AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
K R O N İ K  M E D Y A
Kızıltepe, Silopi'ye benzemeye başladı...

Kızıltepe, "basının hassasiyeti" açısından -geç de olsa, güç de olsa- Silopi'ye benzemedi (çok şükür diyelim), ama "hukuk hassasiyeti" açısından anlaşılan bir değişiklik yok. Savcı, soruşturmaya "gizlilik" kaydı koydu. Korkarız, iki olayın sonları da birbirine benzeyecek...

2 Aralık'ta kaleme aldığımız, "Basın 'cız' haberlerde artık daha cesur" başlıklı yazımızda, gazetelerimizin Kızıltepe'de öldürülen baba-oğulla ilgili habercilikleri ile 25 Ocak 2001'de Silopi'de, davet edildikleri Jandarma Komutanlığı'na gittikten sonra bir daha kendilerinden haber alınamayan iki HADEP ilçe yöneticisine ilişkin haberciliklerini karşılaştırmıştık. Şöyle demiştik:

"Günlerdir, basının Mardin-Kızıltepe'de öldürülen baba-oğulla ilgili tavrını eleştiren yazılar yayımlıyoruz. İlk değerlendirmemizde bu tavrı 'suskunluk' sözcüğüyle ifade etmeye çalışmıştık, sonra işler biraz değişti, Hürriyet bile (dün) habere iki tam sayfa ayırmak lüzumunu hissetti... Şunu söylemeliyiz: Bu haberleri, üç yıl öncenin 'Silopi'de gözaltında kaybolan HADEP yöneticileri' haberleriyle kıyasladığımızda, tablonun çok daha olumlu olduğunu görebiliyoruz..."

Şimdi başlığımıza bakıp, basının tıpkı Silopi'de olduğu gibi meseleyi geçiştirmek yönünde kendisine yeni bir hat belirlediği gibi bir sonuç çıkarılmasın... Hayır, basın açısından sorun yok, meseleyi gayet iyi götürüyorlar, diyeceğiz ama diyemiyoruz, çünkü savcılık Kızıltepe olayıyla ilgili olarak "gizlilik" kararı aldı...

Benzerlik, işte burada; Silopi'de de öyle olmuş, meseleyi takip etmek isteyebilecek gazeteler için de yapılabilecek bir şey kalmamıştı (zaten fazla heveslisi de yoktu biliyorsunuz).

Geçerken belirtelim: Buraya kadar yazdıklarımızdan da anlaşılabileceği gibi Radikal yazarı Murat Çelikkan'ın şu satırları geçerli değil:

"(...) savcı hanım, kamuoyu infiali nedeniyle Emniyet görevlilerinin adil yargılanamayacağını düşünüyor olsa gerek. Aman ne hassasiyet! Ben Madımak Oteli'nde 33 kişinin yakılması olayı dışında, ki o da mahkemece defalarca reddedilmiş ve son celsede verilmişti, başka gizlilik kararı hatırlamıyorum."

Doğrusu, Gündem'in (8 Aralık) yazdığı gibi:

"Kızıltepe Cumhuriyet Savcılığı'nın aldığı gizlilik kararı 'Silopi kayıpları'nı hatırlattı. 25 Ocak 2001 tarihinde Silopi'de Jandarma Alay Komutanlığı'na gittikten sonra bir daha kendilerinden haber alınamayan, kapatılan HADEP Silopi İlçe Başkanı Serdar Tanış ve İlçe Sekreteri Ebubekir Deniz'in aileleri, Silopi Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunmuştu. Soruşturma yürütülürken, savcılık dosya için 'gizlilik' kararı almıştı. (...) Silopi Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan hazırlık tahkikatı, 22 Nisan 2003'te Diyarbakır DGM'ye gönderilmiş, Diyarbakır DGM Savcılığı tarafından dosya üzerinde yürütülen soruşturma sonucunda 10 Şubat 2004 tarihinde takipsizlik kararı çıkmıştı."

Sonra ne mi oldu? Ne olacak, "Silopi'de kayıp" haberlerinden bir daha haber alınamadı... O takipsizlik kararı bile sadece "ora" gazetelerinde yer aldı. "Bura" gazetelerinden sadece Radikal ve Zaman habere yer verdi.

Kızıltepe, "basının hassasiyeti" açısından -geç de olsa, güç de olsa- Silopi'ye benzemedi (çok şükür diyelim), ama "hukuk hassasiyeti" açısından anlaşılan bir değişiklik yok.

Korkarız, iki olayın sonları da birbirine benzeyecek... (A.G.)


10 Aralık 2004
Cuma
 
YÖNETENLER: Kürşat Bumin
Alper Görmüş


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED