T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
Y A Z A R L A R | 30 ARALIK 2005 CUMA | ||
|
Bütün ibadetler gibi, kurban ibadeti de, Allah-insan ilişkilerindeki Allah'ı anma, yakınlaşma, nimetlerine şükür, sorumluluk bilincini kuşanma gibi temel işlevlere sahiptir. Kurban, ayrıca Allah uğrunda fedakârlık simgesidir. Allah'ı anma, şükür ve kurban Udhiye (bayram) kurbanı, hayat nimetine şükür, Allah'ın bu günlerde oğluna bedel olarak koç kesme emrini yerine getiren İbrahim (a.s.) Peygamber'in mirasını diriltmek, sırata binit hazırlamak, günahların affı, hataların yok edilmesi için kesilir. Hac: 22/34 âyetinde, her ümmete kurban kesmenin meşru kılındığı, bunun sebebinin de Allah adının anılması olduğu belirtilir. Bu da göstermektedir ki kurban, Allah'ın hatırlanması ve O'nun rızasının kazanılması için emrolunmuştur. Sayısız nimetlere bir şükür vesilesi ve Allah rızasının kazanılması için kurban bir fırsattır. Nitekim, Kevser: 108/1-2 âyetlerinde, Kevser nimetine bir şükran olarak kurban kesilmesi istenmektedir. Takva ve Allah'a yakınlık Hakikatte, kesilen kurbanın, ne eti, ne de kanı Allah'a gerekli değildir. Allah bu vesileyle sadece mü'minlerin, takvalarına ve takarrub (yakınlaşma) hislerine bakmaktadır. Nitekim bir âyette de "Kurbanların ne etleri, ne de kanları Allah'a ulaşacaktır. Allah'a, ancak sizin takvanız (Allah'ın nimetlerine karşı sorumluluk bilinciniz) ulaşır. Size olan hidayetine karşı, Allah'ı büyük tanımanız içindir ki, O, bunları böylece sizin emrinize vermiştir. İyilik yapanları müjdele." (Hac, 22/37) buyurularak bütün açıklığıyla ifade edilmiştir. Sâffât: 37/102-109 âyetlerinde de kurban kesmek, sırf Allah rızası için emredilmiştir. Bu emre itaatin ödüllendirileceği de vaat edilmiştir. Ayrıca, İsmail (a.s.) Peygamber'in hatırası bizlere ibret olarak bırakılmış ve böylelikle babası Hz. İbrahim ve oğlu Hz. İsmail'in iyi birer namla anılması sağlanmıştır: "İbrahim, 'Rabbim! Bana iyilerden olacak bir çocuk ver' diye yalvardı. Biz de ona yumuşak huylu bir oğlan müjdeledik. Çocuk kendisinin yanısıra yürümeye başlayınca, 'Ey oğulcuğum! Doğrusu ben uykuda iken seni boğazladığımı görüyorum, bir düşün, ne dersin?' dedi. 'Ey babacığım! Ne ile emrolundunsa yap, Allah dilerse, sabredenlerden olduğumu göreceksin' dedi. Böylece ikisi de Allah' a teslimiyet gösterip, babası oğlunu alnı üzerine yatırınca Biz: 'Ey İbrahim! Rüyayı gerçek yaptın; işte biz iyi davrananları böylece mükâfatlandırırız' diye seslendik. Doğrusu bu apaçık bir deneme idi. Ona fidye olarak büyük bir kurbanlık verdik. Sonra gelenler içinde 'İbrahim'e selâm olsun' diye ona iyi bir ün bıraktık. İşte iyileri böylece mükâfatlandırırız." (Sâffât, 37/101-110) Fedakârlık sembolü kurban Her yıl Müslümanlar tarafından binlerce kurban kesilmektedir. Bu bir Müslümanın Allah'a ibadet ve O'nun emrine sarılmak için her şeyi feda edebileceğinin sembolüdür. İslam'ın koyduğu bu hüküm, bir vahşet değil, tersine bir hikmettir. Bir yıl boyunca pek çok sıkıntılar çekmiş, belki de ağzına et lokması koymamış bir fakir, böylece Allah için çekilen ziyafetten faydalanıyor, seviniyor, protein ihtiyacını karşılıyor. Kendi keyif ve adi zevkleri için binlerce cana kıyan kimselerin, Allah'a ibadet maksadıyla kesilen kurbanlar için bir vahşettir şeklindeki nitelendirmeleri, kendilerini unutup kusuru başkalarında aramalarıdır. Ayrıca, yalnızca hayvan türü canlıların haklarını savunurken, bitki türü canlıları bir kenara itmektedirler.
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |