AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Bugünkü Yeni Şafak
Y A Z A R L A R
“İlgisi var” diyen münafıktır

Bugün için “Başbakan Tayyip Erdoğan mini de olsa hükümette revizyon yaptı ya, bundan böyle bakanların rahatı kaçar; her şeyin ilki meşakkatlidir, bundan sonra revizyonlar daha sık yaşanırsa şaşmam” konusunu işleyecektim. Yeni Şafak’ın dünkü Deutsche Bank manşeti yazıma yön değiştirtti.

Almanya söz konusu olduğunda kulaklarım dikleşir. Hele içinde Almanya ile birlikte Aydın Doğan adı geçen habere tüm dikkatimi veririm. Bir diğer ilgi odağım da, mâlum, Süleyman Demirel...

Süleyman Bey, geçen hafta sonu Kayseri/Develi’ye gitmiş. Sebeb-i ziyareti işadamı Necati Kurmel’in ‘Saray Çiftliği’ni ziyaret... Necati Kurmel ülkemize hediye ettiği ‘politikacılar’ ile ünlü bir işadamı. Önce, yanında çalışan, Saray Halıları şirketinin genel müdürlüğüne kadar yükselttiği Bedrettin Dalan’ı sokmuştu politikaya, sonra aileden birini: Yeğeni Hüsamettin Özkan’ı... Dayısının çiftliğini Demirel ziyaret ederken Hüsamettin Özkan da hazır bulunmuş... Bir de Aydın Doğan...

Hüsamettin Özkan başbakan yardımcısı olduğu günlerdeki icraatları sebebiyle Meclis soruşturması geçirdi; Yüce Divan’da yargılanıyor. ‘Yüce Divan’ denilen kurum Anayasa Mahkemesi aslında... Üyelerinin yarıdan fazlası Süleyman Demirel’in cumhurbaşkanlığı döneminde bizzat onun tarafından atanmış kişiler olan Anayasa Mahkemesi’nin yargıçları yargılıyor Hüsamettin Özkan’ı. Yargılanan bir politikacı, yargılayanları atayan eski cumhurbaşkanıyla beraber... Aydın Doğan’ın gazetelerinde bu buluşma haberini okuyan Anayasa Mahkemesi üyeleri nasıl etkilenmişlerdir acaba?

Neyse, konumuz Hüsamettin Özkan değil. 1999 yılında, Fazilet Partisi liderleri Süleyman Demirel’in cumhurbaşkanlığı süresini uzatmak için ‘5+5 formülü’ için pazarlık yürütürken, bir bölümü şimdi Ak Parti saflarında politikaya devam eden bazı FP milletvekilleri de, kendilerine yakın buldukları Hüsamettin Özkan’ın Çankaya’ya çıkması için çaba sarfediyorlardı. Hüsamettin Özkan cesaretini toplayıp ‘velinimet’ saydığı Bülent Ecevit’e, “Beni istiyorlar, müsaade ederseniz aday olayım” diyebilseydi, bugün Çankaya Köşkü’nde oturuyor olabilirdi.

Vaktiyle cumhurbaşkanlığına lâyık gördükleri birini Yüce Divan’a gönderirlerken zorlanmış mıdır o Ak Partililer? Fakat politika böyle bir şey işte.

Develi’deki buluşma katılanlardan hangileri içindi acaba? Hüsamettin Özkan dâvâ konusunda Süleyman Demirel’in görüşlerini alsın diye mi düzenlendi o buluşma? Yoksa, Hüsamettin Bey, önümüzdeki günlerde hızlanması beklenen duruşmalar sırasında yapılacak yayınlar konusunda Aydın Doğan’dan anlayış beklediğini bildirmek istedi de mi orada buluştular? Aydın Doğan ile Süleyman Demirel’in buluşma için özel bir sebebi olabilir mi? Yoksa herkesin katılan diğer isimlerle bir işi mi vardı?

Galiba o tablodaki kilit adam Aydın Doğan... Aydın Bey, Fortis Bank’a sattığı Dışbank’tan 1 milyar doların üzerinde bir para alacak. (“Alacak” diyorum, çünkü satışı BDDK henüz onaylamadı; prensip olarak onaylama kadar onaylamama hakkı da var BDDK’nın.) Son haber, Deutsche Bank ile irtibatı konusunda: Kanal-D ve CNN-Türk’ün yüzde 20 hissesi karşılığı 150 milyon dolar ödemeyi üstlendi Alman bankası. (Tabii, bu satış yasaya uygunsa ve RTÜK tarafından da onaylanırsa). Her şey olup bittiğinde, Türkiye’nin nakit zengini haline gelecek Aydın Bey...

Benim bu işlemlerde anlamadığım bir nokta var: RTÜK Yasası, kimlerin kanal sahibi olamayacağı konusunda çok açık; birden fazla kanal alamıyor yabancılar. Hele o ‘yabancı’ bir finans kuruluşu ise medyanın yanından bile geçemiyor. İsmi üstünde bir banka Deutsche Bank ve ‘yabancı’ bir banka. Bu satın alma işlemi hukuka uygun değil kısacası...

Aydın Bey bu işleri bilir; o sebeple Deutsche Bank doğrudan satın almıyor kanalları, kurulan bir üst şirkete ortak oluyor. İyi de, muhafazakâr bir Alman bankası, kendisine ‘mülkiyet hakkı’ tanımayan bir işlem için o kadar parayı vermeyi nasıl göze alıyor?

Ülkemizle yakından ilgilenen Almanya’nın en ciddi finans kuruluşu benim de sizin de bildiğiniz bu gerçeklerden habersiz olamaz. Satınalma işlemine başlamadan çok yönlü araştırmalar yapıp gerçeği öğrenmiştir. Hükümet yeni bir RTÜK Yasası çıkarma hazırlığında, ancak onda yabancı ortaklar için daha da kısıtlayıcı maddeler yer alacak gibi. Hüsamettin Özkan’ın çıkması için gece nöbeti tuttuğu RTÜK Yasası, üyelerinin çoğu Süleyman Demirel tarafından atanmış Anayasa Mahkemesi tarafından tam da bu sebeple iptal edilmişti, hatırlıyorsunuz...

Bu durum da, beni, Aydın Doğan’ın Almanya ile kurduğu yakın ilişkiye götürüyor. Gözüm yok, ama Allah herkese böyle bir yakın ilişki nasip etsin. Fortis Bank, Deutsche Bank, Frankfurt’ta muazzam baskı tesisleri... Berlin’de ve Avusturya, Polonya gibi gözleri Berlin’de olan ülkelerde kral muamelesi görmeler...

Ertuğrul Özkök ‘imtiyazlı ortaklık’ konusunu gündeme sokan bir yazı yazmış mıydı şu yakınlarda? Elbette o yazıyla bütün bu gelişmelerin bir ilgisi yoktur... Tıpkı, Demirel’in Kayseri’den döner dönmez CNN-Türk’e uğrayıp dünkü ADM gazetelerinde çıkan “Cumhurbaşkanı eşine başörtüsü yasağı konsun” manşetinin son buluşmayla bir ilgisi olamayacağı gibi...

“İlişki var” diyen, münafıktır...


7 Haziran 2005
Salı
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu
Online İlan

ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği
Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED