T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
Y A Z A R L A R | 11 HAZİRAN 2006 PAZAR | ||
|
Şehirlerin geçmişte benzeri görülmedik bir biçimde büyümesi, ülkelerin ekonomik yapısında olduğu kadar kültürel dokusunda da büyük değişikliklere yol açtı. Şehirler bir yandan ülkelerin ekonomik gücünü büyütürken, başka bir yandan da kültürel ve çevresel kirlenmenin kaynağı olmaktadırlar. İstanbul Türkiye'nin, Berlin Almanya'nın, Paris Fransa'nın ve Londra da İngiltere'nin üretim gücüyle birlikte sorunlarına da yeni boyutlar kazandırmıştır. Şehirler hem ekonominin değişik sektörlerinde üretim gücüne güç katarken, hem de kültürel sorunlarına da sorun katıyor. İstanbul'un her yıl küçük bir şehir büyüklüğünde göç alması, konut, eğitim, sağlık ve kültür sorunlarının katlanarak artmasına yol açıyor. Şehirlerdeki üretim artışı tüketimi, tüketim artışı da kültür ve çevreyi kirletmektedir. Üretim ve tüketim sırasında ortaya çıkan atıklarla, kirlenmenin görünen yanını oluşturan çöp dağları, şehirleri yaşanmaz hale getiriyor. Hafta içinde kültürel çalışmalarını İstanbul'dan bütün Balkan şehirlerine taşımayı başaran, Bayrampaşa Belediye Başkanı Hüseyin Bürge'nin öncülüğünde Kültür Müdürü Sedat Akyüz'ün gayretiyle düzenlenen "Kirlenmenin Görünen ve Görünmeyen Boyutları" paneline katıldım. Bünyamin Şen'in yönettiği panelde, Prof. Dr. Nevzat Kor ve Abdurahman Arslan ile birlikte kirlenmenin kültürel ve çevresel boyutlarını ele aldık. Açgözlülükle beslenen ve şehirlerde büyük bir hız ve yoğunluk kazanan "gösteriş tüketimi", bütün insanlığın iç dünyasıyla birlikte dış dünyasını da ileri boyutlarda kirletmektedir. Değişik pazarlama yöntemleri ve medyanın tüketim çağrılarıyla özendirilen "harcama yarışı" önce insanın gönlünü, ardından da çevresini tahrip etmektedir. Toprak bir kabın içindeki sıvıyı dışına sızdırması gibi, insan da iç dünyasını dış dünyasına yansıtmaktadır. Bütün ülkelerin ana sorunlarından biri haline gelen çevre kirlenmesi, görünmeyen kültürel kirlenmenin, suyu, havası ve toprağıyla görünen tabiatta dışa vurmasıdır. İnsanın gerçek ihtiyaçlarından daha çok sonu gelmez isteklerini karşılamaya dönük tüketim ya da israf ekonomisinin yol açtığı kültürel kirlenme, bütün canlı hayatı yok edebilecek boyutlara ulaştığının işaretlerini veriyor. Global ısınma, bütün dünyayı sular altında bırakabilir. Batı'dan Doğu'ya her ülkede büyük bir sanayiye dönüşen cinselliğin ön plana çıkarıldığı basılı ve görsel yayınlar, kültürel kirlenmenin ana kaynaklarından biri haline geldi. Onları, her yıl tüketimi katlanarak artan alkollü içkiler, giderek yaygınlık kazanan uyuşturucu bağımlılığı ve teknolojik gelişmeye paralel olarak geliştirilen yeni yöntemlerle yapılan soygunlar izliyor. Asit yağmurlarından egzoz gazlarına kadar çevre kirlenmesi, elle tutulur ve gözle görülür olduğu için, bütün dünyanın gündemindedir. Kültür kirlenmesi, tanımlanması güç, sonuçlarıyla gündeme geldiğinden, gözardı edilmekte ve üzerinde fazla durulmamaktadır. Kültürel çoraklaşmanın önüne geçmeden, çevresel sorunların üstesinden gelmek mümkün değildir.
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |