T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
Y A Z A R L A R | 24 HAZİRAN 2006 CUMARTESİ | ||
|
Canlı yayınlar risklidir... Zor iştir... Tribünlerde davulla şov yapan İhsan Kalkavan ile konuştum, yıllar önce... "Spor programı sunabilir misin?" diye... "Ohooo binlerce defa canlı yayına çıktım. Kolay" dedi... Canlı yayına konuk olarak katılmak başka... Sunuculuk bambaşka... Nitekim ilk programda İhsan abi, konuklarını tanıtırken, Galatasaraylı yöneticiye geldiğinde kilitlendi... Öylece kaldı ekranda... Konuşamadı... Çünkü konuğunun mikrofonu takılmamıştı. "Hoş geldin" dese adam cevap veremeyecek, verse sesi duyulmayacaktı.. Ne yapması gerekiyordu? Saniyeler içinde karar vermeliydi. Bunu yapamadı İhsan abi.. Ekranda bakakaldı. Canlı yayında kafanıza dekor bile düşebilir... Nitekim düştü de bir gün İhsan abinin kafasına... Show ana haber spikeri Defne Samyeli anlattı.. Canlı yayın konuğu Prof.Dr. Mehmet Öz.. Ve doktorumuz "İyi doktor kimdir, hemşireler bilir onlara sorun" diyor... Rejideki yönetici hemen teknik ekipteki elemana "Ekrana iyi doktor hemşireye sorulur başlığını at" talimatını veriyor. Eleman "İyi doktor hemşireye SARILIR" yazıyor... SORULUR başka... SARILIR bambaşka... İyi doktora sarılan hemşire başlığı bir süre ekranda kalıyor... Canlı yayın konuğu konuşurken anında birileri başlık atar yan odada.... Saniyeler içinde karar verilir, beyin saniyeler içinde algılama yapar... Sonuçta böyle hatalar olabilir... Yani ard niyetsiz, masum bir iş kazası... Bir canlı yayına katıldım... Kadının Sesi programlarını yapan Ayşenur Yazıcı ile Yasemin Bozkurt vardı karşımda... Hararetli bir tartışmaya girdik... Yıllarca beraber çalışmıştık, yöneticilik yapmıştım Ayşenur'a... Severdik de birbirimizi... Ama bu tartışmada altta kalmanın getirdiği duygularla öfkesine hakim olamadı, "Bundan önceki hayatında kadınsı özellikler taşıyordun heralde" deyip belden aşağı vurdu bana... Ardından Yasemin'le birlikte şuh kahkaha patlattılar... Saniyeler içinde bir cevap geldi aklıma... Beynim o anda ters bir cümle pompaladı... Söyleyebilirdim... Ama bana yakışmazdı. Susmayı tercih ettim... Doğru olanı yaptım. Öfkeyle kalksaydım, zararla oturacaktım. Dedik ya... Canlı yayın... Saniyeler adamı ipe bile götürür... Kendisinden yalvararak hediye isteyen telefondaki vatandaşa, M.Ali Erbil reklamda olduklarını zannederek küfürü basmamış mıydı... "..............senin hediyenin" diye... M.Ali'deki artık çarşambaydı... Perşembe geliyordu!
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |