T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 24 HAZİRAN 2006 CUMARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Kürşat BUMİN

"Kararı TCK 302. maddeden temyiz..."

Şemdinli'de ölümle sonuclanan bombalama eyleminin iki astsubay ve bir itirafçıdan oluşan "çete"nin işi olduğuna karar veren Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi sanık astsubayları "çete kurmak, adam öldürmek, adam öldürmeye teşebbüs ve yaralama" suçlarından 39 yıl 5 ay 10'ar gün hapis cezasına çarptırdı. Karar sonrası alınan tavırları Mümtaz'er Türköne (Zaman) güzel sınıflandırmış:

"İki görüş var: Mahkeme kararının Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin savunma refleksini zaafa uğratacağını söyleyenler; öbür tarafta kanun dışına çıkan güvenlik görevlilerinin de cezalandırılabildiğinin kanıtlanmasının, demokratik-hukuk devletini güçlendireceğini iddia edenler."

Bu tavırları -bir kere daha- örneklerle açıklamaya gerek yok herhalde... Ancak Şemdinli kararı ardından yapılan açıklama ve yorumların Türköne'nin sınıflandırdığı birbirine tamamen zıt bu iki tavrı çok berrak bir biçimde ortaya koyduğu muhakkak. Aslına bakacak olursanız, dava sanıklarının ve çıkan cezaların ağırlığı göz önüne alındığında, sınıflamada sözü edilen birinci kesimin "adaletin kestiği parmak acımaz" darb-ı meselini tekrarlayacağını beklemek epeyce safça olurdu.

Karar sonrası TSK'dan herhangi bir açıklama yapılmamış olması önemlidir. Bu tespitin gücünü araya "henüz" sözcüğünü sokarak zayıflatmak gerekir mi, doğrusu bilmiyorum... Umarım bu sözcük önümüzdeki günlerde çıka gelmez ve bu "sessizlik" -olması gerektiği gibi- devam eder.

Ayrıca, geçen gün Cengiz Çandar'ın haklı olarak dikkat çektiği gibi, hazırladığı iddianame üzerinden görülen bir dava karara bağlandığına göre, meslekten ihraç edilen eski Van Savcısı Ferhat Sarıkaya'nın kapanan dosyasının da bu gelişmeler sonrasında ucunun kaldırılması da -haklı olarak- gündeme gelebilir.

Benim bugün asıl dikkat çekmek istediğim konuya gelince:

Biliyorsunuz; kararın çıktığı mahkeme heyetinde yer alan hakim Sinan Sivri, sanıkların kararda olduğu gibi TCK'nın 220. maddesi uyarınca "basit çete" suçu yerine iddianamade yer aldığı gibi - TCK 302'ye göre, yani bölücülükten cezalandırılmasını isteyerek karşı oy kullandı. Ayrıca, müdahil avukatlar adına Sezgin Tanrıkulu da karar sonrası "Kararı TCK 302. maddeden temyiz edeceğiz" açıklamasını yaptı. 302. Madde, yani "Devletin topraklarının tamamını veya bir kısmını yabancı bir devletin egemenliği altına koymak, Devletin birliğini bozmak, Devletin egemenliği altında bulunan toprakların bir kısmını Devlet idaresinden ayırmak..." şeklinde başlayıp devam eden maddeden.

Açıkça söylemek gerekirse, üye hakim Kara ve Tanrıkulu'nun görüşü bana yakın gelmiyor. Şemdinli'de yaşanan olayın faillerinin "çete kurmak, adam öldürmek, adam öldürmeye teşebbüs ve yaralama" suçlarından mahkûm olmaları bana çok daha yerinde bir uygulama gibi geliyor.

Yani daha açıkçası şunu söylemek istiyorum: Birileri bir yere bomba atıp bir insanın ölümü, bir diğerinin yaralanmasına neden oluyor ise, bu suça bir biçimde "Devlet"i (her zaman büyük harfle başlıyor!) karıştırmanın ne anlamı var? Çünkü biliyorsunuz, bomba veya başka bir silah kullanılarak "Devlet"in öldürülebildiğine bugüne kadar şahit olmadık! Bizde hâlâ şöyle bir kanaat var sanki: Bırak insanları, onlar ölür de öldürür de; sen asıl, söz konusu suçun "Devlet"e yönelik olup olmadığına bak!

Eğer öyle ise ne kadar yanlış... Ama siz de çok iyi hatırlıyorsunuz ki (mesela "Sivas Katliamı" davası örneği) insanlara yönelik suçların önemli bir bölümü bizde "Devlet'in birliğine, beraberliğine yönelik..." suçlar olarak algılanıp o fasıldan cezalandırılıyor.

Bu dünyada tek bir insanı bile öldürmenin "Devlet'i öldürmeye teşebbüs"(!) gibi hepten anlamsız bir suç ile karşılaştırılamayacak derecede büyük bir kötülük olduğunu unutuyor muyuz nedir?

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi