancak seçim kampanyası sırasında rakipleri o kadar sık kullandılar ki, hepimiz, Tayyip Erdoğan'ın neden 'başbakan olamayacağını' ezbere biliyoruz. Siyasi hayatı sürekli 'İslâmî' partilerde geçmiş, eşi başörtülü, kendisi 'İmam Hatipli' birinin başbakanlığa tırmanması, bunları kullanan rakiplerine göre, düşünülebilecek bir durum değildi. Hatta, "İmam Hatip mezunlarının polis yapılmadığı bir ülkede başbakan o mu olacak?" diye dudak bükenler olduğu da biliniyor. Görüyoruz; epey zorlandı, devasa engelleri aşması gerekti, ama Tayyip Erdoğan sonunda başbakan oldu…

Bunu, lâfı eğip bükmeden söyleyelim, demokrasiye borçluyuz. Erdoğan, önündeki engelleri, halkın partisine teveccüh edip Meclis'te mutlak bir çoğunlukla temsiline imkân sağlaması sonucu aşabildi. Kapalı rejimlerde veya vesayetçi uygulamalarda keyfî kurallar sonucu belirleyebiliyor; oysa demokrasi, ülkeyi kimin yöneteceğine milletin karar verdiği sistemin adıdır. Millet, "Tayyip Erdoğan bizi yönetsin" dediği için engeller kalkabildi, Erdoğan başbakanlığa gelebildi…

Kendisinden önce benzer deneyimler sonucu o makama gelmeyi başarıp bulunduğu yerde uzun süre kalabilmiş fazla parlak örnek yok Erdoğan'ın önünde; bundan dolayı kendisini bir 'ilk örnek' olmaya hazırlamalıdır. "Halka ve Meclis'e rağmen politika yapması" yolundaki telkinlere kulak tıkayarak başlayabilir görevine; milletle ters düşen iktidarların sonu hazin olabiliyor çünkü… Buna karşılık, millet, kendisine hizmet edenleri, araya yapay engeller yerleştirilse bile, unutmuyor, unutamıyor…

Kendisinden hemen önceki, 'ülkeyi Erdoğan'a hazırlama' gibi ilk bakışta garip görünebilecek bir misyonu hiç yüksünmeden üstlenmiş Abdullah Gül'ün kısa süreli başbakanlığını değerlendirebilecek konumda olması önemli bir şans Tayyip Erdoğan için… Gelmiş geçmiş en başarılı hükümet miydi? İki başlılık iyi bir görüntü müydü? Bakanlar koltuklarını doldurabiliyorlar mıydı? Bu sorulara, kestirmeden, "Evet" cevabını vermek hayli zor. Ancak, gidişinden de anlaşıldığı üzere, 58. Hükümet, daha çok Abdullah Gül'ün devlet yönetimine getirdiği yeni üslup sayesinde, kamu belleğinde 'olumlu' bir yer işgal edecek…

İyi yönetimin kuralları Eflatun'dan beri pek az değişti; bu alana yapılabilecek fazla bir katkı olduğunu sanmıyoruz. Bütün düşünürlerin öğütleri tek bir cümleye indirgenebilir: Milletle ters düşecek tavırlar sergileme… Medyanın savaş tamtamları çaldığı, her türlü tehdit ve şantajın da içinde yer aldığı korkunç bir 'psikolojik savaş' ortamında yürütülen son tartışmalar bir kez daha ortaya koydu: Bizim milletimiz, herşeye rağmen, sağduyusunu kolay kolay yitirmiyor...

Şimdi yapılması gereken sağduyuyu daha da kökleştirecek icraatların önünün açılmasıdır. Fukaralığın kader olmadığı bir anlayışla ekonomik konulara yaklaşılır, eğitim başta olmak üzere hemen her alanda çağın kaydettiği ilerlemeler yakalanmaya çalışılırsa, Türkiye, dünya devletleri arasında hak ettiği yeri mutlaka alacaktır…

Hele sorunları savaşla çözme mantığının iflâs ettiği açıkça ortaya çıksın… 'Yeni demokrasi anlayışı' ve yeniden kabul ettirdiği uluslararası arenadaki 'değeri' ile, Türkiye, kısa sürede, bu yüzyılın en önemli ülkelerinden biri haline dönüşecektir…

Yıllardır her yeni kurulan hükümete aynı krediyi açtığımızı hatırlatarak kaydedelim: Bu büyük hamlenin üzerinde Tayyip Erdoğan damgasını görmek bizi mutlu eder…


16 Mart 2003
Pazar
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED