T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
Y A Z A R L A R | 31 ARALIK 2005 CUMARTESİ | ||
|
İlkler heyecan vericidir, sonlar hüzünlü. Önem verdiğimiz, değerli olduğunu düşündüğümüz hususlar için geçerlidir bu durum. Okul, iş, evlilik, hayat gibi. Gözünüzde pek değeri olmayan konuların başlangıcıyla bitişi arasında fazla bir fark bile bulunmayabilir. Farzı misal, "Belediye otobüsüne binerken çok heyecanlandım, inerken de müthiş hüzünlendim" diyen birine rastlayamazsınız. Fazlasıyla sıradan bir şeydir çünkü.
Bu bakımdan, yılın son yazısı olarak çiziktirmeye çalıştığım bu satırlar için, hangi açıdan bakmak gerektiği konusunda kararsızım. Hayat önemli ve değerli; dolayısıyla zaman da. Ve zamanın en belirgin dilimlerinden biri de yıl. Bütün hayatımız boyunca kaç tanesinin başlangıcını görebileceğimiz, kaçının sonuna ulaşabileceğimiz belli değil.
Ressamlar yeni yılı ufak bir bebek (zaten bebeğin büyüğü olmaz), biten yılı da ihtiyar bir adam şeklinde çizerler. Öyle alışılagelmiştir. 365 günde bir bebek nasıl koca bir ihtiyar olur, sakalları çıkar, uzar ve beyazlaşır, o da ayrı bir konudur ya, neyse. Ressamların çizdiği o resimlerde yılların hep erkek oluşu da düşünmeye değer. Feministler niye burada harekete geçmezler bilmem. Niçin hiç kadın olmuyor bu yıllar diye bugüne kadar gürültü koparmayışlarını anlamak zor. Hâlbuki kadınlar arasından peygamber çıkmayışı bile yazılıp çizilmiş, tartışma konusu yapıl-mıştır. AHMET EFENDİ Ahmet Efendi, köyünde âzâ seçilmiş. Yeri, muhtarın yanıdır artık. Köyün ileri gelenlerinden biri olmuştur. Bir gün yanında karısı, at arabasıyla tarlaya giderken, yol kenarında köylülerini görmüş Ahmet Efendi. Dizginleri şaklatarak karısına şöyle söylemiş: - Biz de düne kadar buncağızlar gibi birer kulduk!
Bunu niye anlattım? Özel bir sebebi yok. Genel birçok sebebi var. Şeyh Edebalı öğüdünde "Öğreten unutmaz" diyor. Sebeplerden biri unutmama isteği olabilir. Geçenlerde Bilecik'ten bahsetmiştik. Bilecik'ten bahsederken, Şeyh Edebalı'nın Osman Gazi'ye vasiyetini hatırlamak gerekir.
VASİYET Şöyle söylemiştir:
DİKKAT Unutma dediği noktaya dikkatinizi çekerim. "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." Yani'si şu: Devlet insanlar içindir. İnsanlar devlet için değil. Bir de söylendiği tarihe dikkat edelim: 700 küsur yıl öncesi. Bugün, "insan hakları" gibi kavramlar, bize Batı'dan esen rüzgârla geliyor. Hâlbuki toprağı eşelesek biraz... "Soğumuş külleri karıştırsak, kaç mangal kor çıkar ocağımızdan." 800. YIL Şeyh Edebalı'nın doğum tarihi bazı kayıtlarda 1208 olarak geçerken, bazılarında 1206 kabul ediliyor. Bilecik Belediye Başkanı Selim Yağcı, 1206 varsayarsak diyor, önümüzdeki yıl 800. yılı olacak. "Bu itibarla Edebalı Vadisi Projesini bir an önce tamamlayıp 800. yıl için kutlama programı hazırlamak istiyoruz."
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |