AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
Bam teli

Konunun içeriğinden çok semantiğini tartışmayı sevdiğimiz kesin ve bu ilk kez de olmuyor. "Kürt realitesini tanıdık" sözü Süleyman Demirel tarafından 1991 yılında sarf edilmişti. Tayyip Erdoğan, bir grup aydınla buluşmasında ve ardından yaptığı açıklamalarda 'Kürt sorunu' tanımlamasını birkaç kez kullandı. İki olayda da, konu, söz ve tanımlamaların dilbilim açısından kullanım biçimi üzerinde yoğunlaşıyor.

Oysa, konu, böyle saptırmalara kulak tıkamayı gerektirecek kadar önemli. Ülkemizin gelip dayandığı son nokta demokrasi ve demokrasinin önünü açmanın en önemli unsurlarının başında da, ülke sorunlarını o sorunların hakettiği açıklıkla tartışabilmek geliyor. 'Kürt realitesi' veya 'Kürt sorunu' Türkiye için bu açılımı sağlıyor işte. Biz bu konuyu gerektirdiği açıklıkla ve saptırmadan tartışabildiğimiz taktirde, ülkemizi daha demokratik ve daha yaşanabilir kılmayı da başaracağız.

Konunun saptırmaya en açık tarafı duygusallığı da içinde barındırmasıdır.

Dikkat edilecek olursa, konu ne zaman gündeme gelse, derhal 'duygusal' motifler devreye sokuluveriyor. Sorunu bugünlerde gündeme taşıyan yine 'terör' olduğu için, tartışmada terör mağdurlarının hatırlanmaması imkânsız. Onlar acılarıyla başbaşa kalmayı yeğleyecek olsalar bile buna izin vermeyecek pek çok kişi ve çevre var ülkemizde. Bu yüzden de, yanlış uygulamalardan söz etmeye, ya da yarınlara başı dik ilerleyebilmek için yenilenmekten bahsetmeye mecal bırakmayacak bir olağanüstü hava, ağızlar ne zaman açılsa, derhal tartışma gündemine dayatılıveriyor.

Bu durumda, diğer bütün ayrıntıları erteleyip konunun duygusal yönünü ele almakta yarar var.

1984'ten bugüne PKK terörünün aldığı canlar, o canların yakınlarından oluşan acılı bir geniş kitle oluşturdu. 'Şehit aileleri' diye anılan o kitlenin en önünde evlâtlarını kaybetmiş anneler bulunuyor. Konu ne zaman ve nerede açılırsa, ön safta, o mazlum ve muzdarip halleriyle 'şehit anneleri' yerlerini alıyor... Onların varlığı bile, konunun bütün genişliği içerisinde ele alınıp her ayrıntısıyla tartışılmasını engelliyor...

Oysa, 'şehit aileleri' ve 'şehit anneleri'nin varlığı, sorunun ortadan kalkması gereğinin kanıtları. O ailelerin acılarını dindirmek de, başka annelerin çocuklarının 'şehit' düşmesini önlemek de, çözümü yakalama kararlılığından geçiyor... Hiçbir şehit annesi, sırf kendisi yavrusunu kaybetti diye, başka çocukların da şehit düşmesini ve annelerin 'şehit annesi' haline gelmesini istemez. "İster" diyenler, anneleri ve acılı aileleri 'intikamcı' olmakla suçlamış oluyor, bu yolla yalan söylüyorlar...

Bu durumun en çarpıcı örneği şu günlerde ABD'de yaşanıyor. Irak Savaşı'nda oğlunu kaybetmiş Cindy Sheehan adlı anne, ABD Başkanı Bush'un tatilini geçirdiği çiftliğin önünde kamp kurdu. Kendisine her mikrofon uzatana, "Ben oğlumu savaşta kaybettim, başka anneler benim acımı yaşamasın" mesajını verip duruyor o anne. Bizim şehit annelerimizin o acılı Amerikalı kadından farklı düşünmesinin sebebi olabilir mi?

Konunun yine de olağanüstü bir duyarlılık gerektirdiği unutulmamalı. Öncelikle başka anneler de evlâtlarını kaybetmesinler diye kan akıtmayı durduracak çabalar kararlılıkla sarf edilirken, PKK terörünün 'şehit annesi' konumuna getirdiği insanların ruh halleri de göz ardı edilmemeli. Hükümetin, şehit anneleri ve şehit ailelerinin saygınlığını ön planda tutan bir aydınlatma kampanyası sürdürmeye ihtiyacı olduğu kesin.

Türkiye, son 20 yıl boyunca, ülkelerine pek çok alanda hizmet verebilecek değerli gençlerini PKK terörüne kaybetti; o acı hepimizin acısıdır. Türkiye, bundan böyle, tek bir ferdinin 'terör kurbanı' olmasına izin vermemelidir; acıya gark olmaktan bizleri korumak ülkeyi yönetenlerin görevidir.

Bu iyi anlaşıldığında konuyu daha serinkanlı biçimde tartışabiliriz.


« Geri Dön

16 Ağustos 2005
Salı
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED