Temaşa zevki adına yapılan her gösterinin en büyük dilimi hiç kuşkusuz seyircidir. Dün Ali Sami Yen'de yoktu. Sessizlik, derin bir ceza gibi futbolun üstüne çöktü. İnşallah bundan sonra kimse neden olmaz.

Galatasaray Elazığspor karşısına kuşkusuz farklı bir skor, Fatih Terim ise "kötü oyun" imajını silmek için çıkmıştı. Teşbihte hata olmaz derler.. Bu öyle bir maçtı ki, "Kasap et, koyun can derdinde" demek, yanlış anlaşılmayı da böylece ortadan kaldırıyor. Çünkü ne Galatasaray'ın, ne de Elazığspor'un hovardalık yapacak puanı vardı. O nedenle bu maçın berabere bitmeyeceği, iki takımdan birinin mutlak kazanmak için oynayacağı genel kanıydı.

Nitekim öyle oldu. Galatasaray, hedefi yönünde 3 puanı, attığı gollerle aldı. Ancak Terim'in bu oyundan da mutlu olduğunu söylemek her halde O'nun oyun felsefesine ters düşer. Sarı-kırmızılı takımda görevini yapan kadar, yapmayanlar da vardı. Örneğin Revivo'nun hala takımın oyun temposunun altında kaldığını, Hakan Ünsal'ın yeterince hücumlara katılmadığını, Lukunku'nun gol bölgelerinde aciz kaldığını kimse görmezden gelemez.

Elazığspor'da ise herkes Hacı Arif, Meszaros ve Czinege kadar mücadele etse, herhalde Gakkoşlar şimdi düşme hattının çok üstünde olurlardı. Özetle dün akşam Galatasaray, çok iyi oynamasa da sessiz, sedasız 3 puan daha alarak iddiasını sürdürdü.

SALİH SEZER

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu